Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/831 E. 2021/1492 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 06.02.2018
ESAS-KARAR NUMARASI :… …
Davacı ve davalı vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili şirketin işletmekte olduğu…..tarihleri arasında ‘ders çalışma kamp yapma amaçlı, asgari 100 yatak tahsis etmek şartıyla tam pansiyon konaklama’ için davalı taraf ile 27.11.2012 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşme şartlarına göre müvekkili şirketçe oteldeki mutat hizmetlere ilaveten konaklama amaçlarına uygun “ders çalışma odaları ve toplantı salonları” oluşturulacağını, belirli saatlerde muhtelif ikramlarda bulunacağını, 31.12.2012 tarihine kadar bildirilmek şartıyla öngörülen 100 yatak üzerinde oda tahsis edileceğini, başka deyişle 31.12.2012 tarihine kadar üçüncü kişilerin konaklama talebi için rezervasyon yaptırmayacağını, keza aynı amaçla konaklama talebinde bulunacak başka okul ve kolejlerin bu taleplerinin de kabul edilmeyeceğini, müvekkili şirketin anılan sözleşme koşullarına uyarak başka tür talepleri geri çevirdiği gibi 31.12.2012 tarihine kadar ilave bildirilmediğinden kesinleşen 100 yataklık konaklama için gerekli yiyecek vb. stokların hazırlıklarını, salon tahsislerini de yaptığını, ancak davalı tarafından gönderilen ihtarname ile “….” sebebi ile rezervasyonu iptal ettiklerini bildirdiklerini, söz konusu rezervasyon iptaline karşılık müvekkili şirket tarafından Ankara 47. Noterliği kanalıyla gönderilen 14.01.2013 tarih ve …. sayılı ihtarname ile “basiretli bir tacirin, önceden düşünmesi gereken bir hususu mazeret olarak ileri sürmesinin kabul edilemeyeceğini, sözleşmenin gereğinin yerine getirilmesini, tüm yasal, maddi-manevi tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla, cezai şart bedelinin de ödenmesini…” talep ettiklerini, davalı tarafından Altındağ 8. Noterliği kanalıyla gönderilen cevabi yazıda ise “müvekkili şirketin talebinin karşılanmayacağını, mücbir sebep nedeniyle rezervasyonun iptal edildiğini, ancak Haziran ayında yeniden rezervasyon yaparak doğmuş zararı telafi edebileceklerini…” bildirdiklerini, sonraki tarihlerde yapılan muhtelif görüşmelerden sonuç alınamadığını, sözleşmede kararlaştırılan tarihlerde otelin boş kaldığını, izin verilmediği gerekçesini ileri sürdükleri tarihlerde davalı tarafın Nevşehir’de bir otelde aynı amaçla konaklama yaptırdığının haricen öğrenildiğini, davalı tarafın kusuruyla verdikleri zararı karşılamak ve sözleşmeden doğan cezai şart vb. yükümlülüklere katlanmanın da ticari faaliyetin zorunlu bir sonucu ve yapılan bir hatanın bedeli olduğunı, müvekkili şirketin sözleşme nedeniyle tüm bireysel ve toplu rezervasyonları geri çevirmek zorunda kaldıklarını, haksız ve dayanaksız rezervasyon iptali nedeniyle de müvekkilinin zarara uğradığını, sözleşme ile kararlaştırılan bedelden asgari maliyet düşüldüğünde, öngörülen 13 günlük sürede KDV hariç 78.000,00 TL mahrum kalınan kar olduğunun hesaplandığını belirterek, sözleşmenin yerine getirilmemesinden doğan 78.000,00 TL maddi zarar ve 20.000,00 TL cezai şart olmak üzere toplam 98.000,00 TL’nin sözleşmenin fesih tarihi olan 07.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı tarafından davalıya herhangi bir hizmet verilemediğini, davacı tarafından talep edilen tutarların haksız olduğunu, davacı şirketin rezervasyon taleplerinin reddedilmesine dair iddiasının da doğru ve haklı bir idda olmadığını, davacının davalının yaptığı rezervasyon sebebiyle diğer rezervasyonları iptal etmesinin gerekmediğini, çünkü hem otelin kapasitesi bakımından hem de dava konusu sözleşmenin 7. maddesi hükmüne göre davacının başka rezervasyon taleplerine olumlu cevap verebileceğini, davacı tarafın beklenen kardan mahrum kalmasının tazmin edilmesini talep etmesinin hukuki temeli bulunmadığını, davalının kusurlu ve hukuka aykırı bir eylem ya da işleminden söz edilemediğini, davacının iddialarının doğru olmadığını, dava konusu sözleşmenin 13. maddesinde düzenlenen cezai şartın sözleşmenin şartlarından herhangi birinin yerine getirilmemesi durumunda uygulanacağının belirlendiğini, davacı tarafın cezai şart taleplerinin reddi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Buna göre, davacı vekili müvekkilinin işlettiği…… tarihleri arasında ders çalışma kampı yapma amacıyla asgari 100 yatak tahsis etmek şartıyla tam pansiyon konaklama için davalı kolejle 27.11.2012 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşmenin özel şartlarına göre davacı işletenin oteldeki mutat hizmetlere ilaveten ders çalışma odaları ve toplantı salonları oluşturup belli saatlerde muhtelif ikramlarda bulunup, 31.12.2012 tarihine kadar bildirilmek şartıyla öngörülen 100 yatak üzerinde oda tahsis ederek başka okul ve kolejlerin bu tarihteki konaklama taleplerini kabul etmemek taahhüdü altına girdiğini, müvekkilinin sözleşme koşullarına uyarak bu tür talepleri geri çevirdiği ve gerekli tahsisleri de yaptığını, fakat davalı tarafından gönderilen tebliğ ile ……..