Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/516 E. 2022/1497 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2018/516 – 2022/1497
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(H Ü K M Ü K A L D I R A R A K
Y E N İ D E N H Ü K Ü M K U R U L M A S I)
ESAS NO : 2018/516
KARAR NO : 2022/1497

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07.02.2017
ESAS-KARAR NUMARASI : 2013/408 E., 2017/74 K.

Asıl ve birleşen davada:
DAVACI :
VEKİLİ :
VEKİLİ :
FERİ MÜDAHİLLER :

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Asıl davada davacı vekili, davacı şirketin ihale usulüyle çalışıp, temizlik hizmetiyle bir kısım sosyal hizmetler verdiğini, davalı ortaklıkla aralarında genel temizlik hizmeti sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin bitim tarihi 31.12.2012 olup, tekrar yenilenmediğini, ihaleyi başka firmanın aldığını, sözleşme gereği tüm yükümlülüklerin yerine getirilip, kesin kabul işlemlerinin yapılmasını hakedişleriyle teminat mektubunun iadesinin talep edildiğini, davalının sözleşmenin 36/1. maddesini öne sürerek halen aynı şekilde davalı kurum işyerinde çalışmasını sürdüren işçilerin kıdem ve ihbar tazminatları ödenmediği gerekçesiyle davacının borçlu gösterilmeye çalışılıp, sözleşme imzalanırken sunulan teminat mektubunun bozdurulacağını belirttiğini, davalının kötüniyetli davrandığını, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanma koşullarının belli olduğunu, temizlik işçilerinin kesintisiz aynı kurumda çalışmayı sürdürdüklerini, dolayısıyla iş akitleri sona ermediğinden kıdem ve ihbar tazminatına da hak kazanılamayacağını beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere … Meşrutiyet Şubesi’nce düzenlenen 16.07.2012 tarih ve … nolu 176.500,00-TL tutarlı kesin teminat mektubunun nakde çevrilmemesi için ihtiyati tedbir konulmasına, davalıya işçilerin kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarıyla, SGK primlerine ilişkin borçlu olunmadığının tespitine ve teminat mektubunun iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, teminat mektubunun nakde çevrilmesi sonucu elde edilen bedel ile işçilerin tazminatları ve hakediş miktarının ödendiğini, teminat mektubunun iadesi talep edilip, paraya çevrilmesiyle dava konusu teminat mektubunun hukuken mevcut olmadığını, dolayısıyla eda davası açılabileceğini, her iki tarafın tacir olup, sözleşmeden doğan uyuşmazlıkta ticaret mahkemesinin görevli olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkili ile davalı ortaklık arasında genel temizlik hizmeti sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşme yükümlülüklerini yerine getirdiği halde davalının hak edişlerinden haksız kesinti yapmış olması nedeniyle takip başlattıklarını ancak takibe davalının itiraz ettiğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve %20 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, müvekkili şirketin sözleşme gereğince davacı tarafça işçi alacaklarının ödenmemesi nedeniyle, müteselsil sorumluluk çerçevesinde hak edişlerinden kesinti yaparak işçi alacaklarını ödediğini, bu nedenle davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddine ve %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Mahkemece yapılan yargılama sonunda, tarafların bildirmiş olduğu deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişiye ve sonrasında bilirkişi heyetinde tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya 18.11.2016 tarihli raporun hazırlandığı, söz konusu rapor mahkememizce değerlendirildiğinde her ne kadar davalı tarafından davacıya ait teminat mektubu ve son hakediş kesilerek 84 işçinin kıdem tazminatları ödenmişse de ihale bittikten sonra davacı şirket bünyesinde çalışan 84 işçinin yeni ihaleyi alan şirket bünyesinde de çalışmaya başladığı, Yargıtay’ın İş Dairelerinin yerleşik içtihadı gereği bu durumun iş yeri devri olarak yorumlandığı ve böyle bir durumda işe devam eden işçilerin kıdem tazminatı talep edemeyeceklerinin belirtildiği, zira bilirkişi heyetinin de bu yönde tespitte bulunduğu, bilirkişi heyetinin söz konusu tespitinin Yargıtay içtihatları ile uyumlu olması nedeniyle mahkememizce de kabul gördüğü ve bundan dolayı davalı tarafından kıdem tazminatına hak etmedikleri halde işçilere kıdem tazminatını ödemek amacıyla davacının 176.500,00-TL’lik teminat mektubunun nakde çevrilmesinin haksız olduğu anlaşılmış ve davacının teminat mektubuna yönelik talebinin teminat mektubunun paraya çevrilmesi nedeniyle istirdata döndüğünden 176.500,00-TL’nin paraya çevrildiği tarih olan 04.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davacıya iadesine, yine birleşen dosya yönünden değerlendirilme yapıldığında davacının hakediş miktarının 71.940,12-TL olduğu, söz konusu hakediş miktarından 16.275,00-TL tutarındaki yol ücretine ilişkin ödemenin düşülmesine, söz konusu bedel düşüldükten sonra geriye 55.665,12-TL kaldığı, söz konusu bedel yönünden davanın kabulüne, yine hakediş miktarı üzerinde uyuşmazlık olmadığından ve yine yol ücretleri hususunda da uyuşmazlık olmadığından birleşen dosyadaki alacağın likit bir alacak olduğu, bundan dolayı 55.665,12-TL’lik asıl alacak üzerinden davacı lehine inkar tazminatına…” karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Dava konusu kesintilerin davacı firma ile davalı kurum arasındaki sözleşme hükümleri çerçevesinde ilgili işçilerin alacak ve tazminatlarına istinaden yapıldığını, işçilerin bir kısmının yeni işveren altında çalışmaya devam ederken bir kısmının iş akitlerinin sona erdiğini, yani iş yeri devri teşkil edebilecek külliyen bir devrin söz konusu olmadığını;
Bilirkişi raporunda …’nun işe iade davası açmış olduklarını, bu durumda dava henüz sonuçlanmadan davalı … tarafından söz konusu işçilere kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapılmış olmasının doğru olmadığının belirtildiğini, bu sebeple de raporda hesaplama yapılırken söz konusu ödemelerin hesaba katılmadığını, söz konusu işçilerin işe iade davalarının ret şeklinde sonuçlandığını, dolayısıyla yeni bir hesaplama yapılması gerektiğini;
Müvekkili ile davacı şirket arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesi çerçevesinde davacının işçisi olarak çalışan ve son işvereni davacı olan işçiler … tarafından müvekkili ve davacı aleyhine kıdem-ihbar tazminatları ve işçilik ücretleri talebiyle davalar açıldığını, bu davalar kapsamında icra dosyalarına davacının muvafakatı ile halihazırda paraya çevrilmiş teminatından kesinti yapılarak ödeme yapıldığını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda son alt işverenin işçi alacaklarından dolayı asıl işverene karşı tamamiyle sorumlu olduğunu, bu sebeple dosyalarına yapılan bu iki ödemenin de teminatın kalan miktarından mahsup edilmesi gerektiğini, vekalet ücretinin hesaplanmasında da hata yapılmış olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesi kapsamında menfi tespit-istirdat; birleşen dava ise aynı sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemlerine ilişkindir.
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde belirttiği nedenlerin gerekçeli ve denetime elverişli olarak incelenebilmesi için dosya yeni bir bilirkişiye tevdi edilmiş, bu bilirkişi tarafından rapor dosyaya sunulmuştur.
Buna göre, asıl dava bakımından; teminat mektubunun iadesinin istendiği tarih ve dava tarihi itibariyle işçilerin iş akitlerinin feshedilmediği, aynı işyerinde çalışmaya devam ettikleri, işyeri devrinin ve kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek herhangi bir durumun söz konusu olmadığı, diğer yandan teminatın iadesi için işçilere kıdem tazminatı ödenmesi gerektiği yolunda açık bir sözleşme hükmünün de bulunmadığı, dolayısıyla belirtilen tarihler itibariyle bu amaçla teminat mektubundan kesinti yapılmasının doğru olmadığı anlaşılmakla asıl davanın kabulüne karar vermek gerekmiş; birleşen davada da yol ücretleri düşüldükten sonra bakiye 55.665,12-TL yönünden talepte bulunulabileceği saptanmakla birleşen davanın da işbu miktar üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
II-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin eksik incelemeye yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m 356/2 uyarınca Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/408 E., 2017/74 K. sayılı dava dosyasında verdiği 07.02.2017 tarihli HÜKMÜNÜN KALDIRILMASINA, YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA.
Buna göre:
“1-Asıl davada:
Davanın kabulü ile 176.500,00-TL’nin 04.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine.
Alınması gerekli 12.056,71-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 3.014,20-TL harçtan mahsubu ile bakiye 9.042,51-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça yapılan 3.042,25-TL harç, 209,70-TL tebligat ve posta masrafı, 5.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 8.251,95-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine.
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T uyarınca 16.540,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.

