Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/726 E. 2021/864 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
….

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 21.12.2017
ESAS-KARAR NUMARASI …
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkiline … sayılı montaj bütün tehlikeler sigorta poliçesi ile 01.08.2015-28.11.2017 tarihleri arasında sigortalı bulunan dava dışı … ….A.Ş.’ne ait 5 MVA gücünde, 10.460 kg ağırlığındaki trafonun 26.08.2015 tarihinde davalıya ait … plakalı 60 ton vinç ile mevcut yerinden kaldırılıp olması gereken yere bırakılırken vincin dönüş motorunun milinin kırılması sonucu vincin kupasına çarpmak ve yere düşmek suretiyle hasarlandığını, yapılan inceleme neticesinde 32.672,00-TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalının sigortalı trafoda oluşan hasar sebebiyle tamamen kusurlu ve oluşan hasarın tamamından sorumlu bulunduğunu, müvekkili şirketin 25.11.2015 tarihli ödeme belgesi ile 32.672,00-TL’sini sigortalısına ödediğinden TTK’nun 1472. maddesi gereğince sigortalısının halefi olduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 32.672,00-TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, söz konusu vincin sağlam bir şekilde dava dışı ….’ye 26.08.2015 tarihinde iş makinesi kira sözleşmesi ile kiraya verildiğini, vincin bakımının dışında tüm testlerinin de yapıldığını, kazanın mesuliyetinin müvekkiline yüklenemeyeceğini, … şirketi ile … … Şirketi arasında imzalanan sözleşmenin 8. sayfasında “Kaldırma ve Yükleme İşlerinde Güvenlik” başlıklı maddenin c maddesinde, “Bütün kaldırma makineleri ve araçların her türlü müştemilatı her çalışmaya başlamadan önce operatörleri tarafından iyice kontrol edilecektir. Herhangi bir arıza ya da aksaklık tespit edilirse makine veya vinç kullanılmayacaktır.” ibaresinin bulunduğunu, bu maddeye göre söz konusu kazanın eğer müvekkiline ait vinçteki arızadan kaynaklandı ise neden çalışmaya başlamadan önce … ya da … … Şirketi tarafından kontrol edilmediğini ve vincin kullanıldığını, eğer kontrolü yapmadan işe başladılarsa bunun artık müvekkilinin sorumluluğunda olan bir durum olmadığını, bizzat ilgili şirketi bağlayan bir durum olduğunu, aynı sözleşmenin d maddesinde “Vinç operatörü tek başına hiçbir kaldırma işlemi yapmayacaktır. Kendisinden iş talep eden bir kişi veya grupla çalışacaktır. Operatör vinci ehil bir işaretçiden alacağı özel işaretlere göre kumanda edecektir. Yetkisiz şahısların vereceği işaretlere uymayacak ve sesli ikaz ile çalışma grubunu uyaracaktır. Ancak operatör kim tarafından verilirse verilsin her dur işaretini daima yerine getirecektir.” ibaresinin bulunduğunu, buna göre davacının ifadesine dayandığı …… …….’ın beyanına bakılacak olunursa vinci tek başına kaldırmaya çalıştığının açık olduğunu, bu sebeple … ve … … Şirketi’nin sözleşmedeki maddeye uygun hareket etmedikleri ve kimsenin kendi hatasını bir başkasına yükleyemeyeceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi’nce “…Mahkememizce alınan 28.10.2016 tarihli bilirkişi raporunda; vincin dişlisinin kırılma nedeni ihtimalli olarak açıklanarak, bakımlarının yapılmaması nedeniyle kırılma olmuş olabileceği belirtilmiş ve davalının tam kusurlu olduğu, hasar bedelinin 32.672,50-TL olduğu açıklanmıştır. Rapora karşı itiraz edilmesi üzerine, bilirkişilere vinç üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilerek aldırılan 21.09.2017 tarihli bilirkişi raporunda ise; vinç dişlisinin bakımının yapıldığının tespit edildiği, 60 ton kapasiteli bir vincin dişlisinin 10 ton ağırlığındaki trafoyu taşırken, ancak kullanma hatasından ötürü kırılabileceği, vincin eğimli arazide çalışmaya zorlanmasından kaynaklı operatörün ve dolayısıyla davalının kusurlu olduğu açıklanmıştır. Raporlar arasında çelişki bulunduğu belirtilerek davalı yanca tekrar itiraz edilmişse de; ilk raporda ihtimalli görüş bildirildiğinden, yerinde inceleme sonucu düzenlenen ve kati kanaat içeren ek rapor tespitleri çelişkili bulunmamakla birlikte hükme elverişli rapora itibar edilerek yeniden inceleme yapılması düşünülmemiştir.
Tüm bu açıklamalara göre; davalının, sözleşme ile iş makinesi çalıştırma işini yapma konusunda dava dışı … …. …Ltd. Şti.’ne taahhütte bulunduğu, işin yapılması ve saha çalışmalarına dair usulün …. ile iş sahibi … … Elekt. A.Ş. arasındaki 25.05.2015 tarihli asıl sözleşme ve ekleri ile düzenlendiği, bu hususların … … tarafından iş sahibine taahhüt edildiği, … …. ile davalı arasındaki kira ve iş makinesi çalıştırılması sözleşme ile de davalının trafo taşıma işini devralması nedeniyle alt yüklenici olarak, vincin çalıştırılması sırasında meydana gelen zarardan sorumlu olduğu kanaatiyle davanın KABULÜNE…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Kusura ilişkin olarak alınan raporların hükme dayanak alınacak, denetime elverişli, tatmin edici ve açık olmadığını, ayrıca raporlar arasında da açık bir çelişkinin söz konusu olduğunu, operatörün dinlenmesi ve olay yerinde keşif yapılması zorunlu olduğu halde mahkemece itirazlarının kabul edilmediğini ve dosyanın eksik araştırma ile karara çıktığını, ek raporda resimler üzerinden inceleme yapılarak mobil vincin eğimli arazide çalışmaya zorlanmasına bağlı olarak dengesiz çalışması sonucu vincin göbek dişlisinin kırılmış olabileceğinin belirtildiğini, fakat resimlerden, eğimli bir arazide çalışma yapılıp yapılmadığının net bir şekilde anlaşılmadığını, nitekim ekspertiz raporunda da arazinin eğimli olduğu yönünde bir tespitin de olmadığını, olay yerinde keşif yapılmadığı için çalışmanın eğimli bir arazide yapılıp yapılmadığı hususunun muğlak kaldığını, eğimli bir arazide çalışma yapılmışsa bile buna karar veren kişi operatör olmadığı için bütün sorumluluğun operatörde olduğunun belirtilmesinin de isabetli bir değerlendirme olmadığını, operatörün çalışma yapacağı bölgeyi kendi başına belirlemediğini, almış olduğu talimatlar karşısında görevini yerine getirdiğini, dosya içerisine giren son rapor gereği vinç operatörünün dinlenmesinin kazanın oluşumunu aydınlatacak önemde bir durum olduğunu, ancak mahkemece vinç operatörünün dinlenmesi yönündeki taleplerinin reddedildiğini, kazanın vinç operatöründen kaynaklı olarak geliştiğinin de ispat edilmediğini, olayın tamamen … ve Kaza … şirketinin kendi hatalı davranışları nedeniyle meydana geldiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, montaj bütün tehlikeler sigorta sözleşmesi gereği davacı sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tazmini talebine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. K. sayılı dava dosyasında verdiği 21.12.2017 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 2.231,82-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 139,49-TL harcın düşümü ile kalan 2.092,33-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
03.06.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 04.06.2021