Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/555 E. 2021/502 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2018/555 – 2021/502
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2018/555
KARAR NO : 2021/502

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :…….
ÜYE : ……
ÜYE : ……
KATİP :……….

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/10/2017
ESAS-KARAR NUMARASI :.
DAVACI :.
VEKİLİ : Av. .
DAVALI :.
VEKİLİ : Av. .
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; davacı şirket tarafından dava dışı …… ve ……….’e ait iş yeri için 27.02.2015 ila 27.02.2016 tarihleri arasını kapsayan işyeri sigorta poliçesi tanzim edildiğini, 18.02.2016 tarihinde davalı……ye temiz su hattındaki sızıntı/arıza nedeniyle sızan suların sigortalı iş yerine sirayeti sonucunda sigortalı iş yerinde maddi hasar meydana geldiğini, mevcut olay sebebiyle yapılan ekspertiz sonucunda belirlenen 3.200,00 TL zarar miktarının 21.03.2016 tarihinde sigortalıya ödendiğini, poliçe genel şartları ve TTK’nın 1472. maddesi gereğince davacı şirketin ödediği tazminat nedeniyle sigortalısına halef olarak bu hasara sebep olan kişiye ve zarardan kanunen sorumlu bulunanlara rücu etme hakkına haiz bulunduğunu, davalı tarafın sorumluluğunda bulunan su borularının bakım ve onarım işlerini layıkı ile yerine getirmediğinden sigortalı iş yerinde meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu belirterek 3.200,00 TL’nin ödeme tarihi olan 21.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; meydana gelen zarara yönelik yapılan incelemede, dava konusu hasara müdahale edildiğini, arızanın giderildiğini, arıza sebebiyle su baskını yaşanmadığını, hasara ilişkin herhangi bir bildirim ve talebin olmadığını, davalı ……’nin sorumluluğunu yerine getirerek arızayı giderdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Dava dilekçesi, alınan bilirkişi rapor ve ek raporu, işyeri sigorta poliçesi ve hasar dosyası ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Olay tarihi olan 18.02.2016 tarihinde dava dışı …… ve N…’e ait … nolu parsel üzerinde bulunan işyerinde, binanın bodrum katındaki davalı….’ye ait temiz su hattındaki arıza nedeniyle sızan suların sigortalı işyerine sirayeti sonucunda işyerinde maddi hasar meydana geldiği, davacı sigorta şirketi tarafından yaptırılan ekspertiz raporuna göre sigortalı işyeri malikine 3.200,00 TL’nin 21.03.2016 tarihinde ödendiği, davacı sigorta şirketinin ise TTK’nun 1472. maddesi gereğince sigortalısının haklarına halef olduğundan, ödediği bedelin rücuen tazmini yönünde eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
… tarifeler yönetmeliğinin 9. maddesinde göre şube yolu, şebeke hattından sayaca kadar uzanan ve sayacın bitimindeki bağlantı rekoruna kadar olan hat olarak tarif edilmektedir. Maddenin “e” bendinde şube yollarının korunmasının abonelere, bakım ve onarımının ise…’ye ait olduğu, “f” bendinde..İ’nin sorumluluğunda bulunan şube yolunun işletme ve bakım masraflarını karşılamak üzere şube yolu bakım ücreti alındığı ve “g” bendinde de..nin kullanım ömrünü dikkate alarak şube yolunu yenilemeye yetkili olduğu belirtilmektedir. Şube yolunun abone tarafından korunmadığı davalı tarafça iddia ve ispat edilmemiştir. Davalı cevap dilekçesi ile, olaydan sonra davalı idarenin gerekli onarımı yaparak üzerine düşen sorumluluğunu yerine getirdiğini belirtmiştir.
Mahkememizce kusur ve hasar yönünden alınan bilirkişi rapor ve ek raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçeli olduğu görülmekle hükme esas alınmıştır. Bilirkişinin yerinde yaptığı inceleme sonucunda düzenlediği rapora göre, hasarın davalının sorumluluğunda olan hattaki arızadan kaynaklandığı, hattan sızan suyun sigortalı iş yerinde hasara sebebiyet verdiği, hasarın bir bölümünü oluşturan parke taş kaplamanın davalı işçileri tarafından söküldüğü ve hattaki arıza giderildikten sonra eski hale getirilmediği, sızan su yüzünden sıva ve boyanın hasarlandığı hususunun da sabit olduğu belirlenmiştir.
