Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/504 E. 2021/782 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 12/10/2017
ESAS-KARAR NUMARASI : ….

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; taraflar arasında müvekkilinin işçilerinin sağlık kontrollerinin İş Kanunu ile Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliğine uygun şekilde yapılması hususunda sözleşme imzalandığını, müvekkilince sözleşme bedeli ödenmesine rağmen davalının işi gereği gibi ifa etmemesi nedeniyle davacı hakkında 11.250,00 TL’lik idari para cezası uygulandığını, bunun 10.000,00 TL’lik kısmının davalı yanca düzenlenen sağlık raporlarının kanun ve yönetmeliğe aykırı olmasından ve üzerlerinde tarih bulunmamasından kaynaklandığını, idari para cezasının müvekkili tarafından tamamen ödendiğini, davalının kusurundan kaynaklanan miktarın davalıdan talep edilmesine rağmen ödenmediğini ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davaya konu edilen ağır iş raporunun müvekkili şirket tarafından değil, Dr…. tarafından düzenlendiğinden müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davalı tarafından idari para cezasına itiraz edilmeyerek ödenmesi nedeniyle sorumluluğun davacı tarafa ait olduğunu, cezanın davalıya bildirilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “… taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamakla birlikte davacı şirketçe davalı şirkete, iş yerinde çalışan işçilerinin sağlık durumunun takibi açısından bir kısım tetkikler yapılması ve işçilerin bünyelerinin yaptıkları işlere elverişli ve dayanıklı olup olmadığının belirlenmesi amacını güden sağlık kontrolü sonucu düzenlenecek örneğine uygun sağlık raporu talebi ile yapılan başvuru neticesinde davalı şirket tarafından davacı şirkete 21/02/2012 tarihli 2 adet fatura düzenlendiği, davalı şirket tarafından düzenlenen bu faturalar içeriğinden toplam 71 işçinin sağlık kontrolünün yapıldığı ve fatura bedellerinin tahsil edildiği, davacının iş yerinde 23-24/02/2012 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişi tarafından iş sağlığı ve güvenliği yönünden yapılan teftiş sırasında davalı tarafından düzenlenen raporların ilgili yönetmeliğe uygun olmadığı, üzerlerinde tarih bulunulmadığının tespit edilerek davacı şirket hakkında 11.250,00 TL idari para cezası uygulandığı, bu cezanın 10.000,00 TL’lik kısmının sağlık raporu ile ilgili olarak belirlenen eksikliğe ilişkin olduğu, idari para cezasının davacı yana tebliğine rağmen ödenmemesi üzerine Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nce yapılan takip nedeni ile toplam 13.588,00 TL’nin 20/02/2013 tarihinde davacı tarafından ödendiği, ödenen miktarın 12.078,00 TL’lik kısmının tazmini için davalıya 14/06/2013 tarihli ihtarnamenin gönderildiği ve davalı yanca davacıya gönderilen 20/06/2013 tarihli cevabi ihtarnamede tazminin kabul edilmeyerek muhatabın raporları düzenleyen Dr. …. olduğunun bildirilmesi üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı tarafından zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de; dava konusu uyuşmazlığın sözleşmesel ilişkiden kaynaklanması ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 146. maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olması nedeni ile dava tarihi itibari ile öngörülen zamanaşımı süresi dolmadığından davalı yanın zamanaşımı def’i yerinde görülmemiştir.
Yine her ne kadar davalı yanca davaya konu edilen sağlık raporlarının dava dışı Dr. …. tarafından düzenlendiğinden davalıya husumet yöneltilemeyeceği savunulmuş ise de; davaya konu sağlık raporlarının düzenlenmesi işlemine ilişkin olarak düzenlenen 21/02/2012 tarihli iki adet faturada davalı şirketin unvanı bulunduğu ve fatura bedellerinin davalı şirket tarafından tahsil edildiği, böylelikle davaya konu sağlık raporları nedeniyle taraflar arasında kurulan sözleşmesel ilişki kapsamında davalının sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmakla davalı vekilinin husumet itirazı da yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporları ve davacının iş yerinde yapılan teftiş sonucu düzenlenen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı raporundan davalı yanca düzenlenen sağlık kurulu raporlarındaki yönetmeliğe aykırılıklar nedeni ile kesilen toplam 11.250,00 TL’lik idari para cezasının, 10.000,00 TL’lik kısmının davalı yanca düzenlenen sağlık raporlarında tarih bulunmaması nedeniyle tahakkuk ettirildiği, bu miktarın %75’lik kısmından sağlık raporlarını gereği gibi düzenlemeyen davalı şirketin sorumlu olduğu, %25’lik kısmından ise tarih kısmı boş bırakılmış olan raporların kabaca da olsa uygunluğunu sorgulamayan davacı şirketin sorumlu olduğu anlaşılmış olmakla davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Dava dilekçesinde davacı yanca faiz talep edilmiş olmakla birlikte talep edilen faizin cinsi belirtilmediğinden hükmolunan alacağa yasal faiz uygulanması gerektiği…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: “Ağır İş Raporlarının” ve işbu davaya konu olan “Sağlık Raporlarının” farklı kişilerce tanzim edildiğini ve bu noktada müvekkiline husumet yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin davacı tarafa “ağır iş raporu” düzenlenmesine dair verdiği hizmet karşılığı 2.138,40 TL gelir elde ettiğini, müvekkiline yüklenen %75 kusur oranının, işin bedelinden 4 kat fazla cezanın davacıya ödenmesi anlamına geldiğini, bu durumun hakkaniyete aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla idari para cezasına konu edilen eksikliğin müvekkilinin değil davacının uzmanlık ve sorumluluk alanından kaynaklı olduğunu, sorumluluklarının gereklerini yerine getirmeyen davacının asli kusurlu olduğunu, SGK’dan gelen müzekkereden de anlaşılacağı üzere raporları düzenleyen Dr. ….’ın müvekkilinin çalışanı olmadığını, bu doktor tarafından düzenlenen sağlık raporları ile müvekkili tarafından tanzim edilen testler arasında ilişki olmadığını, sağlık raporlarında müvekkili şirkete ait laboratuvar bulgularına atıf yapılmadığını, bu “Ağır İş Raporlarının” ve işbu davaya konu olan “sağlık raporlarının” farklı kesimlerce tanzim edildiğinin kanıtı olduğunu beyan ederek davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi kapsamında davalının edimini eksik ifa etmesi nedeniyle davacı hakkında tahakkuk ettirilen ve ödemesi yapılan idari para cezasının davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına ve özellikle istinaf yoluna başvuranın sıfatına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce… sayılı dava dosyasında verilen 12/10/2017 tarihli karara yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 512,32-TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 150,00-TL’nin mahsubu ile kalan 362,32-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
26/05/2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır