Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2720 E. 2022/453 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
….
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 14.05.2018
ESAS-KARAR NUMARASI :….

Davacı ve davalı vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; taraflar arasında 2005-30.10.2006-09.03.2009 ve 01.01.2010 tarihlerinde ….. sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme kapsamında verilecek hizmet bedeli karşılığının davalı idarece ödeneceğinin üstlenildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmeler kapsamında davacının, iş yeri teslimi yapılmasını müteakip üzerine düşen edimlerini yerine getirmeye başladığını, ancak işin yerine getirilmesi sırasında davacıdan kaynaklanmayan abone ve/veya sayaçtan kaynaklanan sebep veya sebeplerle endeksör cihazı ile bazen endeks okumanın mümkün olmadığını, bu durumda davacı şirket elemanlarının davalıya elektronik ortamda bildirimde bulunularak Teknik Şartname gereği görevini yerine getirdiğini, davacının elektronik ortamdan gelen veri ve emirlerini, abone ve sayaç durum koduna bağlı olarak ve kodlara bağlayarak sözleşme gereğince davalıya elektronik ortamda bildirdiğini, davacı tarafça yapılan işleri gösterir aylık hakedişlerin davalıya sunulmuş olmasına rağmen, davalının, bildirimlerin tahakkuka bağlanmadığı gerekçesi ile eksik ödeme yaptığını, davalının kaçak ihbarları için ayrıca tutanak tutulması şartını ileri sürerek tutanak tutulan ve tahakkuka bağlanan kaçak ihbarları bedelinin ödeneceğini belirttiğini, tutanak tutma ve tahakkuka bağlama işinin davalının görev alanında olduğunu, sözleşmede bu iş ve işlemlerle ilgili süre öngörülmediğini, davalının kodlar bildirimleri için tahakkuk, kaçak ihbarları için de tutanak tutma ve tahakkuka dönüştürme işlemini makul sürede yerine getirmesinin beklendiğini, davalının MK’nın 2. maddesi kapsamında iyiniyetli davranarak edimini yerine getirmesinin beklendiğini ancak aradan uzun süre geçmiş olmasına rağmen davalının edimini yerine getirmekten imtina ettiğini, davacının görevinin abone ve/veya sayacın tespit edilemeyen endeksinin sebebini davalıya bildirmek olduğunu, bildirimden sonra davacı şirketin yükümlülüğünün sona erdiğini, davalı idareden Şubat 2005-Aralık 2010 dönemleri arası abone sayaç durum kodları ile kaçak ihbarlarına ilişkin ödenmeyen alacağın talep edildiğini, Yargıtay içtihatlanna göre abone mahalline gitmenin bedelin hakedilmesi için yeterli olduğunu, davacıdan kaynaklanmayan nedenlerle sayacın okunamamasının hizmetin bedelsiz olduğu anlamına gelmeyeceğini, davacının abone mahalline gitmekle bedeli hak etmiş olduğunu, davalının abone-sayaç durum kod bildirimleri ve kaçak ihbarlarının bedelini ödememesi üzerine alacaklarının KDV siyle birlikte tahsili için davalı aleyhine Ankara 27. İcra Müdürlüğü’nün 2013/16192 sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; zamanaşımı itirazında bulunarak, davacının ödenmeyen hakedişinin ne kadar olduğu ile bu tutarların neden ödenmediği ve hangi kalemlerden oluştuğunu dava dilekçesinde açıkça belirtmesi gerektiğini, davacının alacak talebini somut delile dayandırmamış olduğunu, davacının alacaklarını 5 yıl sonra talep etmesinin basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı olduğu gibi iyiniyetli bir davranış da olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…İddia, savunma, toplanan deliller, kısmen benimsenen bilirkişi kurulu kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davadaki talebinin abone ve sayaç durum kodları bildirimleri ile kaçak elektrik kullanım tespitlerine ilişkin olan ve hakedişlere yansımayan alacağına yönelik olduğu, davacının taraflar arasındaki sözleşmeler ve eki teknik şartnamelere göre üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiği, buna rağmen davalı tarafından bu kalem alacaklar yönünden eksik ödeme yapıldığı, hal böyle olmakla birlikte 2005 ve 2006 tarihli sözleşmelerde Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin sözleşmenin eki olarak sayıldığı, davacının bu sözleşme dönemlerine rastlayan eksik ödenen alacağı tespit edilmişse de davacının dosyaya ibraz edilen anılan döneme ilişkin hakedişleri ihtirazi kayıt koymaksızın imzaladığı, bu nedenle Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 42. maddesi uyarınca bu döneme ilişkin eksik ödenen tutarı talep edemeyeceği, davalının bu yönden bilirkişi raporuna itirazlarının yerinde olduğu, davacının Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin sözleşmenin eki olarak sayılmayan ve anılan şartnamenin 42. maddesi ile aynı yönde düzenleme içermeyen 2009 ve 2010 yılında tanzim edilen sözleşme dönemi bakımından abone ve sayaç durum kodları bildirimleri ile kaçak elektrik kulllanım tespitlerine ilişkin olan ve hakedişlere yansımayan alacağını talep edebileceği, bu yönü ile kısmen benimsenen bilirkişi kurulu kök ve ek raporu ekinde çizelgeden anılan dönemlere ilişkin davacı alacağının davaya konu icra takibinde talep edilen asıl alacak 100.000 TL’den fazla olduğu, davacının icra takibine konu ettiği KDV alacağının, icra takibine konu ettiği alacak bakımından fatura tanzim etmediğinden yerinde olmadığı, alacağın likit bulunduğu anlaşıldığından davaya konu icra takibinde asıl alacak bakımından takip miktarıyla bağlı kalınarak davanın kısmen kabulüne…” gerekçesi ile “…1-Davanın kısmen kabulü ile, davalının Ankara 27 . İcra Müdürlüğü’nün 2013/16192 sayılı icra dosyasına vaki itirazının 100.000,00 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, -Fazlaya ilişkin istemin reddine, -Hükmedilen tutarın %20 oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, …
” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7. md gereğince İlk Derece Mahkemesince K.D.V. dahil alacak tutarı üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, K.D.V. alacağının reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece talep ettikleri faiz konusunda karar verilmediğini, kabul edilen tüm alacak yönünden takip tarihinden tahsil tarihine kadar avans faizine hükmedilmesi gerektiğini bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme ve tüm deliller toplanmadan karar verildiğini, Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 42.md’sinin HMK’nin 193.md gereğince münhasır delil sözleşmesi niteliğinde olduğunu, şartnamede öngörülen ihtirazi kayıtta belirtilen şekil şartının Yargıtay kararlarında katı bir şekilde uygulandığını, davacının da aksi yönde bir savunma yapmadığını, 2009 – 2010 yılları için onaylı sözleşmelerin mahkemeye sunulmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, mahkemenin maddi hataya düştüğünü, davacının 42. md kapsamında hiçbir ihtirazi kayıtta bulunmadığını, alacak likit olmamasına rağmen icra inkar tazminatına karar verilmesinin doğru olmadığını bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, hizmet sözleşmesi kapsamında ödenmeyen hizmet bedellerinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı ve davalı vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/473E., 2018/333K. sayılı dava dosyasında verdiği 14.05.2018 tarihli kararına yönelik davacı ve davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince yatırılması gereken 80,70 TL harçtan peşin olarak yatırılan 35,90 TL’nin düşümü ile kalan 44,80 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince yatırılması gereken 6.831,00 TL harçtan peşin olarak yatırılan 1.750,00 TL’nin düşümü ile kalan 5.081,00 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı ve davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
5-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
16.03.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 17.03.2022

…..