İzin vermemesi sebebiyle rezarvasyonunu iptal ettiğinin bildirildiğini, müvekkilinin gönderilen ihtarname ile öncelikle sözleşme gereğinin yerine getirilmesinin ve cezai şart bedelinin ödenmesini talep ettiğini, bu süreçte davalı kolejin başka bir otelde konaklama yaptığının öğrenildiğini ve bu davanın açıldığını, müvekkilinin zarara uğradığını, 78.000 TL mahrum kalınan karı ve 20.000 TL cezai şart alacağınının, sözleşmenin fesih tarihi olan 07.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, hükme esas alınan 07.11.2016 tarihli bilirkişi heyet raporu gözetildiğinde, taraflar arasında 27.11.2012 tarihli bir sözleşme bulunduğu, bu sözleşmenin değerlendirilmesinde taraflar arasındaki sözleşmenin varlığı ve sözleşmeye göre davalının alması gereken konaklama hizmetini İlçe …. tarafından izin verilmediği gerekçesiyle almadığı, davacının defter kayıtlarının incelenmesinde, davacının sözleşmede geçen konaklama zamanlarına denk gelecek şekilde kar kaybına uğradığı, sözleşmeye göre yapılması gereken konaklamalardan mahrum kaldığının anlaşıldığı ve bu mahrumiyetten davacının sorumlu olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının kar kaybının 17.174,22 TL olarak belirlendiği, bununla birlikte sözleşme uyarınca davalının cezai şart ödeme koşullarının gerçekleştiği, nitekim tacir olan davalı şirketin TTK. ya göre ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli iş adamı gibi hareket etmekte yükümlü olduğu, öğrencileri için gerekli izni alma hususunda gerekli şartları sağlamayan ve izin almadan rezarvasyon garantisi veren davalının fesihte kusurlu olduğu, davacıya sözleşmenin feshinde atfedilecek bir kusuru bulunmadığı, bu suretle sözleşmede belirlenen 20.000 TL cezai şartın davalının davacıya ödemesi gerektiği anlaşılmıştır. Davacı şirket tarafından gönderilen ihtarın davalıya 15.01.2013 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarda öngörülen 7 günlük süre eklenince davalının 24.01.2013 tarihinde temerrüde düştüğü belirlenen bedellere bu tarihten itibaren davacının avans faiz talep edebileceği kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulüne…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: hükme esas alınan bilirkişi raporunda talep ettikleri kar kaybı 17.174,22 TL olarak hesaplanmışsa da bu rakamın taleplerinin çok altında olması nedeniyle itiraz ettiklerini, itiraz gerekçelerinin ise 3 yıllık kar marjlarının zaten indirimli tutardan oluştuğundan ilave bir indirimin hesaplamada aleyhlerine sonuç doğuracağına ve gerçeğe uygun almadığına ilişkin olduğunu bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: hükme esas alınan bilirkişi raporunda hukuki değerlendirme yapıldığını, 07.11.2016 tarihli bilirkişi raporunda cezai şart talebi ile ilgili sözleşmenin feshinde davalının kusurlu olduğu yönünde hukuki görüş belirttiğini, bilirkişilerin HMK’nın 279/4. maddesi uyarınca hukuki değerlendirme yapamayacağını, müvekkilinin 27.11.2012 tarihli sözleşmenin feshinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, sözleşmenin mücbir sebeple feshedildiğini, …. Eğitim Müdürlüğü’nün 04.01.2013 tarihli yazısı ile müvekkilin gezi izin talebinin reddedildiğini, ifa imkansızlığı nedeniyle rezervasyonun iptal edildiğini, davalının iyiniyet ve dürüstlük kuralları çerçevesinde sözleşmenin uyarlanmasını, mümkünse rezervasyonu … 30.Haziran.2013 tarihleri arasındaki bir zaman diliminde tekrar yaptırmayı önerdiğini ancak talebin reddedildiğini, davacının kar kaybının söz konusu olmadığını, sözleşmenin 7. maddesi gereğince bir okul rezervasyonu için muvafakat talebinin de olmadığını, BK 117 md. uyarınca ifa imkansızlığı tarafların kusurundan değil de önlenemez/öngörülemez bir nedenden kaynaklanmışsa kar kaybının istenemeyeceğini, cezai şart talebinin kabulünün de isabetsiz olduğunu, müvekkilinin mücbir sebep ve ifa imkansızlığı sebebiyle sözleşmeyi feshettiğini, fesihte bir kusurunun olmadığını, cezai şart talebinin fahiş olduğunu, davacı lehine sebepsiz zenginleşmeye yol alacağının bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesi kapsamında sözleşmeden dönülmesi nedeniyle mahrum kalınan kar ve cezai şart alacağı istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı ve davalı vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. sayılı dava dosyasında verdiği 06.02.2018 tarihli kararına yönelik davacı ve davalı vekillerinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile kalan 23,40 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.539,37 harçtan peşin olarak alınan 635,00 TL’nin mahsubu ile kalan 1.904,37 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı ve davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
20.10.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 20.10.2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …