Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2818 E. 2022/446 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F D İ L E K Ç E S İ N İ N R E D D İ)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2018

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/04/2014

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, HMK m. 352 gereğince, yapılan ön inceleme sonucu, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasında hizmet alım sözleşmeleri imzalandığını, davalı şirketlerin işçisi olan dava dışı kişinin işçilik alacakları nedeniyle Çan Asliye (İş) Hukuk Mahkemesi’nde dava açtığını, davanın kabul edilerek Yargıtay denetiminden geçip kesinleştiğini, ilamın icraya konulması sonucu müvekkili tarafından icra dosyasına ödeme yapıldığını, ödenen bedelin istirdadı için işbu davanın açılması gerektiğini belirterek; müvekkili tarafından icra dosyasına ödenen 9.875,58 TL’nın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davaya cevap vermemiş, yargılamaya da katılmamışlardır.
İlk derece mahkemesince; “Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinden; davacı şirketin kendisine ait işyerlerinde temizlik işlerinin ihale yoluyla, davalının da aralarında bulunduğu, 3. kişilere verdiği, dava dışı işçi …’nın bilirkişi raporunda belirtilen tarih aralıklarında davalı şirketlerde çalıştıkları, anılan işçilerin iş akitlerinin feshi üzerine Çan Asliye Hukuk Mahkemesinde işçilik alacakları için açtığı davada davacı şirket aleyhine karar verildiği, hükmolunan işçilik alacaklarına ilişkin tutarların icra takibine konu edilmesi nedeniyle davacı şirketçe ödendiği, işbu davada da ödenen bu işçilik alacaklarının davalıların sorumlu olduğu kısmın davalı yüklenicilerden tahsilinin talep edildiği, mahkememizce davacının iş mahkemesi kararları gereğince işçiye yapılan ödemeden sözleşme ve yasalar karşısında asıl olarak kimin sorumlu olduğu, davacının bu kapsamda talep ettiği miktarların yerinde bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli olarak açıklanıp hesaplanan, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun bulunan bilirkişi kök ve ek raporlarında da belirtildiği üzere davacı şirketin asıl işveren, davalılar alt işveren konumunda bulunduklarından, davacının ödediği işçilik alacaklarını taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gözetilerek davalı … İnş Ltd Şti’nden tamamını, diğer davalı …. ise TBK’nın 167/1-2 maddesi gereğince yarısını talep edebileceği, icra dosyasına yapılan ödeme tarihinde temerrüt oluştuğundan ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne” karar verilmiştir.
Uyuşmazlık; taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesi uyarınca davacı işveren tarafından dava dışı işçiye işçilik alacakları nedeniyle ödenen bedelin davalı yüklenicilerden tahsili talebinin yerinde olup olmadığı ve miktarına ilişkindir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece davanın tamamen kabulü gerekirken kısmen kabulünün doğru olmadığını, işçilerin tüm işçilik alacaklarından yüklenici davalıların sorumlu olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
HMK’nin “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341. maddesinin (2) no’lu bendinde, miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş, 02.12.2016 tarihli … Gazete’de yayımlanan 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 41. maddesi ile de, maddede yer alan “binbeşyüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmek suretiyle, söz konusu kesinlik sınırı üçbin Türk Lirasına çıkarılmış ve her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiştir.
Diğer taraftan, 6763 Sayılı Kanun’un 44. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ne eklenen Ek madde 1/2 gereğince, HMK’nin 341. maddesinde düzenlenen kesinlik sınırının uygulanmasında, hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı öngörülmüştür.
Buna göre, asliye ticaret mahkemeleri yönünden kesinlik sınırı, ilk derece mahkemesine ait karar tarihi 02.12.2016 tarihinden önce ise 1.500,00-TL, 02.12.2016 tarihi ve sonrasında ise, (2017 takvim yılı başına kadar) 3.000,00-TL, 01.01.2017-31.12.2017 arasında 3.110,00- TL, 01.01.2018’den itibaren 3.560,00-TL, 01.01.2019 tarihinden itibaren ise 4.400,00 TL, 01.01.2020 tarihinden itibaren 5.390,00-TL, 01.01.2021 tarihinden itibaren 5.880,00-TL olarak uygulanacaktır.
Somut davada, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın tarihi 12/04/2018’dir. Dava konusu edilen alacak miktarı 9.875,58-TL olup mahkemece 8.462,86-TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, 1.412,72-TL yönünden istem reddedilmiştir. Görüldüğü üzere, davada reddedilen ve davacı tarafça istinafa getirilen bu miktar, HMK’nin 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle 3.560,00-TL olan kesinlik sınırının altında kaldığından davacının istinaf yasa yoluna başvurma hakkı bulunmamaktadır.
HMK’nin 346/1. maddesi uyarınca istinaf dilekçesi kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir. Ayrıca 352. maddenin 1. fıkrasının (b) bendinde kararın kesin olması halinde fıkra uyarınca mahkemece gerekli kararın verileceği belirtilmiştir. Öte yandan 360. madde gereğince de bu bölümde aksine hüküm bulunmayan hâllerde, ilk derece

mahkemesinde uygulanan yargılama usulü, Bölge Adliye Mahkemesi’nde de uygulanacaktır.
Bu nedenle davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

KARAR :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 346 ve 352/1,b gereğince, davacı vekilinin İSTİNAF DİLEKÇESİNİN REDDİNE.
2-Peşin alınan istinaf harcının iadesine.
3-Davacı tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına, avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; m. 359/3 gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
16/03/2022 tarihinde, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GER. KARAR YAZIM TARİHİ : 16/03/2022

….