Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2751 E. 2022/473 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
…..

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27.04.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : …..
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili ile davalılar arasında ……İşletme Müdürlüğü dağıtım merkezinde, bant yollarının temizlenmesi, gözetlenmesi ve işletilmesi hizmeti alım sözleşmesi imzalandığını, davalılar bünyesinde çalışan işçiler tarafından davacı aleyhine işçilik alacakları konulu davalar sonucunda verilen kararlar uyarınca davacı tarafından ödemeler yapıldığını ileri sürerek, … toplam 103.330,82 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “Dava, davacı ile davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı arasında 25.07.2007 tarihli asıl ve 17.10.2007 tarihli ek hizmet alım sözleşmesi düzenlenmiştir. Dava konusu 15 işçi tarafından davacı aleyhine açılan işçilik alacakları konulu dava açılmış, davacı tarafından Elbistan 1. İcra Dairesi’nin 15 ayrı dosyasına toplam 103.330,82 TL ödenmiştir.
4857 sayılı yasanın 2/6 maddesi uyarınca asıl işveren ve alt işveren işçiye karşı müteselsilen sorumludur. Ancak iç ilişkide sorumlulukları sözleşme hükümlerine göre çözümlenmelidir.
Dava konusu ödemelerin, dava dışı işçilerin davalı … şirketi ile davaya dahil edilen diğer şirketlerin çalıştırdıkları dönemlere ait olduğu 12.01.2015 tarihli bilirkişi raporu ile anlaşılmış, tüm alt işverenler yönünden sorumluluklar belirlenmediği hükme esas alınamayacağı değerlendirilerek yeniden rapor alınmıştır.
Taraflar arasındaki ihale sözleşmesinin 23. maddesi HİŞGŞ’nin 6. bölümü uyarınca iç ilişkideki sorumluluğun alt işverenlere ait olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu ödemelerin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağından ibaret olduğu belirlenmiştir. Davacı asıl işveren şirketin, davalı alt işverenden rücuen talep edebileceği ödemenin belirlenmesi için bilirkişi raporu alınmıştır. 20.04.2017 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporunda, kıdem tazminatından her bir işverenin çalıştırdıkları dönem itibariyle sorumlu oldukları, yıllık ücretli izin alacağı ve ihbar tazminatı alacağından fesih kendi döneminde gerçekleşen son alt işverenin sorumlu olduğu ilkesi gözetilerek rapor hazırlanmıştır. İhale kayıtlarına göre, alt işverenlerin hizmet süreleri farklı olup, 01.12.2005-12.06.2007, 13.06.2007-18.03.2009 arası …… Ltd. Şti, 19.03.2007-30.06.2009 arasında ……. Ltd. Şti, 01.07.2009-30.06.2010 arasında …-Bölükbaşı-Kılıç Kardeşler şirketleri adi ortaklığı hizmet vermiştir. 12 işçinin hizmet süreleri 18.03.2009 tarihinde sona ermiş buna göre bu işçilere yapılan ödemelerin sadece davalı … şirketine rücu edilebileceği, bu tarihten sonra diğer şirketlerde çalışmaya devam etmişler ve sözleşme 30.06.2010 tarihi olsa da, davaya dayanak mahkeme ilamlarında 18.03.2009 tarihi itbariyle biten süre nazara alınarak hesaplama yapıldığı anlaşılmakla, 18.03.2009 tarihinden sonraki hizmete ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığı bu nedenle diğer alt işverenlere rücu edilemeyeceği belirtilerek rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi raporu her bir işçinin alacağı ve yukarıda belirtilen ilkeler dikkate alınarak, denetime elverişli olarak düzenlenmiş mahkememizce hükme esas alınmıştır. Buna göre davacı tarafça her ne kadar diğer alt işverenler aleyhine hüküm kurulması da talep edilmiş ise de HMK’nın 124. maddesi tarafın iradi değişikliği ve maddi hatayı düzenlediği, bunun dışında davalı dışında kişi aleyhine hüküm kurulması mümkün bulunmamaktadır. Davalı ….. Ltd. Şti’ne rücu edilebilecek işçilik alacağı, yargılama ve icra giderleri ile birlikte toplam 74.484,48 TL olarak bulunmuş, anılan tutar hükme esas kabul edilerek davanın kısmen kabulüne…” gerekçesi ile “…Davalı ….. Ltd Şti aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 9.054,28 TL ye 24/12/2013, 65.430,20 TL ‘ye 27/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile belirlenen toplam 74.484,48 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: bilirkişi raporunda aleyhe hususları kabul etmediklerini, davanın tam kabulü gerektiğini, raporda hesap hatası yapıldığını, hukuki değerlendirme hatası olduğunu, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, yeni bilirkişi raporu alınması gerektiğini, delillerinin yeterince incelenmediğini, sözleşme ve şartnameye göre tüm işçilik alacaklarından davalı şirketlerin tümünün birlikte sorumlu olduklarını, bilirkişi raporuyla anlaşılan ve davanın dayandığı mahkeme kararlarının Yargıtay’ca düzeltilerek onanmasından kaynaklı olarak dava dışı işçilerce açılan davaların ilişkin olduğu dönemin kapsamının genişlemesi nedeniyle, diğer şirketlerin davaya HMK 124. maddesi kapsamında dahil edilmesinin istendiğini, mahkemece taleplerinin önce kabul edilip 3 yıl sonra ise dahili davalılar ile ilgili hüküm kurulmamasının doğru olmadığını bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı dava dosyasında verdiği 27.04.2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL’den peşin olarak yatırılan 35,90 TL’nin düşümü ile kalan 44,80 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
23.03.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
…..