Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2648 E. 2022/229 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19.09.2017
ESAS-KARAR NUMARASI ….

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin davalı idareden hizmet işleri alan taşeron firma olduğunu, müvekkilinin davalıdan hakediş alacağı doğduğunu ancak davalının hukuka aykırı olarak müvekkilinin hakedişine ve kesin teminat mektubuna bloke koyduğunu, müvekkilinin alacağının tahsili için davacı aleyhine takibe geçtiğini, davalının işçilik alacaklarının varlığı nedeni ile takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu, davalının asıl işveren olması nedeni ile tüm sorumluluğun kendisinde bulunduğunu, bu nedenle itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında hizmet sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin Teknik Şartnamesi’nin 3.15. ve Hizmet Alımına İlişkin Tip İdari Şartnamesi’nin 44.2. maddesi uyarınca davacının istihdam ettiği işçilerin iş mevzuatına göre tüm işçilik alacaklarının ödendiğine ilişkin belgeleri sunmadıkça teminatların iade edilmeyeceğini, davacının istihdam ettiği 104 işçinin alacaklarını tam ödemesi gerekirken 9 işçi tarafından Adana İş Mahkemesi’nde davalar açıldığını, bu nedenle müvekkilinin hukuka uygun olarak işlemler yaptığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Davacı ile davalı arasında TCDD 6. Bölge Yol Md. mıntıkasında bulunan 31 adet geçitte 104 işçi ile 01.03.2013-31.12.2013 tarihleri arasında 10 ay süreli geçit bekçilik işinin davacı tarafından yerine getirilmesine ilişkin sözleşme imzalanmıştır. İş bitiminde verilen 2 ay süre uzatımı sonucu iki aylık sürenin de ilavesiyle 01.03.2013-28.02.2014 tarihleri arasında 1 yıl süre ile davacı trafından sözleşmeye konu iş yapılmıştır. Davacı sözleşme kapsamında davalıya 120.000,00-TL tutarlı ve 27.000,00-TL tutarlı teminat mektubu vermiştir. İşin 28.02.2014 tarihinde bittiği, davalı idareye teslim edildiği ve SGK’dan ilişiksiz olduğu taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir.
Davalı sözleşme kapsamında çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin alacaklarının ödenmediğini belirterek davacının 120.000,00-TL’lik teminatını nakde çevirmiş ve ayrıca Aralık 2013, Ocak 2014 ve Şubat 2014 hak edişlerinden de kesintiler yapmıştır. 28.04.2017 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamada hak edişlerden yapılan kesintiler 104.352,16-TL nakde çevrilen teminat mektubu 120.000,00-TL olmak üzere uyuşmazlığa konu toplam tutar 224.352,16-TL’dir. Ancak davacının icra takibinde tahsilini talep ettiği tutar 171.824,60-TL asıl alacak 5.295,95-TL işlemiş faiz olmak üzere 177.120,56-TL’dir.
Sözleşme eki teknik şartnamenin 14. maddesinde yüklenicinin çalıştırdığı 104 işçinin sözleşme bitiminden önce kıdem tazminatlarını işçilerin banka hesaplarına yatıracağı ve buna ilişkin dekontu idareye ibraz ettikten sonra son hak edişin firmaya ödeneceği kararlaştırılmıştır. Keza sözleşme eki teknik şartnamenin 3.15 maddesinde yüklenicinin sözleşme kapsamında çalıştırılan işçilerin hak ettikleri kıdem, ihbar ve yıllık ücretli izin alacağı ve benzeri mali sosyal haklarını ödediğine ilişkin banka dekontunu sözleşme bitim tarihini izleyen 15 gün içinde idareye vermedikçe kesin teminatın iade edilmeyeceği işçilerin ihbar, kıdem tazminatı ve sair alacaklarının idare tarafından hesaplanarak işçilere ödeneceği, teminatın karşılamadığı tutar için idarenin yükleniciye rücu hakkının doğacağı kararlaştırılmıştır.
Asıl iş veren olan davalının, sözleşmeye koyduğu hükümlerle, alt işverenin sözleşme süresinin bitiminde işçilerin kıdem, ihbar tazminatları ile ücretli izin alacaklarının işçilere ödenmesini ve bu şekilde taşeronun kendi dönemini tasfiye etmesini amaçladığı anlaşılmıştır. Sözleşme uyarınca davacı alt iş veren kendi dönemi sona erdiğinde, işçilerin alacaklarını ödeyerek kendi dönemini tasfiye etmekle yükümlüdür. Davacının teminatı ve son hak edişinden yapılan kesintileri talep edebilmesi için sözleşme ve teknik şartname uyarınca sözleşme dönemindeki işçilik hak ve alacaklarını ödemiş olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili 104 işçinin kıdem, ihbar ve ücretli izin alacaklarını ödediklerine ilişkin her hangi bir belge ibraz etmemiştir. Aksine 29.05.2017 tarihli dilekçede davacı vekili işçilerin ihale süresinin sona ermesinden sonra yeni alt işveren nezdinde çalışmaya devam ettiklerinden kıdem, ihtar ve yıllık izin ücreti alacaklarının talep hakkı doğmadığını belirtmiştir.
28.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda 104 işçinin asgari ücret üzerinden bir yıllık sözleşme dönemindeki kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacakları hesaplanmış olup 104 işçi için ödenmesi gereken alacaklar toplamı 314.371,20-TL olduğu belirtilmiştir. Davalı idarenin davacının hak edişlerinden ve teminatından yaptığı kesinti toplamı 224.352,16-TL olup davacıya iadesi gereken bir tutar söz konusu değildir. Açıklanan nedenle davanın reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Davalının üst işveren kamu idaresi olduğunu, İş Kanunu uyarınca işçilerin kıdem tazminatlarından sorumlu olduğunu, müvekkilinin üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, davalının müvekkilinin zararına neden olduğunu, davalının teminat mektuplarını haksız nakde çevirdiğini, tarafların defter ve belgeleri incelenmeden karar verildiğini, mahkemenin teknik şartnameye göre hüküm kurduğunu, kararın kaldırılması gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesi nedeniyle davacı yüklenici tarafından istihdam edilen bir kısım işçilerin İş Kanunu’ndan kaynaklanan alacaklarından dolayı davalı işverenin davacı yüklenicinin teminat mektuplarına ve hakedişlerine bloke koymasının yerinde olup olmadığı ve bu nedenle davacı tarafından girişilen takibin hukuka uygun olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davacı yüklenicinin hak edişinden yapılan kesintiler ve nakde çevrilen teminat mektubu bedelinin tahsiline yönelik takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/894 E., 2017/673 K. sayılı dava dosyasında verdiği 19.09.2017 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 35,90-TL harcın düşümü ile kalan 44,80-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
16.02.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 16.02.2022