Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/808 E. 2021/923 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 14.02.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : …
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; Davalının tesislerinde tükettiği elektriğe ilişkin faturalarda indirim ve tasarruf sağlanması konusunda, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 01/08/2011 tarihinde Danışmanlık Sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşmeye göre müvekkilinin, kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde, davalının kullanmış olduğu elektrik bedelinde indirime gidilmesini sağlayacağını, bunun karşılığında davalının, indirimin sağlandığı aydan itibaren 12 ay boyunca, ortaya çıkan indirim miktarının %50’lik kısmını, danışmanlık ücreti olarak müvekkiline ödeyeceğini, müvekkili şirketin sözleşmenin imzalanması ile birlikte çalışmalarına başlayarak, davalının elektirk kullanımından kaynaklanan bedellerin düşürülmesi için gereken işlemleri gerek kendi eli ile yürüterek gerekse davalı eli ile yürütülmesini sağlayarak tamamladığını, ancak müvekkilinin sözleşme ile kararlaştırılan ücretini davalıdan tahsil edemediklerinden bahisle; alacak miktarı bilirkişilerce tespit edildiğinde dava değerini bu miktara artırma hakları ve sair ıslah, talep ve dava hakları saklı kalmak üzere; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilen 01/08/2011 tarihli sözleşmeden kaynaklı 100,00 TL hizmet alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı şirketten tahsili ile müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ; Davacı şirketin hukuki dayanaktan yoksun iddia ve beyanlarını kabul etmediklerini ve davanın reddini talep ettiklerini, davada ispat yükünün davacıda olduğunu, davada zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, davanın gerek zamanaşımı, gerek hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesini, davacı tarafından müvekkili şirkete verilmiş herhangi bir danışmanlık hizmeti olmadığı gibi değerlendirme yapılmadığı ve fatura da kesilmediğini, bu hususta dosyaya davacı tarafça hiçbir yazılı belgenin de ibraz edilmediğini, davanın 5 yıl sonra açılmış olmasının davacının kötüniyetinin göstergesi olduğundan haksız ve kötüniyetli davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi’nce “Davanın, davalı tarafça taraflar arasında yapılan sözleşme gereklerinin yapılmamasına bağlı alacak davasıdır.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalının tesislerinde tükettiği elektriğe ilişkin faturalarda indirim ve tasarruf sağlanması konusunda, davacı şirket ile davalı şirket arasında 01/08/2011 tarihinde Danışmanlık Sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşmeye göre, kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde, davalının kullanmış olduğu elektrik bedelinde indirime gidilmesini sağlanacağını, bunun karşılığında davalının, indirimin sağlandığı aydan itibaren 12 ay boyunca, ortaya çıkan indirim miktarının %50’lik kısmını, danışmanlık ücreti olarak davacı şirkete ödeyeceğini, davacı şirketin sözleşmenin imzalanması ile birlikte çalışmalarına başlayarak, davalının elektirk kullanımından kaynaklanan bedellerin düşürülmesi için gereken işlemleri gerek kendi eli ile yürüterek gerekse davalı eli ile yürütülmesini sağlayarak tamamladığını, ancak sözleşme ile kararlaştırılan ücretin davalıdan tahsil edemediklerinden bahisle; alacak miktarı bilirkişilerce tespit edildiğinde dava değerini bu miktara artırma hakları ve sair ıslah, talep ve dava hakları saklı kalmak üzere; davacı şirket ile davalı şirket arasında akdedilen 01/08/2011 tarihli sözleşmeden kaynaklı 100,00 TL hizmet alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ettiği, davalının davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, taraflar arasında 01/08/2011 tarihinde “Enerji Verimliliği Hizmet Sözleşmesi”nin akdedildiği, sözleşme aslının davacı tarafça mahkememiz dosyasına sunulduğu, davalı tarafın sözleşme altındaki imzasını inkar etmediği, dosyanın Elektrik Mühendisi …’a tevdii edilerek; tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda rapor düzenlenmesinin istenildiği; bilirkişi Elektrik Mühendisi … tarafından düzenlenen 12/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda; Davalıya ait dava konusu … nolu tesisatta 28/10/2011 tarihli faturadan itibaren tek terimli sanayi orta gerilim grubundan çift terimli sanayi orta gerilim grubuna geçilmiş olduğunun tespit edildiğini, yapılan hesaplamalar sonucu …. nolu tesisat için davalının tek terimli sanayi orta gerilim tarife grubundan çift terimli sanayi tarife grubuna geçmesi sonucu 22.545,96 TL’lik davalının avantaj sağladığını, dava konusu … nolu tesisat için sözleşme gereği ortaya çıkan indirim miktarının %50’lik kısmının 11.272,98 TL olduğunun bildirildiği, mahkemece alınan raporun ayrıntılı ve denetime açık olması nedeniyle hükme esas alındığı, davaya konu …. nolu tesisat için sözleşme gereği ortaya çıkan indirim miktarının %50’lik kısmının 11.272,98 TL olduğu, taraflar arasında düzenlenen 01/08/2011 tarihli “Enerji Verimliliği Hizmet Sözleşmesi”nin 4. a ve e maddeleri gereğince davalının hesaplanan 11.272,98 TL’lik kısmı ödemekle yükümlü olduğu, davalının ödediğini ispat edemediği gibi esasında ödeme iddiasında dada bulunmadığı, davalı tarafın zamanaşımı itirazlarının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146.(818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125.) maddesi uyarınca sözleşmeden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi 10 yıl olması nedeniyle yerinde olmadığı, davanın taraflar arasındaki akdi ilişkiden kaynaklanan alaca davası olması nedeniyle herhangi bir hakdüşürücü sürenin bulunmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne …” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: müvekkili şirkete davacı tarafından hiçbir şekilde hizmet verilmediğini ve bu hususta dosyada hiçbir bilgi ve belge olmadığını, fatura da kesilmediğini, tarife değişikliğini kimin yaptığına ilişkin de bilgi ve belge olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik inceleme sonucu düzenlendiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, danışmanlık sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. sayılı dava dosyasında verdiği 14.02.2018 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 770,05-TL’nin peşin olarak yatırılan 192,52-TL’nin mahsubu ile kalan 577,53-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
16.06.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.