Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2607 E. 2021/1434 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ-
K A R A R I K A L D I R A R A K
Y E N İ D E N E S A S H A K K I N D A K A R A R)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 14.10.2016
ESAS-KARAR NUMARASI …
Taraf vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili kurumun ülke geneline yayılmış bulunan 5.000’in üzerinde…. verici-aktarıcı istasyonlarıyla kamu yayın hizmetini sürdürdüğünü, belirtilen istasyonların kurulu bulundukları arazilerin kurumlarınca ve … tarafından uygun emisyon noktaları belirlenerek kurulduğunu ve bölgelerine hakim olmaları sebebiyle çeşitli kurum ve/veya kuruluşlarca değişik amaçlarla ücreti mukabilinde ve tip sözleşmelere istinaden kullanabilmelerinin mümkün olduğunu, bu kapsamda davalının kurumlarıyla 10.06.2005 tarihli protokol imzalayarak…sınırlarındaki … (…) TV verici istasyonlarına … sistemleri kurduğunu, ancak yapılan tespitlerde sözleşmeye aykırı olarak davalı tarafça herhangi bir izin alınmaksızın ve bedeli ödenmeksizin sistemlerin bina dışına olacak biçimde ilaveten 12 m2 konteynır ve 1 adet…. ilavesi ile kurulduğunun belirlendiğini, davalıya ihtarname keşide edilip bedelin ödenmesini talep ettiklerini, ancak hesaplanan bedelin tahsilinin mümkün olmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 19.742,00-TL’nin 30.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi, KDV ve diğer ferileri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında 10.06.2005 tarihinde yer tahsisine ilişkin protokol imzalandığını, buna göre … ekipmanı kurulunca davacı tarafından yer kirası bedeli olarak gönderilen faturanın iade edildiğini, çünkü protokolün 4.3 ve 6.7 maddeleri gereğince kurulacak teçhizat için koruyucu ve güvenlik önlemi almanın müvekkili şirket yönünden yükümlülük olduğunun ortada olduğunu, bu nedenle tel çitin protokol kapsamında olmadığının kabul edilemeyeceğini, kaldı ki tel örtünün 12 m2 değil, 9 m2 olduğundan 12 m2 varsayımıyla hazırlanan faturanın fahiş olduğunu, ayrıca artık tel örgü sökülmüş olduğundan ve davacının da bu durumu bildiğinden dava açılmasının da yersiz olduğunu, ödeme belgelerini daha önce sunduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Davanın; taraflar arasında yer tahsisine ilişkin sözleşme ve protokoller imzalanıp davacının da verici istasyonuna izinsiz kurulduğunu iddia ettiği teçhizatla ilgili bedellerden kaynaklandığı sabit olup uyuşmazlık, davacının talep ettiği bu miktarın yerinde olup olmadığı, davalıdan bu miktarı istemesinde haklı olup olmadığı hususlarından ibaret olduğu, dosya kapsamına uygun ve gerekçeli bilirkişi raporuna göre davacı tarafından Ankara 47. Noterliği’nden 06.08.2013 tarihinde ihtarnamenin 15.08.2013 tarihinde tebliğ edildiğinden davalının 23.08.2013 tarihinde temerrüte düştüğü, 2011 yılı için 15.372-TL, 2012 yılı için 25.740-TL davalıdan talep hakkının bulunduğu, yapılan ödemeler tenzil edildiğinde ana paranın 19.742-TL, faizin 2.974-TL olmak üzere toplam 22.716-TL davacının alacağının kaldığı, taleple bağlılık ilkesi gereği 22.315,43-TL ve KDV oranı kadar alacaklı olduğu, faizin türü açısından fazla talebin reddine karar verildiğinden davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Islah talebi ve faiz başlangıç talepleri göz önünde bulundurularak davanın tümden kabulüne karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Eksik incelemeye ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı bilirkişi raporunda her ne kadar yeterli inceleme yapılmadan ve tel örgünün davacının belirttiği gibi 12 m2 değil 9 m2 olduğu hususu nazara alınmadan protokole ek ….. Sağlanmasına İlişkin Tarife 3.2 maddesine dayanılarak açıklayıcı olmayan eksik hesaplamalar yapılmışsa da müvekkili şirket tarafından davacının gönderdiği faturanın iade edildiği 28.03.2013 tarihli 716 sayılı yazıda da belirtildiği üzere … ekipmanının protokole uygun olarak 2.20×2.20 m2 konteyner şeklinde kurulduğunu ve söz konusu konteyner çevresindeki tel ve çit boyutunun kurum tarafından belirtildiği gibi 12 m2 değil 9 m2 olarak ölçüldüğünü, zaten akabinde müvekkili şirket tarafından kaldırıldığını, dolayısıyla raporda daha en başta “dava konusu tel örgünün” kapladığı alan miktarıyla ilgili olarak açıkça hatalı bir tespitte bulunularak yanılgılı sonuca varılmış olmakla mahkemece hükme esas alındığını, burada yapılması gerekenin en başta mahallinde keşif yapılmak suretiyle söz konusu tel çitin ne miktarda alanı çevrelediğinin tespiti olduğunu, her ne kadar dava tarihi itibarıyla tel çit kaldırılmış ise de yargılama sırasında keşif yapılmış olsa idi konteynerin kurulu olduğu alanda 12 m2 alanlı çitin hiçbir şekilde mevcut olmadığı, en fazla 9 m2 için çit çekilebileceğinin tespit edilebileceğini, hukuka ve hakkaniyete aykırı karar verildiğini, kaldı ki, protokolde konteyner çevresindeki tel örgünün zaten müvekkili şirket tarafından istasyonun kurulumu ve korunması için zorunlu bir unsur olduğunu, bu nedenle ayrıca bir ücrete de konu edilemeyeceğini, bilakis yapılan protokolde ödenen bedelin içerisinde olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’nın 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değişik 341/(1) maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle HMK’na eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında karar tarihi itibariyle 1.500,00-TL’dir.