2-Birleşen davada:
Davanın kısmen kabulü ile:
Davalı borçlunun Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2013/2709 E. sayılı takip dosyasında 55.665,12-TL’ye ilişkin itirazının iptaline. İşbu alacağa icra takip tarihi olan 18.02.2013 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, takibin bu koşullarla devamına.
Fazlaya ilişkin istemin reddine.
İ.İ.K. m. 67 uyarınca kabul edilen 55.665,12-TL üzerinden %20 oranında icra inkâr tazminat tutarı olan 11.133,02-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine.
Davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine.
Alınması gereken 3.802,48-TL karar harcından peşin alınan 868,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.933,58-TL harcın davalı davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T uyarınca 1.980,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
Davacı tarafından sarf edilen 896,95-TL peşin harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine.
Davacı tarafça sarf edilen 938,00-TL tebligat ve posta masrafı, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.138,00-TL yargılama giderinin 1.655,00-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine. Kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına.
Davalı tarafça yapılan 18,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine.
Taraflarca yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine.”

III-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde iadesine.
IV-Davalı tarafça sarf edilen 5.000,00-TL bilirkişi ücreti ile 26,00-TL tebligat gideri toplamı 5.026,00-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine.
V-A.A.Ü.T. uyarınca 11.000,00-TL istinaf duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine.
VI-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
11.10.2022 tarihinde, duruşmalı yapılan inceleme sonucunda, … yüzüne karşı, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 17.10.2022

Başkan Üye Üye Katip