Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : …… …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18.01.2018
ESAS-KARAR NUMARASI …
Taraf vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin 10.06.2009 tarihinde davalı kooperatife üye olduğunu ve tüm edimlerini yerine getirdiğini ancak davalı kooperatifin müvekkiline karşı olan edimlerini tam olarak yerine getirmediğini, eksik ve ayıplı ifa nedeni ile müvekkilinin evini geç teslim aldığını, 12 ay 15 gün kirada oturmak zorunda kaldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 3.4 maddesi uyarınca müvekkilinin kira kaybı nedeni ile alacak hakkı doğduğunu, borcun tahsili için girişilen takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili kooperatifin tüm üyelere evlerinin 2013 yılı Şubat ayında teslim edildiğini, davacı tarafından konutunun 02.02.2013 tarihinde teslim tutanağı teslim alındığını, davanın haksız açıldığını savunarak davanın reddi ile %20 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Dosya kapsamı ve toplanan tüm deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı …’nın davalı …. üyesi olduğu, 10.06.2009 tarihli….Taahhütnamesini taraflar arasında imzalandığı, bu taahhütnameye göre davacıya davalı kooperatif tarafından 30.08.2012 tarihinde ev teslimi yapılacağının davalı kooperatif tarafından taahhüt edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı kooperatifin evi geç teslim edip etmediği, evde davacının iddia ettiği şekilde bir ayıp olup olmadığı hususlarına ilişkindir. Davacı ile davalı arasında ev teslime ilişkin bir belge bulunmamaktadır. … Evleri 3. Kısım Teslim Taahhütnamesinin 3.4 hükmünde ev teslim süresi, gecikme halinde kooperatifin sorumluluğu düzenlenmiştir. Davalı kooperatif taahhüt ettiği gibi 30.08.2012 tarihinde evi davacıya teslim ettiğine dair bir delil sunamamıştır, ayrıca bir defaya mahsus evin imalat süresinin 4 ay uzadığına ilişkin davacı kooperatif üyesine yapılmış bir bildirim de yoktur. Bu nedenle de davacının beyan ettiği aksi kanıtlanmayan 15.06.2013 tarihinde evin teslim edildiği kabul edilmiştir. Davalı vekili tarafından davacının evi teslim almaya yanaşmadığı ve davacıdan kaynaklı evin geç teslim edildiği şeklindeki beyanlarına, evin teslim yükümlülüğünün davalı kooperatifte olması, davacının evi teslim almaması halinde kendisine bu konuda bir ihtar çekilmemiş olması nedeniyle itibar edilmemiştir. Zaten davalı vekilinin 2013 yılı şubat ayında evlerin teslim edildiğine ilişkin beyanı da taahhüt edilen tarih olan 30.08.2012’de evlerin teslim edilmediğini kanıtlamaktadır. Bu nedenle de 30.08.2012 -15.06.2013 tarihleri arasındaki geç teslimden kaynaklanan 9,5 aylık emsal kira bedeli olan 3.800,00-TL’lik bedelinin davalı kooperatif tarafından davacıya ödenmesi gerekmektedir.
Davacının takip konusu yaptığı eksik ve ayıplı ifa nedeniyle yapılan harcamalara ilişkin bedellerin de davacı tarafından 15.06.2013 tarihinde evin teslim anından itibaren davalıya bir bildirim veya ihtar da bulunulmadığı, davacının 25.08.2014 tarihinde davalı kooperatife başvurduğuna dair dilekçeyi sunduğunu bildirdiği, bu dilekçenin davalıya iletildiğine dair bir bilgi bulunmadığı, bu tarihten sonra 07.01.2015 tarihinde evdeki ayıplara ilişkin de icra takibi yapıldığı, davacının ayıp olarak bildirdiği tek anahtarla tüm kapıların açılmasının bir ayıp olmadığı, diğer boya ve seramiklere ait ayıplara ilişkin süresinde davalı kooperatife yapılmış bir bildirim olmadığı ve bu anlamda evdeki ayıplara ilişkin bilirkişi heyeti raporunda yeterli bir tespit de yapılmadığı kanaati ile davacının icra takibine konu ettiği evin ayıplı olması nedeniyle davalıdan bir talepte bulunamayacağı anlaşılmıştır. Davacının davasının kısmen kabulüne karar verilerek Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün….. esas sayılı takip dosyasında davalının vaki itirazının kısmen iptali ile 3.800,00-TL raiç kira bedelinden oluşan asıl alacak üzerinden icra takibinin devamına, davacının fazlaya ilişkin istemlerinin reddine, itirazın iptaline karar verilen 3.800,00-TL asıl alacağın likit bir miktar olması da göz önüne alınarak takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı vekilinin icra inkar kötü niyet tazminatı talebinin davacının kötü niyetle icra takibini başlattığının kanıtlamamış olması nedeniyle yasal koşullar oluşmadığından reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Mahkemece talep edilen ayıp ve kusura ilişkin tazminatın reddinde isabet olmadığını, TBK’nın 474. maddesi uyarınca ayıp bildirimi için şekil şartı olmadığını, müvekkilinin ayıp ihbarı için kooperatifi sözlü olarak uyardığını, raporda ayıp bedelinin eksik hesaplandığını, taşınmazdaki eksik ve ayıp işler miktarının daha yüksek olduğunu ayrıca kira tazminatına ilişkin talebinde eksik inceleme sonucu verildiğini, müvekkilinin kira kaybının daha yüksek olduğunu, kararın kaldırılması gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Mahkemece kira tazminatı olarak hükmedilen bedelin yüksek olduğunu, oysa dosyaya sunulan daire teslim tutanağında teslim tarihinin belli olduğunu, davacının müvekkili kooperatife olan borcunu yapılandırdığını, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, müvekkilinin davacı lehine indirim yaptığını, davacıya taşınmazın geç teslim edilmesinin sebebinin tamamen davacıdan kaynaklandığını, mahkemece üyeler arasındaki eşitlik hükmünün yanlış yorumlandığını ayrıca müvekkili aleyhine hükmedilen %20 icra inkar tazminatının da haksız olduğunu kararın kaldırılması gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, davacı kooperatif üyesi ile davalı arasında davacıya konutunun davalı kooperatif tarafından eksik ve kusurlu olarak teslim edilip edilmediği ve davacının geç teslim nedeniyle kirada oturmak zorunda kaldığı süre için tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı ve miktarı hususlarında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, kooperatifin daireyi geç, eksik ve kusurlu teslim etmesinden kaynaklanan kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına; taraf vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … 166,50-TL harcın düşümü ile kalan 521,36-TL harcın davalıdan alınıp; Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcının davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı ve davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
03.11.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 03.11.2021
…