Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/827 E. 2021/1483 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(H Ü K M Ü K A L D I R A R A K
Y E N İ D E N H Ü K Ü M K U R U L M A S I)
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16.11.2017
ESAS-KARAR NUMARASI :….
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife üye olmasına rağmen kuraya davet edilmemesi nedeniyle davalı kooperatife ait Ankara ili…….binada bulunan ortalama değerde değerde bir konutun müvekkiline tahsisi, bu mümkün olmazsa 150.000,00-TL tazminatın müvekkiline verilmesini, ayrıca kura tarihinden itibaren bu güne kadar her ay için kira bedellerinin toplam karşılığı olan 22.000,00-TL’nin avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının talebinin usule aykırı olduğunu, terditli dava açılamayacağını, hiçbir ödemede bulunmaması nedeniyle davacı hakkında tekrar ihraç kararı verildiğini, davacı tarafından Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde…… sayılı dosya ile yeni bir dava açtığını, bu davanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının kurayı bilmediği, bu nedenle kendisine daire verilmediği iddiasının dayanaktan yoksun olduğunu ve buna dayanarak kira bedeli talebinin mümkün olmadığını, iskan alınmamış olması nedeniyle dairenin kiraya verilmesinin mümkün olmadığını, davacıya 3 nolu dairenin ayrıldığını ve bu güne kadar bekletildiğini, iskanı alınmamış, içi yapılmamış, kaba inşaat halinde ve şehir merkezine çok uzak olan daire değeri olarak talep edilen tutarın yüksek olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Tüm dosya kapsamından, davacının davalı kooperatife üye iken aidat borcunu ödememesi vs sebeplerle üyelikten çıkarıldığı, taraflar arasında görülen davalar sonucunda davacının kooperatif üyesi olduğu hususunun tespit edildiği, mahkememizce aldırılan ve birbirini doğrular nitelikte olan 21.04.2017 tarihli 2. bilirkişi raporu ve 14.07.2017 tarihli 3. bilirkişi raporlarında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davacının iddiasının aksine, davacıya davalı kooperatif tarafından üyeliği nedeni ile tahsis edilen bir konutun bulunduğu, bu nedenle davacıya konut bedeli mukabili tazminat ödenmesinin mümkün olmadığı, tahsis edilen dairenin davacıya diğer hak sahipleri ile aynı şekilde kaba sıva aşamasında teslim edildiği, kooperatiflerde eşitlik ilkesi gereğince tüm üye konutlarının eşit düzeyde teslim edilmesi gerektiği, davacının konutu zamanında teslim alamamasında davalı kooperatife bir kasıt veya kusur izafe edilemeyeceğinden davacının kira kaybı tazminatı da talep hakkının bulunmadığı kanaatine varılmış, davanın reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Davalı kooperatifin, haksız yere müvekkilini üyelikten ihraç ettiğini, mahkeme kararı ile üyeliğe dönen davacıya gerçek borcunun tam 7 katı fahiş bir borç çıkartılarak mahkeme kararının semeresiz bırakılmak istendiğini, fahiş borç hesabının ve tekrar üyelikten ihraç kararının yine mahkeme kararı ile hükümsüz kılınması üzerine bu kez kura dışı bırakılması nedeniyle elinde ortalama değerde daireler bulunmasına rağmen en değersiz daireyi vermek istediğini, mahkemece alınan bilirkişi raporlarının olayı aydınlatmaktan uzak ve bilirkişilik görevini aşar şekilde davanın esasına dair yorumda bulunan raporlar olduğunu, gerekli incelemeler yapılmadan raporların oluşturulduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davacının davalı kooperatiften konut tahsisi, mümkün değilse konut karşılığı tazminat ve kira kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Yapı kooperatifinin ana amacı ortakların akçalı yükümlülüklerini yerine getirmeleri karşılığında ana sözleşmeye uygun konut ya da işyeri teslim etmektir. Ortağın konut karşılığı tazminat isteyebilmesi için kooperatifin inşaatlarının bitirilip konut tahsisi aşamasına gelindiği ve diğer üyelere tahsis ve teslim yapıldığı halde davacıya konut tahsis ve tesliminin yapılmaması gerekir. Bu husus, bu tazminatın istenebilmesinin ön koşuludur. Bu ön koşulun gerçekleşmesinden sonra davacı için çeşitli nedenlerle konut ya da işyeri tahsisi imkânsızlığı ortaya çıktığında ortağın uygun bir tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Normal ödemesini yapıp konut sahibi olan üyelerle eşit miktarda ödemesi bulunduğu tespit edilen, diğer anlatımla eksik ödemesi bulunmadığı belirlenen, ancak kendisine konut tahsis ve teslimi yapılamayan ortağın, ödemesi eksik olmayan diğer üyelere verilen emsal bir konutun dava tarihi itibariyle rayiç değerini talep edebileceğinin, hiç ödemesi yok ise konut karşılığı tazminat talep hakkı olacağının kabulü gerekir.