HMK’nın 341/(4). maddesi hükmüne göre alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, asıl istemin kabul edilmeyen bölümü, anılan kesinlik sınırını geçmeyen davacı tarafın, istinaf hakkı bulunmamakta ise de, aynı Kanun’un 348/(1). maddesi uyarınca, davalı tarafça, kesinlik sınırı üzerinde kalan miktara yönelik istinaf yoluna başvurulması halinde, davacı tarafın, katılma yolu ile istinaf hakkı saklıdır.
Somut olayda, dava dilekçesinde, 22.315,43-TL’nin tahsili istenmiş olup, daha sonra dava 400,57-TL bakiye ile 4.016,78-TL KDV ilavesi ile ıslah edilmiş, dava değeri toplam 26.732,78-TL’ye ulaşmıştır. İlk derece mahkemesince 26.332,21-TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, 400,57-TL ve faiz başlangıç tarihine yönelik fazla istem reddedildiği halde davacı tarafça ıslah talebi ve faiz başlangıç tarihi bakımından istinaf yasa yoluna başvurulmuş, istinaf başvurusu katılma yolu ile de yapılmamıştır.
Alacak davalarında istinaf (kesinlik) sınırı belirlenirken, yalnız alacağın aslı (asıl talep) nazara alınır: faiz, icra tazminatı (İİK m. 67, m. 69, m. 72) ve (ihtarname, delil tespiti ve yargılama giderleri gibi) giderler hesaba katılmaz. (Prof. Dr. Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medenî Usul Hukuku, Ağustos 2016 S: 672)
Kesin olan kararlara yönelik istinaf istemleri yönünden HMK m. 346/1 uyarınca mahkemece bir karar verilebileceği gibi, m. 352 uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi’nce de karar verilebileceğinden, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dava, taraflar arasında yer tahsisine ilişkin sözleşme ve protokollerden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
a-HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
b-Dairemizce HMK m 355 uyarınca resen yapılan değerlendirmede; dava dilekçesinde istenen 22.315,43-TL’nin işlemiş faizi de kapsadığı, asıl alacağın 19.742,00-TL olarak bildirilip belirlendiği açık olduğu halde TBK m 121/3 hükmüne aykırı olacak şekilde temerrüt faizine yeniden temerrüt faizi yürütülecek şekilde karar verilmesi doğru olmamış, HMK m. 353/1,b,2 gereğince, 19.742,00-TL asıl alacak ve asıl alacak haline gelen 4.016,78-TL toplam KDV alacağı 23.758,78-TL üzerinden faiz işletilmesine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin İSTİNAF DİLEKÇESİNİN REDDİNE.
II-Yukarıda (2-a) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
III-Yukarıda (2-b) nolu bentte açıklanan nedenlerle, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı dava dosyasında verdiği 14.10.2016 tarihli KARARININ KALDIRILMASINA, YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:

“Davacının davasının kısmen kabulü ile 22.315,43-TL alacak ve %18 KDV alacağı 4.016,78-TL olmak üzere toplam 26.332,21-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine. Alacağın 23.758,78-TL’sine temerrüt tarihi olan 23.08.2013 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına.
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alınması gereken 1.798,75-TL harçtan peşin alınan 75,85-TL mahsup edildiğinde kalan 1.722,90-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Peşin harç (ıslah harcı) 75,85-TL, 16 tebligat gideri 200-TL ve bilirkişi ücreti 300-TL olmak üzere toplam 575,85-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının kendisini vekille temsil ettirmesi nedeniyle karar tarihine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.159,86-TL nispi ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
HMK 333 maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, “
IV-Peşin alınan istinaf harcının istek halinde davacıya iadesine.
Alınması gereken 1.798,75-TL istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafça yatırılan 413,00-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.385,75-TL harcın davalıdan alınıp Hazineye gelir kaydına.
V-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine.
VI-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
13.10.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 22.10.2021