Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2708 E. 2022/770 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2018/2708
KARAR NO : 2022/770

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I


İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/06/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2015/261 Esas-2018/515 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin 1993 yılından beri davalı kooperatifin üyesi olduğunu, bu üyeliğin Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10.11.2011 gün, 2011/496 Esas, 2011/510 Karar sayılı ilamına dayandığını, kararın Yargıtay denetiminden geçtiğini, müvekkilinin bu karar üzerine davalı kooperatife başvurarak kendisine daire tahsis edilmesini ve kalan borcunun belirlenerek kendisine bildirilmesini istediğini ancak davalı kooperatif yönetiminin müvekkilinin talebini yerine getirmediğini ve dava dışı şahıslara daire satışı yaptığını, bu satışların hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin 05.05.2013 tarihli genel kurula katıldığını, diğer ortaklara daire teslim edildiği halde müvekkiline teslimat yapılmadığını ileri sürerek, müvekkilinin dairesinin teslim edilmesi ve Ocak 2000 tarihinden beri kendisine rayiç kira bedeli ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/496 Esas, 2011/510 Karar sayılı ilamı ile davacı vekilinin kooperatif üyesi olduğunun tespitine karar verildiğini, kararın Yargıtay denetiminden geçip kesinleştiğini, müvekkili tarafından davacıya tazminat ödendiğini, müvekkili kooperatifin halen tasfiye aşamasında olduğunu, davacının müvekkili kooperatife aidat borcu ve gecikme faizi borcu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, davacı tarafından davalı aleyhine daire teslim talepli ve rayiç kira talepli mevcut davanın açıldığı, bu çerçevede yapılan incelemede; tarafların bildirmiş olduğu deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, söz konusu bilirkişi tarafından hazırlanan 19/07/2017 tarihli rapora göre, kooperatifin davacıya tahsis edebileceği konut bulunmadığı, davacıya Ankara 7. ATM’nin 2003/60 Esas 2007/408 Karar sayılı kesinleşen ilamıyla konut tahsis edilememesi nedeniyle tazminat ödenmesine karar verildiği, kooperatif tarafından ödemesinin yapıldığı, alınan tazminat ödemesinin ardından dava tarihi itibariyle davacı tarafından ödenmiş aidat olmadığı, daha sonra yapılan ödemelerin ise Genel Yönetim Giderleri’ne ilişkin olup inşaat maliyeti içermediği, davacının konut tahsisi talebinde haklı olmadığı, konut tahsis edilmesini talep edebilecek durumda olmadığından rayiç kira bedeli alacağı talebinin de yerinde olmadığının rapor edildiği, söz konusu rapora itiraz edilmesi üzerine farklı bir bilirkişiden 23/01/2018 tarihli raporun aldırıldığı, söz konusu rapora göre, davacının kooperatiften konut talep etme hakkının olmadığı, dolayısıyla rayiç kira bedeli talebinin de yerinde olmadığının rapor edildiği, söz konusu her iki raporun da davacının yapmış olduğu daire teslimi ve rayiç kira bedeli talebinin yerinde olmadığı yönünde olduğu, her iki raporun da usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması, denetime elverişli olması nedeniyle davacının talepleri yönünden mahkememizce kabul edilmiş olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının davasının alınan iki bilirkişi raporu doğrultusunda reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: müvekkilinin ortaklığı devam ettiğinden dairenin teslim edilmesi gerektiğini, müvekkilinin davalı halen kooperatif üyesi olduğunu, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin onama kararı ile bu durumun kesinleştiğini, davalı kooperatifin dava dışı şahıslara daire satışı yaptığını, yöneticinin cezai sorumluluğu bulunduğunu, müvekkilinin davalı kooperatife kalan borcu varsa bunu ödemeyi taahhüt ettiğini, bilirkişi raporlarının hatalı olduğunu, diğer üyelerin dairelerinde oturduğunu, müvekkiline kira ödemesi yapılması gerektiğini, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK :
Uyuşmazlık; davacının davalı kooperatif üyesi olması nedeniyle davalı kooperatifçe kendisine teslim edilmesi gereken daireye ilişkin ve kira bedeli ödenmesi isteminin yerinde olup olmadığı hususlarında toplanmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davalı kooperatif üyesi olan davacının bu üyelik nedeniyle kendisine daire teslim edilmesine ve daire teslim edilmediği için kira bedeli ödenmesine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına ve özellikle; davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunun kesinleşen Ankara 2 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ilgili kararı ile tespit edildiği ve bu konuda taraflar arasında bir uyuşmazlığın bulunmadığı, davacıya davalı kooperatif tarafından tahsis edilecek bir daire mevcut olmadığı için davacıya tazminat ödendiği ve böylece davacının davalı kooperatiften bir alacağı bulunmadığının anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/261E., 2018/515K. sayılı dava dosyasında verdiği 13/06/2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf harcından peşin alınan 35,90 TL’nın mahsubu ile bakiye 44,80 TL’nın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
11/05/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 11/05/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …