Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/635 E. 2021/1040 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)
(İ S T İ N A F D İ L E K Ç E S İ N İ N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
.
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 09/11/2017
ESAS-KARAR NUMARASI :…

Davacı ve davalı vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili şirketin davalıdan almış olduğu iş ve ihaleler doğrultusunda davalıya ait iş yerlerinde bulunan alet ve ekipmanların periyodik bakım, servis hizmetleri ve arızalarını yapım işini üstlendiğini, bu itibarla yapılan işlerin hakedişleri yapılarak 21/07/2014 tarihinde davalı kuruma….. numaralı üç adet 8.175,00 TL’lik, …. numaralı 436,60 TL’lik olmak üzere toplamda 24.961,60 TL’lik fatura düzenlendiğini ve kuruma verildiğini, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kendi işçisi olan … tarafından, hem müvekkili hem de davacı aleyhine İstanbul 9. İş Mahkemesi’nin….. esas sayılı dosyasında dava açıldığını, bu davada işçi lehine hükmedilecek tazminattan dolayı ve işçi alacağını garantiye almak için davacı tarafın talep ettiği hakedişin ödenmediğini savunarak, davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “… davacı şirketin davalı …. almış olduğu iş ve ihaleler doğrultusunda davalıya ait iş yerlerinde bulunan alet ve ekipmanları periyodik bakım servis hizmetleri ve arızalarını yapım işini üstlendiği, bu itibarla bakım ve onarım yapılan alet ve ekipmanların hakedişleri yapılarak 21/07/2014 tarihinde davalı kuruma 4 adet fatura düzenleyerek verdiği, davalı kurumun esasen bu hakedişlere bir itirazının olmadığı, fakat dava dışı…. tarafından iş kazası nedeniyle hem davacı hem de davalı aleyhine dava açılması nedeniyle açılan davada işçi lehine hükmedilecek tazminattan dolayı işçi alacağını garantiye almak için davacının hadekişine bloke konulduğu, bu durumunda davacıya bildirildiği, dava devam ederken dava konusu hakedişlerin davacıya ödendiği, davalının işçi alacağını garantiye almak için hakedişe bloke koymasının İstanbul 9. İş Mahkemesinin gerekçeli kararı nazara alındığında haklı olduğu, fakat dava sırasında blokenin kaldırılarak hakedişlerin ödendiği, bu nedenle mahkememizce itirazın iptaline karar verilerek yapılan ödemelerin infaz aşamasında nazara alınmasına karar verilmesi gerekmiş, bloke konulmasında davalı tarafın haklı olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin davalı nezdindeki alacağının fatura alacağı olduğunu, işin teslimine ilişkin ihtilaf bulunmadığını, miktar yönünden de taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, kaldı ki davalının yerel mahkeme dosyası henüz karara çıkmadan icra takibi konusu faturaları ödediğini, davalının yapmış olduğu itirazın haksız olduğunu, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin hukuka, usule, yasaya ve dosya kapsamına aykırı düştüğünü beyan ederek yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılarak davanın kabulüne ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: İşçilik alacaklanın tam olarak ödendiğinin alt işveren yüklenici tarafından ispatlanmadığını, ödemenin yapılması ile davanın konusuz kaldığını ve davanın reddine karar vermesi gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davalıya ait iş yerinde bulunan alet ve ekipmanların periyodik bakım, servis hizmetleri ve arızalarının yapım işi sözleşmesine istinaden düzenlenen fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini bildirmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değişik 341/(1) maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK’na eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında karar tarihi itibariyle 3.110,00 TL.’dir.
HMK’nın 341/(4). maddesi hükmüne göre alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, asıl istemin kabul edilmeyen bölümü, anılan kesinlik sınırını geçmeyen davacı tarafın istinaf hakkı bulunmamakta ise de, aynı Kanun’un 348/(1). maddesi uyarınca, davalı tarafça, kesinlik sınırı üzerinde kalan miktara yönelik istinaf yoluna başvurulması halinde, davacı tarafın katılma yolu ile istinaf hakkı saklıdır.
Somut olayda, dava dilekçesinde, 24.961,60 TL yönünden itirazın iptaline karar verilmesi istenilmiş olup, ilk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekilince icra inkar tazminatına ilişkin hüküm bölümünden istinaf isteminde bulunulmuştur. Davacı yanın harçlandırılmış asıl talebinin tamamen kabul edildiği, reddedilen kısmının bulunmadığı anlaşılmış olup, istinaf başvurusu katılma yolu ile de yapılmamıştır.
