Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/525 E. 2021/778 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 02/11/2017
ESAS-KARAR NUMARASI : …
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; taraflar arasında 01.08.2012 tarihli kompanzasyon panosu ve ölçü sisteminin kontrolü sözleşmesinin yapıldığını, tarafların uzlaşması halinde sözleşmenin her yıl yenileceğini, sözleşme gereğince elektrik faturasına yansıyacak reaktif tutarlarının davalı sorumluluğu altında olduğunu, buna göre davalı tarafın bakım ve kontrol yükümlülüğü doğrultusunda davacı şirketin uğrayacağı zararların karşılanacağının taahhüt edildiğini ancak….tarafından davacı şirkete yansıtılan 17.356,98 TL + KDV tutarlı reaktif bedelinin, davalı ….tarafından karşılanmadığını ileri sürerek, 20.481,24 TL’nin 20.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ; taraflar arasında yapılan 01.08.2012 başlangıç tarihli sözleşmenin süreli olduğunu ve 31.07.2013 tarihinden sonra geçerliliğini yitirdiğini, tarafların her sene farklı koşullarda yeni bir sözleşme yaptıklarını, reaktif bedelden sorumluluğun sona erdiğini, davalının davacıya herhangi bir borcu bulunmadığından gönderilen faturaya yasal süresi içinde itiraz ettiklerini ve faturayı davacıya iade ettiklerini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce;”…taraflar arasında 01/08/2012 ve 01/08/2013 başlangıç tarihli iki ayrı yazılı sözleşmenin bulunduğu, bu sözleşmelerden başka taraflar arasında yazılı başkaca sözleşme yapılmadığı ancak tarafların incelenen ticari defter ve belgelerinden de anlaşılacağı üzere taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin zımnen devam ettiği, her ne kadar davalı tarafça sözleşme ilişkisinin sadece pano bakımının yapılması yönünden devam ettiği iddia edilmiş ise de davalı tarafından düzenlenen 07/06/2016 tarihli faturada fatura cinsinin kompanzasyon takibi olarak belirtilmesi karşısında, taraflar arasındaki sözleşmenin zımnen devam ettiği değerlendirilmekle, sözleşmenin kompanzasyon panosu bakımını da kapsadığı, dolayısıyla davalının, davacının ödediği fatura bedelini aralarındaki sözleşmenin 9. maddesi uyarınca davacıya ödemesi gerektiği değerlendirilmekle davanın kabulü ile davalının bu bedeli karşı ihtarname tarihi olan ve temerrüt tarihi olarak değerlendirilen 05/09/2016 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte ödemesine …” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Taraflar arasındaki her iki sözleşmenin içeriğinde de “reaktif sorumluluk ve ücretlendirmeler sözleşme başlangıç tarihinde başlar ve sözleşme bitim tarihinde son bulur.” düzenlemesinin yer aldığını, dosyada mevcut ve 31.07.2014 tarihinde sonlanan sözleşmeden sonra davalı müvekkilinin elektrik faturasındaki reaktif tutarlara ilişkin sorumluluğunu üstlenmediğinden taraflar arasındaki ilişkinin yalnızca “pano bakımımın yapılması” için devam ettiğini, kesilen faturaların da yalnızca bakım faturası olduğunu, davacı tarafın sonraki yıllarda da davalının reaktif tutarlara ilişkin sorumluluğunu üstlendiği iddiasını ispat edemediğini, buna rağmen davanın kabulünün hatalı olduğunu, sözleşmelerin hiçbir maddesinde sözleşmenin her sene aynı koşullarla devam edeceği hükmünün yer almadığını, bilakis teklifin ve reaktif sorumluluğun geçerlilik tarihinin sınırlandırıldığının açıkça belirtildiğini, 20.07.2016 tarih ve A,… numaralı, 20.481,24-TL bedelli faturaya da yasal süresinde itiraz ettiklerini ve faturayı davacıya iade etmiş olduklarının mahkemece dikkate alınmadığını, ön inceleme duruşması ara kararı gereğince ibraz edilen davacının delil listesindeki bilirkişi deliline dayanılmadığını, taraflarınca da bilirkişi deliline dayanılmadığını, buna rağmen davacının sonraki talebi ile dosyanın bilirkişiye gönderilmesinin ve bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I- HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına ve özellikle somut olayda teknik bilgi gerektirir hususta mahkemece HMK’nın 266.maddesi uyarınca tarafların talebi olmaksızın re’sen bilirkişi incelemesi yaptırılmasında hukuka aykırılık bulunmamasına, ayrıca cevap dilekçesindeki savunmalar ile sınırlı olarak yargılama yapılarak sonuca gidilmiş olmasına göre; HMK m. 353/1,b,1 gereğince, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer hususlara ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
II-Dava, taraflar arasındaki kompanzasyon panosu ve ölçü sisteminin kontrolü konusunu içeren hizmet sözleşmesi kapsamında, davacıya tahakkuk ettirilen reaktif bedelin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.

