Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2836 E. 2021/1550 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 03.10.2018
ESAS-KARAR NUMARASI …
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatifin 09.07.2017 tarihli olağan genel kurulunun 5. maddesinde “üyelerin bakiye borçlarını 12 eşit taksitte ödemeleri, süresinde ödenmeyen taksitler için ayda %3 gecikme faizi uygulanacağına” dair karar gereği davalının ödenmeyen Eylül- Ekim ayları taksit tutarı için Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün….. esas sayılı dosyası ile 4.447,30-TL alacağın tahsili istemi ile takip başlatıldığını, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğunu, yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, alacağın kooperatif kayıtlarına dayalı konutların şerefiyeli kesin maliyetleri ile üyelerin bakiye borçlarına ilişkin olduğunu ve tebliğe rağmen bir itirazın ileri sürülmediğini, alacağın kesinleştiğini belirterek davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı kooperatif üyesi iken kendisine ….. metre kare yüzölçümlü daire isabet ettiğini ve 14 adet bono düzenlendiğini, düzenlenen bonoların ödenerek dairesini teslim aldığını, kooperatif tarafından da borcunun kalmadığının kendisine bildirildiğini, müvekkilinin bütün borcunu ödedikten 2 yıl sonra genel kurul toplantısında teklif üzerine oluşturulan teknik komisyon tarafından çıkarılan şerefiye kesin maliyet bedeli tespit olduktan sonra ortaklara doğacak borcun belirlenip 12 eşit taksitte ödenmesine ilişkin borç çıkarılmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek haksız açılan davanın reddine ve kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi’nce “…Dosya kapsamı, dosya kapsamına ve oluşa uygun gerekçeli ve mahkememizce de hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi kurulu raporu içeriğine göre, davalının davacı kooperatif ortağı iken kendisine ….sayılı dairenin tapusunun davalı adına tescil edildiği, davacı kooperatif tarafından 21.07.2017 tarihli konut kesin maliyetlerinde yapılan kıymet takdiri (şerefiye) tespiti ile ilgili kooperatif ana sözleşmesinin 61/c. maddesi gereğince oluşturulacak komisyon raporunun 23.06.2018 tarihinde yapılan genel kurulun 5. maddesinde 21.07.2017 tarihinde çıkarılan komisyon raporunun oybirliği ile kabul edildiği, bilirkişilerce belirlendiği üzere, davalının ödenmeyen 02.09.2017 tarihinde 2.200,23-TL ve 02.11.2017 tarihinde 2.200,23-TL taksitlerinin muaccel olduğu, dolayısı ile 14.11.2017 tarihi itibarı ile 4.400,46-TL bakiye borcunun bulunduğu, işlemiş faiz olarak davacı kooperatifin 47,30-TL talep etmesi nazara alınarak taleple bağlı kalınarak davalının davacıya 4.400,46-TL asıl alacak, 47,30-TL işlemiş faiz toplam 4.447,30-TL borcunun bulunduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne, davalının Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün…. esas sayılı takip dosyasına itirazının iptali ile, icra takibinin devamına, itirazın iptaline karar verilen 4.447,30-TL’nin kayıtlara dayalı likit bir alacak olması nedeni ile takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Konut kesin maliyet bedelinin belirlenmesine dair usule uyulmadığını, bir üyeye kesin maliyetin kooperatif tarafından belirtilip bu miktar ödendiğinde ferdileştirme ile daire üyeye geçirilmişse bu kesin maliyetin yanlış hesaplanan bir maliyet olduğu konusunda genel kurulda bir karar alınmadan yeniden ve esas sözleşmede belirtilen usulde gerçek, doğru ve kesin bir maliyet hesaplanıp üyelere tebliğ ettirilip kesinleştirilmedikçe daha önce kooperatifçe belirlenen kesin maliyet bedelinin geçerli olup buna dayanarak ödeme yapan, tapusunu alan müvekkiline yeniden borç çıkarılmasının yasaya aykırı olduğunu; davacı kooperatif tarafından 09.07.2018 tarihli genel kurulda daha önceki kesin maliyet bedelinin neden geçersiz olduğu, yeniden ne sebeple kesin maliyet bedeli belirlendiği hususunda karar alınmadan direkt olarak yönetim kuruluna kesin maliyet bedelinin belirlenmesi için yetki verildiğini, müvekkilinin 08.05.2013 tarihli kesin maliyet bedeli bildirimli yazıya istinaden borcunu ödeyip tapusunu aldığı halde üyeliğinin sona erdirilmesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, müvekkilinin 2013 yılında tapusunu almasına rağmen 2015 yılında yeniden borç çıkarıldığını ve icra tehdidi altında müvekkilinin yeniden 25.150,00-TL ödeme yaparak davacı kooperatif yönetim kurulu başkanlığı tarafından imzalanmış 12.02.2015 tarihinde ibraname verildiğini, yerel mahkemece bu hususlar değerlendirilmeden karar verildiğini, alınan bilirkişi raporunun gerekli dikkat ve özen gösterilmeksizin hazırlandığını, dayanaksız bilirkişi raporuna istinaden müvekkilinin borçlu olduğuna karar verildiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, kooperatif ortağına karşı akçalı yükümlülüklerin tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….K. sayılı dava dosyasında verdiği 03.10.2018 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 303,80-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 75,94-TL harcın düşümü ile kalan 227,86-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
27.10.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 01.11.2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …