Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2740 E. 2022/34 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

…..

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07.06.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : ……….
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 30.06.2010 tarihli sistem kullanım anlaşması mevcut olduğunu, bu sözleşmeye istinadan müvekkili tarafından 31.08.2016 tarihli fatura düzenlendiğini, davalının verdiği sistem kullandırım hizmetine olağan dışı, fahiş ve dayanaksız artış uyguladığını, 2016 yılı ile yapılan artışın, her yıl olduğu gibi, … tarafından açıklanan yıllık enflasyon seviyesi ve…… oranını aştığını, davalı tarafından tanzim edilen fatura içeriğine süresi içerisinde Ankara 6. Noterliği’nin 20.09.2016 tarih ,,,, yevmiye nolu ihtarnamesi ile itiraz edildiğini, itiraz edilen tutarın tamamının ise ihtirazi kayıt ile davalıya ödendiğini belirterek, davalıya fazladan ödenen 207.102,34 TL’nin ihtar tarihi 20.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin idari bir sözleşme olduğunu ve yargı yolu itirazlarının bulunduğunu, dava dilekçesindeki faturadaki bedellerin mevzuata uygun olduğunu bildirerek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşması gereğince verilen hizmet bedeline 2016 yılı ile yapılan artışın fahiş olduğu gerekçesiyle fazla ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin iş bu davanın açıldığı, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, davaya konu faturada yer alan iletim sistemi kullanım ve işletim bedeli ile iletim ek ücretinin 6446 sayılı Kanun ile bu yasaya göre yürürlüğe konan yönetmelik, tebliğ ve EPDK kurul kararlarına dayandığı, 2016 yılında sistem kullanım ve işletim bedelinde ortaya çıkan olağandışı farklılığın fahiş düzeyde olduğu, ancak mevzuatta yapılan değişiklikle iletim sistemi kayıpları ile sıfır bakiye düzeltme giderinin davalı … gelir tavanına ilave edilmesinin sonucunda EPDK tarafından yürürlüğe konan tarifelerde yer alması nedeniyle ortaya çıktığı, 2016 yılı Mayıs ayından itibaren geçerli iletim tarifelerinin düzenleyici kurum olan EPDK’nın gelir düzenlemesi ve kurul kararına dayalı olduğu ve mevzuat hükümleri ile kurul kararlarının yürürlükte bulunduğu taraflar arasında akdedilen anlaşmada sistem kullanım bedellerinin tespitinde mevzuat hükümlerinin geçerli kılınması ve ….. oranlarının uygulanması konusunda bir kararlaştırma bulunmaması nedeniyle davacının talebinin dayanaksız olduğu, faturanın iletim ek ücreti hariç düzenleyici kurum olan EPDK kurul kararları ile yürürlüğe konan tarifelere uygun bulunduğu, 6719 sayılı yasa ile değişik 6446 sayılı yasanın 17. maddesi 10. fıkrası ile geçici 19. madde hükümlerine göre EPDK kurul kararları ve uygulamaya koyduğu tarifenin bağlayıcı olduğu, bu kapsamda davacının iletim sistem kullanım ve işletim bedelleri ile ilgili talebinin yasal düzenlemelere aykırı olduğu, dava konu faturada iletim ek ücretinin hatalı olarak yer aldığı, davacının fazladan ödendiği KDV dahil 17,12 TL’yi ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte talep etme hakkı olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne…” gerekçesi ile ” Davasının davasının KISMEN KABULÜ ile 17,12 TL’nin ödeme tarihi 20.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 günlü, 2013/7 – 2454 E., 2014/679 K. Sayılı kararında da belirtildiği üzere, iletim kayıplarının karşılanma amacıyla Ocak 2016 ve devam eden dönemlerde Aralık 2015 dönemine göre oldukça bariz ve fahiş bir şekilde zam yapılması iletim kayıplarının davacı ve bu türden şirketlere yükletilmesinin hukuk devleti adalet ve şeffaflık ilkeleriyle ters düştüğünü, Aralık 2015 döneminde TÜFE yıllık %8,81 iken, Ocak 2016 ve devam eden dönem faturalarında sistem kullanım bedeli %36,58 artış, sistem işletim bedeli ise %1703 artış gösterdiğini, EPDK’ya sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi verilmediğini, ayrıca; 6446 Sayılı Kanunun 17. maddesine yeni eklenen 10., fıkra ve 6719 Sayılı Kanunun 26. maddesiyle 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen Geçici Madde 20 hükümleri bir arada değerlendirildiğinde, sadece “dağıtım sayaç okuma perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış davalarda mahkemelerin yetkisi, sadece faturalarda yer alan bedellerin EPDK tarafından ilan edilen tarifelere uygun olup olmadığının denetlenmesi, kontrolü ile sınırlandırılmış durumda olduğunu, eldeki dava konusunun “sistem kullanım bedeli, sistem işletim bedeli, iletim ek ücreti, elektrik kalite hizmet bedeli” olduğunu, belirtilen madde metninde tahdidi olarak sayılanlardan tamamen farklı olduğunu, bu durumda yerel mahkemenin yetkisi sadece faturada yer alan bedellerin EPDK tarafından ilan edilen tarifelere uygun olup olmadığının denetlenmesi ile sınırlandırılmamış olduğunu, mahkemenin artış oranının fahişliği, faturalandırmanın haksızlığı gibi davanın esasına ilişkin yargılama yapmasının önünde hukuki bir engel olmadığını bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava; taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşması gereğince verilen hizmet bedeline 2016 yılı ile yapılan artışın fahiş olduğu gerekçesiyle fazla ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/938E., 2018/466K. sayılı dava dosyasında verdiği 07/06/2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince yatırılması gereken 80,70 TL’den peşin olarak yatırılan 35,90 TL’nin düşümü ile kalan 44,80 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
26.01.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 28.01.2022
….