Tarifeler yönetmeliğinin 9. maddesi dikkate alındığında, şube yolunun bakım ve onarım sorumluluğunun davalı idareye ait olduğu, bu hizmeti karşılığında tüm abonelerinden hizmet bedelini peşinen tahsil ettiği göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu hasara davalı idarenin hizmet kusurunun sebebiyet verdiği, sigortalının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, sigortalının kusurlu olduğu davalı tarafça iddia edilmiş ise de bu hususun kanıtlanamadığı, davalıya ait içme suyu hattında meydana gelen arıza sonucu sızan suların sigortalı iş yerinde hasara sebebiyet verdiği olayda davanın ihmal ve kusurunun bulunduğu ve hasardan %100 oranında sorumlu olacağı kanaatine varılmış, olay tarihi itibariyle hasar tutarının 3.200,00 TL olup, 21.03.2016 tarihinde davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödendiği, meydana gelen hasarın sigorta teminatı kapsamında bulunduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Davacı sigorta şirketinin TTK’nun 1472. maddesine göre, sigortalının hakkına halef olduğundan ödediği bedeli hasara sebebiyet veren davalıdan rücuen talep edebileceği anlaşıldığından davanın kabulü ile; 3.200,00 TL’nin ödeme tarihi olan 21/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: her ne kadar hasara uğrayan yerin ticari faaliyet yürütülen bir iş yeri olduğunu iddia edilmiş olsa da bilirkişi raporunda ilgili yerde motosikletlerle ilgili bir derneğin faaliyet gösterdiğinin belirtildiğini, davanın asliye hukuk mahkemelerinde açılması gerektiğini, bu nedenle görev itirazında bulunduklarını, dava konusu hasardan müvekkili idarenin sorumlu olmadığını, hasarın davacı tarafın kendi sorumluluğunda kalan şube hattında oluştuğunu, dolayısıyla hasarlardan..nin sorumlu tutulamayacağını, davacı sigortalısının yasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ..Tarifeler Yönetmeliğinin 20. Maddesi 4 ve 7 bendinde yazılı tedbir ve önlemleri almayarak zarara sebebiyet vermiş olduğunu, hasarın oluşmasında ve artmasında sigortalının sorumluluğunu yerine getirip getirmediğinin araştırılmadığını, hasarın meydana geldiği iddia edilen iş yerinin iskan ruhsatı ve tasdikli mimari projesinin resen getirilerek dava konusu yerin iskan ruhsatına ve tasdikli mimari projesine uygun kullanılıp kullanılmadığının araştırılması gerektiğini, hükme esas bilirkişi raporunda bilirkişinin işyeri olarak kullanılan bu yerin tasdikli mimari projesine bakmadığını ve bahse konu deponun mimari projesinde ne olarak gösterildiği hakkında bir açıklama yapmayarak uygun kullanılmış olabileceği varsayımında bulunduğunu, bilirkişinin detaylı inceleme yapmadan, izahta bulunmadan ekspertiz raporunu aynen raporuna aktardığını, sigorta şirketinin sigortalısından almış olduğu sigorta bedeli kadar düşüm yaptıktan sonra kalan gerçek zarar için rücu davacısı açabileceğini, aksi durumda sigorta şirketinin hem sigortalıdan almış olduğu bedelin hem rücu davası ile almış olduğu bedel ile sebepsiz zenginleşeceğini beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp neticede davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, sigortalı işyerinde meydana gelen hasarın işyeri sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya ödenmesi nedeniyle olayda kusuru olan davalıdan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce..E., ..K. sayılı dava dosyasında verilen 19/10/2017 tarihli karara yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 218,59-TL nispi karar harcından peşin olarak yatırılan 54,65-TL’nin mahsubu ile kalan 163,94-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
25/03/2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi. GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 25/03/2021
Başkan. . Üye . Üye . Katip.
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır