Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2879 E. 2022/379 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
……

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 17.09.2018
ESAS-KARAR NUMARASI :……
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili ile davadışı sigortalısı … …… imzalandığını, 19.11.2014 olay tarihinde davadışı sigortalı şirketin taşeronlarından yine davadışı … …….Ltd. Şti.’nin deposundan kapıların kilidi kırılmak sureti ile kablo çalındığını, inşaatın güvenlik hizmetinin davalı tarafından yerine getirildiğini, müvekkilinin sigorta poliçesi kapsamında meydana gelen zararı sigortalısına ödediğini ve halefiyet gereği ödediği bedeli davalı güvenlik şirketinden talep etme zorunluluğu doğduğunu ileri sürerek 9.258,20-TL’nin avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu edilen olayın hırsızlık sonucu olup olmadığının ve hırsızlığın 3. kişiler tarafından yapılıp yapılmadığının da belli olmadığını, şayet hırsızlık olsa bile olayın şantiye içinde meydana geldiğini, sorumluluğun müvekkiline ait olmadığını, çalındığı iddia edilen kabloların olaydan önce yerlerinin değiştirildiğini, müvekkilinin bu olayda en küçük bir ihmal ve kusurunun bulunmadığını, hırsızlığın olduğu iddia edilen deponun müvekkili şirket personelinin hizmet alanı içinde kalmadığını, müvekkilinin kendi sigortalısı ve taşeron firmaları işyerinin fiziki şartlarının düzeltilmesi hususlarında uyardığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından güvenlik hizmeti verdiği sırada, güvenlik hizmetinin verildiği alanda hırsızlık meydana gelmiş olup gerek taraflar arasındaki güvenlik hizmeti alım sözleşmesine gerekse de, TBK’nun 508/2. maddesi gereğince, hizmet alım sözleşmesindeki yüklenici, edimini yerine getirirken iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özen ile edimini yerine getirmekle yükümlüdür. Davalı tarafından edimini yerine getirirken gerekli özeni gösterdiğini, güvenlik hizmeti verilen alanlardaki risk bildirimlerini yerine getirdiğini, hırsızlığın meydana geldiği anda önlemek için gerekli gayreti sarf ettiği ve hırsızlık yapan aracın dışarıya çıkmasını engellemeye çalıştığını belirterek davanın reddini istemiş ise de, Davalı tarafından hırsızlı için gelen aracın, mesai saati dışında şantiye alanına, davalı yanında çalışan güvenlik personeli tarafından sözleşmenin uygulanması çerçevesindeki prosedüre aykırı olarak alındığı, tanık beyanları ile açıkça sabit olup, hırsızlık davalının daha önce sözleşmede hizmet alana bildirdiği risk bildirimlerindeki eksikliklerden yahut deponun bulunduğu konumdan kaynaklanmamaktadır. Davalı asli görevlerinden birisi olan şantiye içerisine giren araçları belirli bir prosedür içerisinde alma görevini yerine getirmemiş, hırsızlıkta mesai saatleri dışında, serbestçe sayılabilecek şekilde ve güvenlik görevlilerinin gözleri önünde içeriye giren araç içerisindeki kişiler tarafından işlenmiştir. Tanık beyanlarına göre de, güvenlik görevlileri tanımadığı bu kişilerin malzeme sayımına geldikleri yönündeki beyanlarına, davranışlarını haklı kılacak hiç bir sebep yokken itimat etmiş, içeride hareketlerini dahi kontrol gereği hissetmemişlerdir. Bu durumda, alınan ikinci bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere hırsızlık olayının meydana gelmesinde davalının güvenlik hizmetini gereği gibi yerine getirmediğinden %100 oranında kusurlu olduğunun kabulü gerekmiştir. Öte yandan hırsızlık olayı, inşaatı devam eden yapı için şantiye alanında bulunan malzeme üzerinde işlemiş olup, söz konusu malzeme bu niteliği gereğince sigorta teminatı kapsamında olup, ilk rapordaki elektrik mühendisinin ve sigorta uzmanı bilirkişinin raporları çerçevesinde, davacının sigortalısına ödemekle yükümlüğü olduğu miktar 9.258,20-TL olup, sigorta şirketi davalının tam kusurlu olmasına göre toplam ödeme miktarının tamamını davalıdan talep edebileceğinden davanın kabulü ile sigorta tarafından, sigortalıya ödeme yapılan tarih olan 13.01.2015 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasa’nın 2/2. maddesi gereğince değişen oranlarda avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Hırsızlığı yaptığı söylenen aracın şantiye şefinin talimatı ile şantiye sahasına alındığını, aracın çıkarken aranmak istendiğinde görevlinin üzerine sürülerek bu suretle kaçtığını, olayın kamera sisteminin olmaması ve yeterli personelin bulunmaması sonucu meydana geldiğini, olayda müvekkilinin kusuru olmadığını, hırsızlığın olduğu deponun sorumluluğunun müvekkili şirkete ait olmadığını, mahkemece eksik inceleme sonucu karar verildiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, Davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalısı arasında imzalanan sigorta poliçesi kapsamında dava dışı şirketin işyerinde meydana gelen hırsızlık olayı sonucu davalı güvenlik şirketinin bu olayda kusurlu olup olmadığı ve davacı sigorta şirketince sigortalısına ödemek zorunda kaldığı poliçe teminatını davalı şirketten talep etme hakkının olup olmadığı ve davalı sigorta şirketinin kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, güvenlik hizmeti alım sözleşmesi kapsamında, davalının edimini gereği gibi yerine getirmemesi neticesinde meydana gelen hırsızlıktan davalının sorumlu olduğundan bahisle, davacı sigorta sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına ödemek zorunda kaldığı miktarın halefiyet ilkesi gereğince rücuen tazmini istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/887 E., 2018/503 K. sayılı dava dosyasında verdiği 17.09.2018 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
09.03.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, )HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 09.03.2022
……