Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

…

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11.10.2017
ESAS-KARAR NUMARASI :….
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalının müvekkilinin üyesi olup, üye aidatlardan kaynaklanan borçlarını ödememesi üzerine aleyhine takibe geçildiğini, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı asil, kendisinin kooperatifin üyesi olmadığını, taşınmazı eski malikinden 02.05.2012 tarihinde satın aldığını, davalı kooperatife üye olmak içinde herhangi bir başvurusu olmadığını, bu nedenle aidat borçlarından sorumlu bulunmayacağını ayrıca alacağın zamanaşımına uğradığını, talep edilen faiz oranınında çok fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Somut olayda; kooperatifin ortağı olan …’den daire satın alan davalı … arasında yapılmış bir ortaklık Hisse Devir Sözleşmesi yoktur. Kooperatif tarafından ve taraflarca ibraz edilmemiş, davalıda hiç yapılmadığını belirtmektedir.
Davacı taraf delil olarak 02.05.2012 tarihli ortaklık senedini ibraz etmiş, davalı … imzanın kendisine ait olmadığını, kendisinin haberi ve izni olmadan kooperatif çağırıp kızını imzalattığını beyan etmiş, 11.10.2017 tarihli celsede, davacı vekili imzalı beyanında ortaklık senedinde ki imzanın davalıya ait olmadığının kabulünde olduğunu, imza incelemesi istemediklerini beyan etmiştir.
Davacı taraf, 26.05.2015 tarihli Genel Kurul hazirun cetvelindeki listede, davalının adı karşısındaki imza ve 1.000,00-TL aidat yatırdığına dayanmaktadır. Davalı Genel Kurul’a katılmak istemediğini, beni neden üye yapıyorsunuz demek ve itiraz etmek için gittiğini, tamam şuraya imza et dediklerini, ayrıca kooperatiften gelip gidip hacze geleceğiz demeleri üzerine 1.000,00-TL’de ödemede bulunduğunu beyan etmiştir.
Bu oluşa göre; KK 14 madde ortaklığın devredilebileceği, kooperatif ortağı … ile davalı arasında devre ilişkin sözleşmenin olmadığı, KK 8. maddesinde belirtildiği şekilde, ortak olmak isteyen özel kişi davacının kooperatife bütün hükümlerine kabul ettiğini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvururlar, başvururlar hükmü kapsamında bir başvurunun da olmadığı, ortakların hak ve ödevlerine düzenleyen, ortaklık senedinin düzenleneceği, kooperatife girdi çıktığı tarihi yazılacağı hükmü kapsamında, bir ortaklık senedinin de olmadığı, davalının imzalamadığı, davacı kooperatif vekilince imzaya itirazın kabul edildiği, davalının evi 2012 yılında satın aldığı, 2014 yılında 1.000,00-TL aidat yatırılındığına dayanıldığı, kooperatiften geldiğini, eve haciz yapılacağından dolayı yatırıldığı, nitekim 1 kez yatırıldığı, kooperatifin birden fazla kez genel kurul yaptığı, diğerlerine katılmadığı, davalı “ben üye değilim demek için gittiğinde, tamam buna imza at dediklerini” beyan ettiği, kooperatifle ilgili özel düzenleme ve kabulleri bilmesi düşünülemeyecek davalının, Kooperatifler Yasası’nın istediği prosedüre uyulmadan (üye olmak için başvurusu, devir sözleşmesi olmadığından) üye yapılmak istendiği, KK 8 maddesinin düzenlemesinin lafsını ve ruhunu birlikte dikkate alınması, madde düzenlemesinde belirtildiği gibi asıl amacının, açıkça bütün unsurları itibari ile bilerek kooperatife üye olmak istemesi, somut olayda da davacı için üye olma isteği ve üye olduğu ispat edilemediğinden davanın reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Davalının 2014 Temmuz ayında 1.000,00-TL ortaklık bedelini ödediğini, ortaklık senedindeki imzanın davalının kızına ait olduğunu, davalınında bunu kabul ettiğini, davalının kooperatifin üyesi oldup, 26.05.2015 tarihli genel kurula davalının kızının katıldığını, davanın kabulünün gerektiğini, reddinin doğru olmadığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, davacı kooperatifçe üyesi olduğu iddia edilen öncelikle davalının davacı kooperatifin üyesi olup olmadığı ve aleyhine aidat alacağı için girişilen takipten dolayı borçlu olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif aidat alacağının tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olaydaki uyuşmazlık, davacı kooperatifçe üyesi olduğu iddia edilen davalı aleyhine aidat borcu nedeniyle girişilen takipten dolayı borçlu olup olmadığı hususuna ilişkindir. Ancak öncelikle çözülmesi gereken sorun, davalının davacı kooperatifin üyesi olup olmadığının tespiti yönündedir. Davalıya ait 02.05.2012 tarihli ortaklık senedindeki imzanın davalının kızı davadışı şahsa ait olduğu her iki tarafında kabulündedir. Davalı asil 11.10.2017 tarihli duruşmadaki beyanında, imzanın kızına ait olduğunu beyan etmiştir. Ayrıca davalının 25.05.2015 tarihli genel kurula katıldığı, davalının, davacı kooperatifin 78 nolu ortağı olduğu ve üyeliğine ilişkin olarak davacı kooperatife 1.000,00-TL’de ödeme yaptığı dosya içeriğindeki belgelerden anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, kooperatif üyesi olduğu anlaşılan davalının aidat borcundan sorumlu olduğu ve girişilen takibe de itirazının haksız olduğu anlaşılmasına rağmen mahkemece aksi düşüncelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş olup, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m. 353/1,b,2 gereğince, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dava dosyasında verdiği 11.10.2017 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:

“1-Davanın KABULÜNE ile davalının Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına,
Hükmedilen miktar üzerinden İİK’nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine,
2-Alınması gereken 181,02-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 45,26-TL’nin mahsubu ile kalan 135,76-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 67,00-TL tebligat ücreti, 550,00-TL bilirkişi ücreti ve 45,26-TL peşin harç olmak üzere toplam 662,26-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-A.A.Ü.T gereğince 2.650,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,”

II-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde iadesine.
III-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 37,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
IV-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
08.09.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 08.09.2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …