Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/515 E. 2021/616 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T… BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/12/2017
ESAS-KARAR NUMARASI : ….

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davacı şirketin davalıdan aldığı iş ve ihaleler doğrultusunda davalıya ait iş yerinde bulunan alet ve ekipmanlarının periyodik bakım servis hizmetleri ve arızalarının yapım işini üslendiğini, … 2. Bölge Müdürlüğüne bağl…. bakım atölye müdürlüğü bünyesinde bulunan 50 adet lokonun … şartnameye göre boden yağlama cihazının bakım ve tamiratı işini yerine getirdiklerini, sözleşmeye uygun olarak verilen hizmet sonrasında 02/06/2015 tarih … numaralı 50.412,50 TL bedelli fatura düzenlendiğini ve davalı kuruma verildiğini, faturanın uzun süre ödenmemesi üzerine ihtarname keşide edildiğini, ödeme yapılmayınca Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip başlatıldığını ileri sürerek, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dışı işçi … tarafından davacı ve davalı aleyhine İstanbul 9. İş Mahkemesi’nin … esas sayılı alacak davası açılmış olduğunu, bu davanın davacının yüklenici olarak işi üslendiği dönemde 01/07/2006’da Sirkeci istasyonunda meydana gelen iş kazasına ilişkin olduğunu, söz konusu dava neticesinde davalı idarenin ödemesi muhtemel bir tazminat söz konusu olabileceğinden dava konusu fatura bedelinin ödenememiş olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme ve ihale şartları kapsamında idarenin bu imkanının bulunduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “… davacı tarafından davalı adına düzenlenen 50.412,50 TL tutarlı fatura içeriği ile yapılan işin uyumlu olduğu fatura konusunun taraflar arasındaki 03/12/2014 tarihli hizmet alım sözleşmesi kapsamında gerçekleştiği anlaşılmıştır. Davalı tarafından fatura bedelini ödenmeme sebebi olarak ileri sürülen İstanbul 9. İş Mahkemesinin … esas sayılı davasının dava dışı … … Ltd.Şti’nin yanında teknisyen olarak çalışan işçi …’in … adresinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeni ile tazminat talebine ilişkin olduğu oysaki 03/12/2014 tarihli hizmet alım sözleşmesinin ifa yerinin ……. bakım atölye müdürlüğü …… adresi olduğundan taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ifa yerinde gerçekleşen bir iş kazasından söz edilemeyeceği bu kapsamda davalı tarafça ileri sürülen tazminat davasının iş bu dava konusu sözleşmenin ifa yerinde gerçekleşen bir kazadan doğmuş yada doğması muhtemel bir zarara ilişkin bulunmadığından takip tarihi itibari ile varlığı ve miktarı kanıtlanan davacı alacağından davalının sorumlu olduğu davacı tarafça keşide edilen ihtarname kapsamında davalının temerrüte düşürüldüğü 16/06/2015 tarihinden takip tarihe kadar avans faiz oranı üzerinden hesaplanan 4.842,75 TL işlemiş faiz talebininde yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılarak kanıtlanan davanın kabulüne…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Dava dışı… tarafından müvekkili idare ve davacı şirket aleyhinde İstanbul 9. İş Mahkemesi’nin …sayılı dosyasına kayden alacak davası açıldığını, bu davanın davacının yüklenici firma olarak işi üstlendiği dönemde, 01/07/2006 tarihinde … istasyonunda meydana gelen iş kazasına ilişkin olduğunu, idarenin doğması muhtemel zararı nedeniyle davalının fatura bedelini ödememesi hususunun işbu davada dile getirildiğini, nitekim İstanbul 9. İş Mahkemesi’nin … E. ….K. sayılı ilamı ile müvekkili idarenin zararının doğduğunun anlaşıldığını, zira söz konusu dosya kapsamında davalı şirketin de kusurlu bulunduğunu, ihale sözleşmesi ve eklerinin davacı için bağlayıcı olduğunu, davacının çalıştırdığı işçilerine karşı ilgili Kanun ve mevzuattan doğan herhangi bir yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle ücret, fazla mesai, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı ve benzeri mali ve sosyal haklar, bunlarla ilgili olarak prim, vergi ve fon gibi konularda, keza iş kazası ve meslek hastalığı ile üçüncü şahıslara zarar verilmesi gibi sebeplerle veya yüklenicinin istihdam ettiği işçinin iş kazası sonucu vefat etmesi yahut sakat kalması gibi nedenlerle doğan yüklenici işçilerinin, varislerinin veya üçüncü kişilerin her çeşit alacak ve tazminatlarından yüklenicinin sorumlu olduğunu; yine yerel mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesi hususunu da kabul etmediklerini beyan ederek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davalıya ait iş yerinde bulunan alet ve ekipmanların periyodik bakım, servis hizmetleri ve arızalarının yapım işi sözleşmesine istinaden düzenlenen fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre HMK’nin 353/(1)-b.1 maddesi gereğince davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Türk Borçlar Kanunu’nun 139. maddesi uyarınca, iki kişi karşılıklı olarak bir miktar parayı veya konuları itibari ile aynı türden malı birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise iki tarafın her biri borcunu alacağı ile takas edebilir. Takastan bahsedilmek için, her şeyden önce iki ayrı kimsenin karşılıklı olarak birbirlerinden alacaklı olmaları gerekir.