Taraflar arasında düzenlenen, 18.08.2012 ila 31.07.2013 tarihleri arasını ve 01.08.2013 ila 31.07.2014 tarihleri arasını kapsayan iki adet sözleşme kapsamında, davalı tarafından davacıya “kompanzasyon panosunun göz ve ekipman ile periyodik olarak kontrolü”ne ilişkin hizmet verildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu olan reaktif bedelin, anılan sözleşmelerin kapsadığı döneme ait olmadığı hususu tarafların kabulündedir. Uyuşmazlık, yazılı sözleşmelerin kendiliğinden yenilenip yenilenmediğine ve reaktif bedelden davalının sorumlu tutulup tutulmayacağına ilişkindir.
Anılan sözleşme tarihlerinden sonra da davalı tarafından davacıya hizmet verildiği ve buna ilişkin fatura düzenlendiği sabittir. Mahkemece, davalı tarafından bu hizmet verilmeye devam edildiğinden sözleşmelerin kendiliğinden yenilendiği kabul edilmiştir. Ancak sözleşmeler incelendiğinde; reaktif bedelden sorumluluğun sözleşme dönemi ile sınırlandırıldığı ve sözleşmelerin kendiliğinden tüm hükümleri ile yenileneceğine dair bir hüküm bulunmadığı görüldüğünden, mahkemece sözleşmenin yenilendiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak; dosya arasında bulunan bilirkişi raporunun teknik açıklamalar kısmında; elektirik enerjisinin vazgeçilemez kullanımında nakil hatlarına daha az yüklenme ve kayıpların azalması için kondansatörlerin kullanıldığı, enerjinin kullanımında işi yapan aktif gücün yanında reaktif (sanal) gücün ortaya çıktığı, reaktif gücün gerçek işe dönüşmediği, reaktif güç kompanzasyonu yapmayan tesislerde gereksiz yere reaktif gücün şebekeyi yorduğu, bunun engellenmesi için bu sistemlerin kullanıldığı, davalı tarafından da bu sistemin bakımının üstlenildiği ve bu işin yapılmasının amacının reaktif gücün ortaya çıkmasının engellenmesi olduğu, sözleşmenin ana konusunun pano bakımı ile birlikte işletmenin reaktif cezaya girmemesi için işlemlerin yapılması olduğu detaylı olarak açıklanmıştır. Bu teknik bilgiler kapsamında; davalının asli edimi kompanzasyon bakımı ile davacının cezaya düşmesinin engellenmesi, davacının edimi ise hizmet bedelini ödemektir. Buna göre; davalının fiili sözleşme ilişkisinin kurulduğu dönemde, edimini gereği gibi ifa etmemesi sonucu reaktif bedel ortaya çıkmış olup, bu zarardan davalı sorumlu olacağından davanın bu gerekçelerle kabulü gerekir.
Bu durumda Dairemizce, davalının istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK m. 353/1,b,2 gereğince, İlk derece Mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer hususlara yönelik İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
1-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m. 353/1,b,2 gereğince, ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nce… sayılı dava dosyasında verilen 02/11/2017 tarihli kararın gerekçesi DÜZELTİLEREK ESAS HAKKINDA YENİDEN KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre:
” Davanın KABULÜ ile,
20.481,24 TL’nin temerrüt tarihi olan 05/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Alınması gereken 1.399,07-TL harçtan, peşin alınan 349,77-TL harcın mahsubu ile, bakiye 1.049,30-TL harcın davalıdan alınıp, hazineye irat kaydına, peşin alınan 349,77 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince, 2.457,75-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 4,30 TL vekalet harcı ile, 8 tebligat gideri 88-TL, 2 müzekkere masrafı 10,20-TL ve iki kişilik bilirkişi ücreti 700,00 TL olmak üzere toplam 831,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Gider avansından bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, “

II-Peşin alınan istinaf karar harcının davalıya iadesine,
III-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
IV-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
26/05/2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır