Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 21.03.2018
ESAS-KARAR NUMARASI :….
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, 29.02.2004 tarihinde yapılan kura çekimi sonucu … nolu villa şeklindeki konutun müvekkiline isabet ettiğini ve müvekkilinin konutunu kullanmaya başladığını ancak 1 yıl sonra konutta nem, su kaynaklı sorunlar ortaya çıkmaya başladığını, 2006 yılı Temmuz ayında evin bodrum katını su bastığını ve sorunun konutun toprakta kalan kısımlarının su yalıtımı yapılmamasından kaynaklandığının anlaşıldığını, bu durumun gizli ayıp olduğunu, davalı kooperatif tarafından kısmi yatılım yapılmasına ve konutun bodrum katına drenaj kuyusu açılmasına karar verildiğini ancak bu durumdan sonuç alınamadığını ve sorunların devam ettiğini, davalı kooperatifle bir çok yazışma yapıldığını, teknik rapor alınmasına karar verildiğini ve uzman mühendislerden rapor alındığını, 18.08.2013 tarihli davalı kooperatifin olağanüstü genel kurulunun 7 nolu gündem maddesinde müvekkilinin konutundaki gizli ayıbın, davalı kooperatif tarafından giderilmesi talebinin reddedildiğini, bu nedenle dava açma zarureti doğduğunu ileri sürerek genel kurulun 7 nolu gündem maddesinin iptali ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00-TL zarar bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, daha sonra davasını toplam 138.000,00-TL olarak ıslah etmiştir
Davalı vekili, davacının konutunun 2000 yılında tamamlanıp 01.11.2001 tarihinden itibaren yaklaşık 4 yıl boyunca idare binası olarak kullanıldığını, 2004 yılında diğer konutun tamamlanması ile kura sonucu davacıya teslim edildiğini, davacının yaklaşık 2 yıl konutunu kullandıktan sonra evinde sorunlar olduğu gerekçesi ile müvekkili kooperatife başvurduğunu, davacının evinin bahçesini sularken dikkatli olmadığını, sulama musluklarını günlerce açık bırakması sonucu meydana gelen göllenme nedeni ile sorunların ortaya çıktığını, müvekkilinin sorunun giderilmesi için çalışmalar yaptığını, bu çalışmalar sırasında yeraltı suyu taşmasına rastlanmadığını, sorunun konutun yan yollarının bakımsız bırakılmasından kaynaklandığını, davacının evin kendisine tesliminden 13 yıl sonra dava açtığını, davanın 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, davacının genel kurulun 7 nolu gündem maddesine ilişkin olarak dava açmasının hukuken mümkün olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Davalı kooperatifin üyesi olan davacıya dava konusu … nolu konutun tahsis edilerek 2004 yılında teslim edildiği, konutta nem ve su sızması bulunması üzerine davacının 2006 yılında davalı kooperatife bildirimde bulunduğu, kooperatif tarafından perde duvarlara ziftli kağıt yapıştırılarak ve bazı işlemler yapılarak ayıbın giderildiği, ancak daha sonra su sızmasının ve nemin devam ettiği, davacının kooperatiften bunların giderilmesini talep ettiği, davacının 23.05.2013 tarihli dilekçe ile kooperatif yönetimine başvurduğu, yönetim kurulunun bu hususun genel kurul toplantısında karara bağlanması gerektiğini belirttiği ve 18.08.2013 tarihli olağanüstü genel kurul gündemine alınarak yapılan görüşme sonucunda davacı talebinin davacının 1 oyuna karşı oy çokluğuyla reddedildiği, davacının muhalefet şerhi koyarak 1 aylık sürede söz konusu bu genel kurul kararının iptali ve ayıbın giderilmesi için 5.000,00-TL’lik bedelin tahsili talebiyle derdest davanın açıldığı, aldırılan bilirkişi raporu ve dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden de anlaşılacağı üzere; dava konusu konuttaki ayıbın gizli ayıp olduğu, 2004 yılında konutun teslim edildiği, davacının talebi üzerine 2006 yılında davalı kooperatif tarafından giderildiği taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. İhtilaf 2006 yılından sonra ayıbın tekrar ortaya çıktığı ve bunun süresinde davalı kooperatife derhal bildirilmesine rağmen giderilmediği noktasında toplanmaktadır.
Dava konusu uyuşmazlık kooperatif hukukundan kaynaklanmakta olup, taraflar arasında eser sözleşmesi bulunmadığından zamanaşımı süresi eser sözleşmesi kapsamında BK’nun 126. maddesi hükmü uyarınca gizli ayıplar için geçerli 10 yıllık zamanaşımı süresine göre değil, kooperatif ile üyesi arasındaki uyuşmazlıklarda uygulanması gereken ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK’nun 147/4. maddesinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu ve zamanaşımı süresinin kural olarak alacağın muaccel olduğu tarihte işlemeye başlar. Olayımızda taraflar arasındaki hukuki ilişki kooperatif üyelik ilişkisi olduğundan ayıbın açık veya gizli olup olmadığına bakılmaksızın zamanaşımı, konutun davacıya teslimi tarihinden itibaren başlayacağından uygulanması gereken 5 yıllık zamanaşımı süresi konutun teslim edildiği 2004 yılından başlatılması gerektiği, bu durumda yönetim kuruluna bildirimde bulunduğu 10.05.2013 tarihinde ve davanın açıldığı 10.09.2013 tarihlerinde 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle davanın reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Mahkemenin yaklaşık 4,5 yıl yargılama yaptıktan sonra davayı reddettiğini, bu durumun adil yargılama hakkını engellediğini, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olduğunu, genel kurulun iptal davasının 1 aylık süre içinde açıldığını, mahkemenin davanın genel kurulun iptali davası da olduğunu dikkate almadığını, bilirkişi raporu ve ek raporda genel kurulun iptalinin gerekli olduğu ve müvekkilinin zararının 138.000,00-TL olduğunun tespit edildiğini, zamanaşımı süresinin hiç başlamadığını, davalının borcunu ikrar ettiğini, TBK’nun 154/1. maddesi uyarınca zararın gizli ayıp olarak kabul edilmesi gerektiğini, davalı kooperatifin 2006 ve 2009 yılında bir takım işlemleri yaptığını, zarar devam ettiği için zararı öğrenmesinden bahsetmenin mümkün olmadığını, gizli ayıpta zamanaşımının TBK’nun 146. maddesi uyarınca zaman aşımı süresinin 10 yıl olduğunu, davanın kabulü gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, davalı kooperatif üyesi olan davacının 2004 yılında teslim aldığı konutunda meydana gelen zarar ve hasarın kusurunun kimden kaynaklandığı, zararın gizli ayıp niteliğinde olup olmadığı, davanın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı hususlarında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davalı kooperatifin 18.08.2013 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulunda gündemin 7. maddesi ile alınan kararın iptali ve davacıya ait olduğu belirtilen 122 numaralı konutta meydana gelen zararın tahsili istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- HMK m. 353/1,b,1 gereğince ,Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. sayılı dava dosyasında verdiği 21.03.2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 35,90-TL harcın düşümü ile kalan 23,40-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
08.12.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 08.12.2021
…