Bu belirlemeye göre somut olayda, davalı tarafça, kuraların çekilerek tüm üyelerin dairelerinin teslim edildiği, davacıya da konut tahsisi yapıldığı, ancak kuraya katılmadığı bildirilmiş ise de esasen davacının kura tarihinde ortaklıktan ihraç edildiği, bu nedenle kuraya katılamadığı, bilahare ihraç kararının iptal edildiği belirlenmiş, bu tahsisin dava tarihinden sonra yapılıp davacıya bildirildiği anlaşılmakla bu yöne ilişkin istemin konusuz kaldığı değerlendirilmiştir.
Diğer yandan, 1163 Sayılı Kanun’un 23. maddesinde; “Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittirler” düzenlemesine yer verilmiştir. Kooperatifler Hukukunda mutlak değil, nispi eşitlik ilkesi geçerlidir. Eşitlik ilkesi gereğince, hak ve vecibelerde eşit olan ve aynı statüde bulunan tüm ortaklara daire tesliminin aynı tarihte yapılması gerekmektedir. Teslim tarihi yönünden, kooperatif kayıtları incelenerek, bağımsız bölümlerin teslim tarihine ilişkin genel kurullarda bir tarih kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı, bir tarih belirlenmemiş ise bağımsız bölümlerin diğer üyelere hangi tarihte teslim edildiğinin saptanması gerekmektedir. Konutların tamamlanmamış olması halinde tüm üyelerin beklemesi ve bu duruma katlanması gerekir. Aynı konumda bulunan bir kısım üyenin konutunun tamamlanıp teslim edilmesi halinde, eşitlik ilkesi uyarınca, konutu teslim edilmeyen üyenin teslim tarihine kadar kira bedeli isteyebileceği kabül edilmelidir.
Somut davada, tüm ortaklara konutların verildiği, davacıya dava tarihine kadar bir tahsis yapılmadığı gözetildiğinde davacının kira kaybı tazminatı istemesi mümkündür. Bu itibarla konutun teslim edilmesi gereken son tarih ile dava tarihi arasındaki süre için bilirkişi kurulundan gecikme tazminatıyla ilgili ek rapor alınmış, bu amaçla duruşma açılmış, sunulan ek rapor dosya kapsamına uygun bulunmakla, HMK m 356/2 uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. K. sayılı dava dosyasında verdiği 16.11.2017 tarihli HÜKMÜNÜN KALDIRILMASINA, YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA.
Buna göre:

“1/a-Konut tahsisi ile ilgili talebin konusuz kalması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına.
b-Kira kaybı tazminatına ilişkin olarak talebin KABULÜ ile:
22.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
2-Alınması gereken 1.502,82-TL harcın peşin alınan 2.937,35-TL harçtan düşümü ile fazla alınan 1.434,53-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine.
3-Davacı tarafça başta yatırılan 1.502,82-TL peşin harç, 110,00-TL posta masrafı, 45,00-TL tebligat gideri ve 4.300,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.957,82-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
4-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına.
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince 20.290,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.”

II-Peşin alınan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine.
III-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 94,50-TL posta masrafı ve 1.500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.594,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
IV-A.A.Ü.T. uyarınca 4.080,00-TL istinaf duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine.
V-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
19.10.2021 tarihinde, duruşmalı yapılan inceleme sonucunda, davacı vekili Av. Veli Adıgüzel ile davalı vekili Av. …’ün yüzlerine karşı, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 05.11.2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …