Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/798 E. 2021/1709 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ –
D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : …. … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22.12.2017
ESAS-KARAR NUMARASI …
Taraf vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin yaptırmakta olduğu taşınmazlardan bir daireyi 15.04.2006 tarihli protokol ile bedelini ödeyerek aldığını ve kooperatife doğalgaz, elektrik, su abonelikleri dışında bir ödenti borcunun kalmadığını, müvekkilinin bedeli ödeme sonrası daireye taşındığını, kooperatif başkanlığının müvekkili hakkında borcu bulunduğundan bahisle almış olduğu ihraç kararlarından ilkine yönelik Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin….. karar sayılı dosyasında ihraç kararının iptali davasının müvekkili lehine sonuçlandığını; bilahare alınan yeni ihraç kararına karşı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasında açılan ihraç kararının iptali davasının yine müvekkili lehine sonuçlandığını, kooperatif başkanlığının müvekkili hakkında iki haksız ve mesnetsiz ihraç kararı aldığını, davalı tarafın mevcut olmasına ve müvekkilinin borcu bulunmamasına karşın haksız borç dilimleri tahakkuk ettirerek tapu ferağını vermekte direnen bir tutum gösterdiğini ileri sürerek …….dairenin kaydının müvekkili adına tescili ile aidat ve sair borçlarının bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı cevap dilekçesi vermemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Mahkememizce dosya arasına alınan kooperatif kayıt ve belgeleri, tapu kayıtları, bilirkişi raporu tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının, davalı kooperatife 25.07.2006 tarihli yönetim kurulu kararıyla üye olmuş, daha sonra davalı kooperatif yönetim kurulunca davacının üyelikten ihracına ilişkin verilen kararın mahkememizin …. karar sayılı davada yapılan yargılama neticesinde 18.03.2015 tarihinde iptaline karar verilmiş, bu karar 02.06.2015 tarihinde kesinleşmiş olup davacının davalı kooperatifin üyesi olduğu anlaşılmıştır. Kooperatif üyelerinin hak ve yükümlülüklerinde eşitliği ilkesini düzenleyen Kooperatif Kanunu’nun 23. maddesine göre genel kurul kararına dayanmaksızın kooperatif yönetiminin sabit fiyatla daire vermeyi taahhüt etmesi hukuken geçerli değildir. Davacının ise alınan bilirkişi raporu ile de sabit aldığı üzere 08.2009- 04.2011 tarihleri arasında 11.122,00-TL üyelik, 9.452,11-TL işlemiş faiz borcu mevcuttur. Davacının 15.04.2006 tarihli protokol başlıklı belge nedeniyle tapu iptali ve tescil talebinde bulunması Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi ve davalı Kooperatif Ana Sözleşmesi’nin 61. maddesi nedeniyle hukuken himaye edilemez. 15.04.2006 tarihli belge altında kooperatif başkanlığı adına imzalar bulunmakta ise bu belge genel kurul kararı neticesinde düzenlenmiş bir belge hüviyetinde değildir. Belge altındaki imzaların kimin tarafından atıldığı dahi bilinememektedir. Bu nedenle de 15.04.2006 tarihli belgenin davalı kooperatif açısından bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Mahkememizce aldırılan denetime açık, yeterli, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyeti raporu da dikkate alınarak davacının davalı kooperatife üyelik borcunun bulunduğu, davacının yasal deliller ile davasını ispatlayamadığı kanaatine varılmakla davanın REDDİNE…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ancak davalı kooperatifin tapu kaydını müvekkiline tescil edeceği yönünde beyanda bulunmasına rağmen müvekkilini oyaladığını, kooperatifin mali yönden sıkıntılarının yanında idari yönden de yaşamış olduğu problemler sebebiyle aralarında taraflarının da olduğu muhtelif takip dosyalarında vekalet ücretlerinin ödenmemesinin, davalı kooperatifin eldeki mevcut dairelerinin başka şahıslara satışını ortaya çıkardığını, müvekkilinin ihraç kararlarının iptaline rağmen kooperatifin daireyi … isimli bir şahsa usulsüz olarak sattığını, müvekkilinin, adına tescilini istediği taşınmazı için davalı kooperatifin tescilden doğan yükümlülüğünü gerçekleştirmediği gibi hukuka aykırı edimleri ile müvekkilinin yükümlü olmadığı bir borca taraf kılınması adına haksız borç çıkarımına girdiğini, dosyada mevcut raporların kanaat üzerine oluşturulduğunu, davalı kooperatifin hesaplarının da doğru düzgün tetkik edilmediğini, müvekkilinin yapmış olduğu ödeme ve sözleşme kapsamına göre bilirkişi heyetinin değerlendirmesinin de hatalı olduğunu, usul ve yasaya aykırı raporun hükme esas alınamayacağını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Hükmün konusunun tapu iptali ve tescil davası olup davalı kooperatifin vekil ile temsil olunduğunu, açılan davanın konusu para ya da para ile ölçülebilen bir dava ise nispi vekalet ücreti, eğer davanın konusu para ile ölçülemiyorsa maktu vekalet ücreti verildiğini, işbu davada gerekçeli kararın hüküm kısmında müvekkilinin vekil ile temsil edilmesine rağmen vekalet ücretine hükmedilmediğini, bunun usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kooperatif ortaklığı nedeni ile bağımsız bölümün tapu kaydının iptali/ tescili ve ortaklık borçları nedeni ile menfi tespit istemine ilişkindir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değişik 341/(1) maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK’na eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında karar tarihi itibariyle 3.110,00 TL.’dir.
HMK’nın 341/(4). maddesi hükmüne göre alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, asıl istemin reddedilen bölümü, anılan kesinlik sınırını geçmeyen davalı tarafın istinaf hakkı bulunmamakta ise de aynı Kanun’un 348/(1). maddesi uyarınca, davacı tarafça, kesinlik sınırı üzerinde kalan miktara yönelik istinaf yoluna başvurulması halinde, davalı tarafın katılma yolu ile istinaf hakkı saklıdır.
Somut olayda, kararın davalı tarafa 16.02.2018 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf dilekçesinin ise 13.03.2018 tarihinde verildiği, buna göre istinaf süresinin kaçırıldığı anlaşılmış ise de davacı tarafın istinaf dilekçesinin davalıya 07.03.2018 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarih dikkate alındığında istinafın katılma yolu ile yapıldığı ve süresinde sayılması gerektiği değerlendirilmiştir.
Buna göre, konusu para veya para ile değerlendirilebilen dava ve işlerde kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına harcı tamamlanan dava değeri olan 110.000,00-TL üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken vekalet ücretine hiç hükmedilmemiş olması doğru bulunmamış, HMK m 353/1,b,2 uyarınca kararı düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
II-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı dava dosyasında verdiği 22.12.2017 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:
“1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan; 27,70 TL peşin harç ile 1.878,52 TL tamamlama harcı olmak toplam 1.906,22 TL harçtan mahsubu ile artan 1.846,92-TL harcın davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.Ü.Ü.T uyarınca 14.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
5-Artan gider-delil avanslarının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak ilgilisine iadesine.”
III-Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 35,90-TL harcın düşümü ile kalan 23,40-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına; davalı taraftan peşin alınan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde iadesine.
IV-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına; davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 60,80-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
Avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak ilgili tarafa iadesine.
V-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
17.11.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 19.11.2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …