Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2749 E. 2022/867 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2018/2749
KARAR NO : 2022/867

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/04/2017
ESAS-KARAR NUMARASI : 2014/1161 Esas-2017/235 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi uyarınca müvekkilinin 01.01.2013-31.12.2013 tarihleri arasında davalıya ait kreş ve gündüz bakım evinde yedi kişi ile bakıcı annelik hizmet işini üstlendiğini, müvekkilinin verdiği hizmete karşılık her ay fatura düzenlendiğini ve davalının bunları ödediğini ancak 30.11.2013 tarihine ait 11.978,17 TL bedelli faturanın 5.501,17 TL’lık kısmının davalı yanca ödenmediğini, oysa müvekkilinin tüm edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini ileri sürerek müvekkilinin alacağı olan 5.501,17 TL’nın yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya bakma görevinin idari yargıya ait olduğunu, ayrıca davacı yüklenicinin istihdam ettiği işçilerin İş Kanunu’ndan kaynaklanan alacakları için müvekkili aleyhine dava açıldığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 36.1.maddesi uyarınca istihdam edilen işçilerin iş akdinden kalan alacaklarından davacı yüklenicinin sorumlu olduğunu, müvekkilinin bu nedenle davacının hakedişinden kesinti yaptığını, yapılan işlemin sözleşmeye uygun olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “Her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın da ticari işletmeleri ile ilgili olması nedeni ile mahkememizin görevli olduğu kabul edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı tarafından düzenlenen fatura bedeline karşılık davalı tarafından davacıya 5.501,17 TL kesinti yapılmak suretiyle bakiye 6.476,99 TL ödeme yapıldığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davalı yapılan kesintinin davacının çalıştırdığı işçilerin açmış olduğu davalarda davalı aleyhine takdir edilen ve edilecek işçilik alacaklarının rücuen tahsilinin teminatı olarak yapıldığını savunmuştur.
Davalı kesintiye gerekçe olarak … İşletmesi Genel Müdürlüğü Hizmet Alımlarında Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında 808 numaralı genel emirin 6. maddesinin “o” ve “n” bentlerine dayanmıştırr.
Genel emirin 6. maddesinin “n” bendinde son hakediş ödemesinin yükleniciler tarafından sözleşmenin son ayına ait işçilerin ücret varsa fazla mesai dahil iş mevzutına göre hak ettikleri alacakları ile SGK primlerinin ve vergilerinin ilgili yerlere ödendiğine dair belgelerin ibraz edilmesi durumunda yapılacağı, ibraz edilmemesi halinde ise söz konusu ödemelerin yüklenicinin son hakedişlerinden mahsup edilmek üzere idare tarafından yapılacağı hususu düzenlenmiştir.
Genel Emirin 6. maddesinin “o” bendinde yüklenicinin sözleşmenin bitiminde sözleşme bitiminden itibaren 15 gün içinde işçilerin alacaklarının kalmadığına dair ibraname veya işçilere ödeme yapıldığını gösterir belge ibraz edilmediği taktirde kesin teminatının iade edilmeyeceği, 15 gün geçtiği halde belgelerin sunulmaması halinde işçilere ilişkin ödemelerin davacının kesin teminatından karşılanmak üzere davalı idare tarafından yapılacağı, teminatın karşılanamadığı tutar için idarenin davacıya rücu hakkının saklı olduğu düzenlenmiştir.
4857 Sayılı İş Kanunun 2/6. maddesinde asıl işveren alt işveren ilişkisi düzenlenmiş olup, bir işverenden işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan, bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar alt işveren olarak belirtilmektedir.
Davacı ile davalı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup davacının çalıştırtığı işçilerin işçilik alacaklarından işçilere karşı davalı ile davacı müteselsilen sorumludur. Ancak taraflar arasındaki sözleşmede atıf yapılan şartnamenin hükümlerine göre iç ilişkide sorumluluk davacıya ait olduğundan davalı, işçilere ödemek zorunda kalacağı tutarları davacıya rücu edebilecektir.
Sunulan delillere göre hakedişten kesilen tutarın kesilme sebebi olarak henüz herhangi bir işçiye ödenmiş bir tutar, yani davalı yönünden muaccel hale gelmiş bir rücu alacağı yoktur.
Taraflar arasındaki sözleşme 01/01/2013-31/12/2013 tarihleri için yapılmış olup davalı tarafından Kasım 2013 tarihli hakediş faturasından kesinti yapılmıştır. İlgili fatura ara hakediş olup genel emrin ilgili maddelerinde ara hakedişden bu şekilde kesinti yapılabileceğine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Bu durumda, toplanan delillere, bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından davacının hakediş faturasından yapılan kesintinin yasal dayanağının bulunmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: sözleşmenin 36.1.maddesi uyarınca müvekkilinin işçilere ödeyeceği işçilik alacakları nedeniyle davacıdan rücu talep hakkı olduğunu, benzer bir davada mahkemece davanın reddedildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosya içeriğine ve denetime elverişsiz olduğunu, yapılan tespite katılmadıklarını, müvekkili tarafından yapılan uygulamanın usul ve yasaya uygun olduğunu, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davacı ile davalı arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi nedeniyle davacının verdiği hizmet karşılığı hakedişinden davalı tarafça kesilen bedelin tahsiline yönelik alacak istemine ilişkindir.
UYUŞMAZLIK :
Uyuşmazlık; taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesi nedeniyle davalı hakkında işçilik alacakları nedeniyle davacı yüklenicinin istihdam ettiği dava dışı işçiler tarafından açılan davalardan dolayı davacı yüklenicinin hakedişinden davalı tarafından yapılan kesintinin yerinde olup olmadığı, bir başka deyişle davacının davalıdan bakiye hizmet alacağının mevcut olup olmadığı ve miktarı hususlarında toplanmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına; ve özellikle davalı tarafından aleyhine açılan davalar nedeniyle dava dışı işçilere herhangi bir ödemenin yapılmamış bulunmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1161E., 2017/235K. sayılı dava dosyasında verdiği 05/04/2017 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 375,78 TL istinaf harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
26/05/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 26/05/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip