Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19.04.2018
ESAS-KARAR NUMARASI :…
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 06.09.2013 tarihinde haşere ilaçlaması ve kemirici vektörlerle mücadele işi hizmet sözleşmesi imzalandığını, davacının bu sözleşmede yüklenici olduğunu, sözleşmeye göre, davalının ….’den ihale yoluyla hizmet ve bakımını üstlendiği muhtelif illerde bulunan hizmet binalarında davalı adına haşere ilaçlaması ve kemirici vektörlerle mücadele edilmesi için gerekli hizmetleri 06.09.2013-31.08.2016 tarihleri arasında kesintisiz yapmayla sorumlu tutulduğunu, bu iş karşılığında davacıya ödenecek bedelin de sözleşmenin 6. ve 7. maddelerinde düzenlendiğini, davacının bugüne kadar üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, Bursa ve Antalya için yaptığı hizmetleri tevsik eder imzalı iş teslim belgeleri aldığını, yapılan hizmetlere ilişkin olarak fatura düzenlenip davalıya teslim edildiğini, faturalara itiraz edilmediği ve iade olmadığı halde, davalının 30.05.2015 ve 28.07.2015 tarihli faturaları ödemediğini, daha sonra davalının ilaçlama için başka bir firma ile anlaştığını, tek taraflı olarak ve haksız şekilde akdi feshettiğini, davalının bu akde aykırı davranışları nedeniyle zarara uğradıklarını, buna dair haklarını saklı tuttuklarını, ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili talebiyle Ankara 13. İcra Müdurlüğü’nün…. sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının yetkiye ve borca haksız olarak yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin adresinin Trabzon’da bulunduğu belirterek yetkili mahkemenin Trabzon Mahkemeleri olduğunu, davacı ile aralarında bir sözleşme bulunmadığını, müvekkilinin 2015 yılında dava dışı … ile sözleşme yaptığını, bu sözleşmeye göre hizmet satın aldığını, davacının sunduğu faturaların hangi hizmete ait olduğunun ispatlanması gerektiğini, takip konusu faturalara itiraz ettiklerini, davalının davacıdan böyle bir hizmet satın almadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi’nce “…Dosya hesap uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek alınan raporda; tek başına faturanın alacağın varlığını ispatlayamadığını, faturaya konu hizmetin verildiğinin ispatı gerektiğini, davalının hizmetin sunulmadığını iddia ettiğini, dosyaya sunulan uygulama formlarında işin bir kısmının 30.05.2015 tarihli, bir kısmının da 28.07.2015 tarihli faturaya bağlanan alacaklara konu işler olduğunu iddia etmiş, davalı ise , bu uygulama formlarındaki işlerin önceki hizmetlere ilişkin olduğunu ileri sürdüğünden , davalının söz konusu sunulan hizmetler karşılığı bedelin ödendiğini ispatlaması gerektiği nazara alınarak uygulama formlarındaki Bursa için hizmetin karşılığının 2.568,01-TL ile Antalya için hizmetin karşılığının 2.568,04-TL olmak üzere 5.136,05-TL nin talep edilebileceğinin hesap edildiği bildirilmiştir.
Davalı vekili rapora itirazında, söz konusu faturaların kendilerine tebliğ edilmediğini, uygulama formlarının da kendileri için bağlayıcı olmadığını, fatura içeriğinde de, ne zaman ve nerede hizmet verildiğine dair bir kaydın bulunmadığı, tek taraflı tanzim edilmiş uygulama formu ve faturaya dayanarak sonuca gidilemeyeceğini, böyle bir borçlarının olmadığını belirterek rapora itiraz etmiştir.
Mahkememizce HMK’ nun 222. maddesi kapsamında mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak rapor alınmıştır. Alınan raporda usulüne uygun tutulan defterler incelendiğinde; davalıdan 30.05.2015 tarihi itibariyle 6.877,80-TL cari hesap alacağı olduğu, bu tarihten sonra davalı tarafından yapılan herhangi bir ödeme kaydına rastlanmadığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Davacı vekili, rapora bir diyeceklerinin olmadığını, davanın kabulüne karar verilmesini, karşı yanın defter ve kayıtlarının incelenmesini istemediklerini ve karşı tarafa yemin de teklif etmeyeceklerini beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı, dava, cevap, sözleşme, takip konusu iki adet fatura, dava dilekçesine ekli olarak sunulan işlem formları ile bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında davacının iddia ettiği şekilde hizmet sözleşmesi bulunduğu, davacının bedelinin ödenmediği gerekçesiyle takibe koyduğu iki adet faturada ilaçlama hizmet bedeli olarak açıklamanın yer aldığı ancak sözleşme kapsamındaki hangi yere ilişkin hizmetin karşılığı olduğu yönünde açıklamanın yer almadığı , davalıya fatura tebliğine ilişkin ve de fatura konusu hizmetin sunulduğuna ilişkin yazılı bir belge sunulmadığı, sunulan işlem formlarına karşı davalı şirket yetkilisinin daha önce bedelleri ödenen hizmetler olduğunun ileri sürüldüğü, bu kapsamda takip konusu alacağın dayandırıldığı faturaların dosyaya sunulan ve hizmetin verildiğini gösteren işlem formundaki hizmet karşılığı olduğu net bir şekilde ispat edilemediğinden davacının davasının reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Müvekkili yüklenici şirketin sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren tüm sorumluluklarını eksiksiz yerine getirdiğini ve davalı şirketin direktifleri, istekleri ve yönlendirmeleri doğrultusunda hareket ettiğini, Antalya ve Bursa bölgelerinde gerekli hizmeti sunduğunu ve faturaları düzenlediğini, ancak söz konusu faturalardan davalının haberi olmasına rağmen hiçbir ödeme yapmadığını, müvekkilinin davaya konu faturalara binaen düzenlenen ve fatura bilgilerini destekleyen ürün uygulama formlarında, Antalya ve Bursa bölgelerinde yapılması gereken bütün hizmetleri yaptığını belirttiğini ve hem müvekkili şirkete hem de bölgedeki … yetkililerine söz konusu formları imzalattığını, davaya konu alacaklarının bu kapsamda ispatlanmış olduğunu, yargılama sırasında yaptırılan iki bilirkişi incelemesi sonrasında düzenlenen raporlarda, davalı şirketin müvekkiline borçlu olduğunun ve borcunu ödemediğinin belirtildiğini, davalı şirketin müvekkilinin yaptığı hizmeti başka bir firmaya yaptırdığını iddia ettiğini, ancak bu durumu ispat edemediğini, ayrıca davanın başından sonuna kadar davalı şirkete, defter ve kayıtlarını sunması için süre verildiğini, ancak davalı şirketin hiçbir ihtara cevap vermediğini, her yönden asılsız ve haksız beyanda bulunan davalı şirketin beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, tüm bu durumlara rağmen yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının haksız olduğunu beyan ederek kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı dava dosyasında verdiği 19.04.2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 35,90-TL harcın düşümü ile kalan 23,40-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
22.12.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 23.12.2021
…