Alacak davalarında istinaf (kesinlik) sınırı belirlenirken, yalnız alacağın aslı (asıl talep) nazara alınır: faiz, icra tazminatı (İİK m. 67, m. 69., m. 72) ve (ihtarname, delil tespiti ve yargılama giderleri gibi) giderler hesaba katılmaz. (Prof. Dr. Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medenî Usul Hukuku, Ağustos 2016)
Kesin olan kararlara yönelik istinaf istemleri yönünden HMK’nın 346/(1) maddesi uyarınca mahkemece bir karar verilebileceği gibi, aynı Kanun’un 352. maddesi maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi’nce de karar verilebileceğinden, HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-b. maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre HMK’nin 353/(1)-b.1 maddesi gereğince davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
3-Türk Borçlar Kanunu’nun 139. maddesi uyarınca, iki kişi karşılıklı olarak bir miktar parayı veya konuları itibari ile aynı türden malı birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise iki tarafın her biri borcunu alacağı ile takas edebilir. Takastan bahsedilmek için, her şeyden önce iki ayrı kimsenin karşılıklı olarak birbirlerinden alacaklı olmaları gerekir.
Somut olayda davacı tarafından, davalıya hizmetin verildiği ve fatura bedelinin ödenmediği ileri sürülmüş; davalı tarafından ise dava dışı işçinin iş kazası nedeniyle doğabilecek alacağının tahsili ihtimaline binaen faturanın ödenmediği savunulmuş, yargılama sırasında da ödeme yapılmıştır. Davalı yanın bu savunması takas niteliğindedir. Zira birbirinden bütünüyle ayrı ve bağımsız, karşılıklı iki alacak (borç) iddiası bulunmakta olup bu sebeple davacının alacağının bulunmadığı savunulmuştur.
Takas edilecek alacakların muaccel, dava edilebilir olması ve takas hakkının kanunla veya tarafların yapmış olduğu sözleşmeyle ortadan kaldırılmamış olması gerekir. Somut olayda takas hakkının ortadan kaldırılmasına ilişkin sözleşme hükmü bulunmamakla birlikte davalı yanın takasa konu ettiği alacağın yargılamasının ayrı bir davada devam ettiği anlaşılmıştır. Dava dışı işçinin,…. sayılı dava dosyasında, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verildiği, dava tarihinin 12/10/2006, karar tarihinin 07/03/2017 ve kesinleşme tarihinin 24/09/2019 olduğu görülmüştür ( Taraflar arasındaki Dairemizin …..E sayılı emsal dosyası ile de sabit olduğu üzere) .
Görüldüğü üzere, fatura alacağına yönelik olarak açılan işbu dava tarihi olan 29/12/2014 tarihi itibariyle davalının takasa konu edilecek muaccel ve kesinleşmiş bir alacağının bulunmadığı ve takas şartlarının oluşmadığı açıktır.
Mahkemece takas şartlarının oluşmadığından bahisle davacının alacağının tahsili gerektiğinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, takasta birbirinden bütünüyle ayrı ve bağımsız karşılıklı iki alacak (borç) olabileceği hususu gözetilmeksizin yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, davalı yanın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilerek yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne dair esas hakkında yeniden karar verilmesi gerekmiştir (HMK m.353/1-b.2).
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle HMK m. 346 ve 352/1,b,c gereğince, davacı vekilinin İSTİNAF DİLEKÇESİNİN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer hususlara yönelik İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
3-Yukarıda (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce ….. sayılı dava dosyasında verilen 09/11/2017 tarihli kararın gerekçesi DÜZELTİLEREK ESAS HAKKINDA YENİDEN KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-Davanın Kısmen Kabulüne, davalının Ankara 17. İcra müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin devamına, yapılan ödemlerin infaz aşamasında nazara alınmasına,
2-Davacının icra inkar tazminatının reddine,
3-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 2,996,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat ve bilirkişi ücreti olan 1.113,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde YATIRANA İADESİNE,
6-Alınması gerekli 1.705,13 TL harçtan peşin alınan 426,29 TL harcın düşümü ile arta kalan 1.278,84 TL harcın davalı tarafdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Peşin alınan 426,29 TL harcın davalı taraftan alınarak davacıya ödenmesine,”

4-Peşin alınan istinaf karar harçlarının taraflara iadesine,
5-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
6- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 24,38-TL posta gideri olmak üzere toplam 122,48 TL masrafın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kullanılmayan avansın gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
7- HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
30/06/2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere,OYBİRLİĞİYLE karar verildi.GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 05/07/2021