Somut olayda davacı tarafından, davalıya hizmetin verildiği ve fatura bedelinin ödenmediği ileri sürülmüş; davalı tarafından ise dava dışı işçinin iş kazası nedeniyle doğabilecek alacağının tahsili ihtimaline binaen faturanın ödenmediği savunulmuştur. Davalı yanın bu savunması takas niteliğindedir. Zira birbirinden bütünüyle ayrı ve bağımsız, karşılıklı iki alacak (borç) iddiası bulunmakta olup bu sebeple davacının alacağının bulunmadığı savunulmuştur.
Takas edilecek alacakların muaccel, dava edilebilir olması ve takas hakkının kanunla veya tarafların yapmış olduğu sözleşmeyle ortadan kaldırılmamış olması gerekir. Somut olayda takas hakkının ortadan kaldırılmasına ilişkin sözleşme hükmü bulunmamakla birlikte davalı yanın takasa konu ettiği alacağın yargılamasının ayrı bir davada devam ettiği anlaşılmıştır. Dava dışı işçinin, … ….Ltd Şti (işbu dosyanın davacısı), … ….Ltd Şti ile … ye karşı açmış olduğu İstanbul 9. İş Mahkemesi’nin …… K. sayılı dava dosyasında, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verildiği, dava tarihinin 12/10/2006, karar tarihinin 07/03/2017 ve kesinleşme tarihinin 24/09/2019 olduğu görülmüştür.
Görüldüğü üzere, fatura alacağına yönelik olarak açılan işbu dava tarihi olan 29/07/2016 tarihi itibariyle davalının takasa konu edilecek muaccel ve kesinleşmiş bir alacağının bulunmadığı ve takas şartlarının oluşmadığı açıktır.
Mahkemece takas şartlarının oluşmadığından bahisle davacının alacağının tahsili gerektiğinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, takasta birbirinden bütünüyle ayrı ve bağımsız karşılıklı iki alacak (borç) olabileceği hususu gözetilmeksizin dava dışı işçinin farklı bir iş yerinde ve işveren nezdinde çalıştığı gerekçesiyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, davalı yanın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilerek yukarıda açıklanan gerekçelerle davalının bu savunması yerinde görülmeyerek davanın kabulüne dair esas hakkında yeniden karar verilmesi gerekmiştir (HMK m.353/1-b.2).
HÜKÜM :
I-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer hususlara yönelik İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
II-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce….. sayılı dava dosyasında verilen 19/12/2017 tarihli kararın gerekçesi DÜZELTİLEREK ESAS HAKKINDA YENİDEN KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre:
“1-Davanın kabulü ile Ankara 22. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibe davalı itirazının iptali ile takibin aynı koşullarda devamına,
2-%20 icra inkar tazminatı olan 10.082,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 3.776,53TL harçtan peşin alınan 667,71TL harcın mahsubu ile 3.108,82TL harcın davalıdan tahsiline ve hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre 6.108,82-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 29,20TL başvuru harcı, 667,71TL peşin harç, 125,50.-TL tebligat, 10,20.TL müzekkere gideri, 450,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.282,61-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
7-Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,

III-Peşin alınan istinaf harçlarının istek halinde iadesine. Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan 34,30-TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine. Kullanılmayan avansın gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
VI-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
14/04/2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır