Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2596 E. 2021/1497 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 09.07.2018
ESAS-KARAR NUMARASI …..
Davalılar vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, kooperatifin üyesi olan davalıların genel kurul kararı ile belirlenen aidat borçlarını ödemedikleri için haklarında icra takibi başlattıklarını, davalıların haksız itirazı üzerine icra takibinin durduğunu belirterek haksız itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, itirazın iptali davasının bir yıllık süre içerisinde açılmadığını, aidat borcu talep edilmekle birlikte bunun hangi döneme ilişkin olduğunun belirtilmediğini, kooperatifin bağımsız mülkiyete geçerek tasfiye olması nedeni ile aidat tahsil etme yetkisi bulunmadığını, talep edilen asıl alacak ve işlemiş faizin yerinde olmadığını belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi’nce “…İtirazın iptali davası ıslah edilerek alacak davasına dönüştürülmeksizin icra takibi ile talep edilen miktarların dışında ıslah ya da başka yöntemle icra takibine konu alacaktan fazlasının itirazın iptali davası içerisinde talep edilmesi mümkün değildir. Ayrıca itirazın iptali davasının icra takibine bağlı olarak açılan ve ona göre sonuçlandırılması gereken dava niteliğinde olması karşısında, icra takibinde talep edilen miktarlarla bağlı kalınarak 6.340,00-TL aidat alacağı ile 6.650,14-TL işlemiş faizden oluşan toplam 12.990,14-TL davacı alacağına yönelik davalıların itirazının yerinde olmayıp iptali gerektiği, alacağın niteliği gereği Borçlar Yasası’nın 88 ve 120. maddelerindeki faiz sınırlamalarına bağlı kalınarak talep edilebilir faiz miktarının belirlenmesi gerektiği, bu durumda davacı asıl alacağına takip tarihinden sonrası için yıllık %18 oranında temerrüt faizi uygulanmak sureti ile icra takibinin sürdürülmesi gerektiği, davacı alacağının Genel Kurul Kararları uyarınca hesaplanması mümkün olup, davacı alacağı likit nitelikte olduğu için hüküm altına alınan miktarın % 20’si oranında inkar tazminatının davalılardan alınması gerektiği…” gerekçesiyle “…Davalıların Ankara 14. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı icra takibine yönelik itirazlarının 6.340,00-TL aidat alacağı ve 6.650,14-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.990,14-TL üzerinden İPTALİNE,
Takip tarihinden itibaren 6.340,00-TL asıl alacağa yıllık %18 oranında temerrüt faizi uygulanmak sureti ile takibin devamına,
Hüküm altına alınan 12.990,14-TL’nin %20’sine karşılık gelen 2.598,03-TL inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Davacının, itirazın iptali davasını yasada belirtilen bir yıllık süre içerisinde açmadığını, itirazlarının davacı alacaklıya tebliğ edilmemiş görünse dahi bunun sebebinin davacının icra takibini başlatırken İİK’nun 59. maddesine aykırı olarak itirazın kendisine tebliğ masrafını peşin olarak vermemiş olması olduğunu; müvekkilleri aleyhine girişilen icra takibi ile sadece “… aidat borcu” açıklamasına yer verildiğini, hangi dönemlere ait aidatın talep edildiğinin belirtilmediğini, davacının takipte açıkça belirtmediği alacağı bu kere dava dilekçesi ile belirleyebilmesinin mümkün olmadığını; dava dilekçesi ile alacağı 31.12.2008 – 31.12.2015 dönemi ile sınırlandırmış olmasına rağmen bilirkişilerce 1.1.2008 – 31.12.2015 dönemi için hesaplama yapıldığını, mahkemece bu hesaplamaya itibar edildiğini, talebin dışında bir yıllık dönemin de hesap tablosuna eklenmesi ile gerek asıl alacak ve gerekse faizde fahiş hatalar yapıldığını, alacağın likit olmaması ve daha da önemlisi alacağın icra takibinde açıkça belirtilmemiş olması karşısında davacı lehine %20 tazminata hükmedilmiş olmasının yerinde olmadığını; davacının 12.3.2018 tarihli dilekçesi ile müddeabihi ıslah ederek icra takibi öncesi işleyen faiz tutarını 3.364,45-TL arttırarak yeni tutar için itirazın iptalini talep ettiğini, mahkemece hukuka uygun gerekçe ile bu talebin yerinde görülmediğini, ancak davanın kısmen reddi yerine bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verildiğini, davacının ıslahı ile müddeabihin arttığı ve tüm davanın kabul edilmemesi karşısında kabul edilmeyen kısım için davanın reddine karar verilmesi gerekeceğinin açık olduğunu, açıklanan yanılgı sebebiyle lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediği gibi yargılama giderlerinin tamamının da hatalı bir şekilde müvekkilleri üzerinde bırakıldığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif aidat borcundan kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. sayılı dava dosyasında verdiği 09.07.2018 tarihli kararına yönelik davalılar vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 887,36-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 221,84-TL harcın düşümü ile kalan 665,52-TL harcın davalılardan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
20.10.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 21.10.2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …