Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2584 E. 2022/334 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(İ S T İ N A F D İ L E K Ç E S İ N İ N
R E D D İ))
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 01/06/2018
ESAS-KARAR NUMARASI :…..
Asıl ve birleşen davda davacı vekili, asıl davada davalı … vekili ve birleşen davada davalı … vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalı … ile müvekkili arasında 02.05.2011 tarihinde yapılan sözleşme ile kooperatif hisse devri yapıldığını ve 9 no’lu taşınmazı müvekkiline sattığını, ancak davalıların kooperatif ortaklığını ve taşınmaz devrini gerçekleştirmediğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, olmadığı takdirde taşınmaz karşılığı ödenen 281.060,00 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, asıl davadaki aynı beyanlarla birlikte, dava konusu taşınmazın davalı …’ye devredildiğini, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde 281.060,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalılar dava cevap vermemiştir. Davalı … nin karar tarihinden sonra vefat ettiği anlaşılmıştır.
Birleşen davada davalı … vekili, görev itirazında bulunarak dava konusu taşınmazı …’den kooperatifin yönetim kurulu kararı ile satın aldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Davalı kooperatifin üyesi olan davalı …’ye kura çekimi sonucunda … … …. no’lu taşınmazın isabet ettiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından delil olarak sunulan … tarafından imzalanmış 02.05.2011 tarihli protokolde … kooperatifinde 200 metre kare dükkanın …’ye 275.000,00 TL bedelle satıldığı yer almaktadır.
Davacı tarafından banka ödeme dekontları sunulmuş, sunulan dekontlarda açıklama bilgisi olarak 9 no’lu dükkan satışına mahsuben yapılan ödemeler olduğu, ödeme tarihlerinin 2011 ve 2012 yıllarına ait olduğu görülmüştür.
Davalı kooperatifin 04.06.2014 tarihli yönetim kurulu kararında …’nin hissesinin …’ye devri konusunda karar alındığı anlaşılmıştır.
Dava konusu taşınmazın tapu kaydı getirtilmiş, taşınmazın davalı kooperatife 2010 yılında tahsis edildiği, malikin … … …. Bölgesi olarak yer aldığı görülmüştür.
Davacı tarafından dava konusu taşınmazın kooperatif ortaklığının da edildiği buna ilişkin kooperatife ödemeler yaptığı iddiası üzerine kooperatif kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, bilirkişiler tarafından düzenlenen 05.01.2018 tarihli raporda kooperatif defterleri ve kayıtlarında davalı … adına olan kooperatif kaydının 04.06.2014 tarihinde …’ye devredildiği, kooperatifin 2014 yılı defterlerinde ve hazirun cetvelinde 2014 yılında M. …’nin, 2015 yılında …’nin ortak olarak yer aldığı, buna karşılık kayıtlarda …’ye ilişkin bir kayıt ve ödeme işinin rastlanmadığı belirtilmiştir.
Davacının talebi öncelikle kooperatif üyeliğinin ve … Sitesinde yer alan 9 no’lu taşınmazın kendisi tarafından satın alındığı iddiasına dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkindir. Davacı iddiasının kanıtı olarak M. … tarafından imzalanmış adi yazılı bir belge, taşınmaz devrine ilişkin ödeme dekontları ve taşınmazın elektrik su gibi giderlerinin yatırıldığına dair belgeler sunmuştur. Dava konusu taşınmaz mülkiyeti halen davalı kooperatif adına görünmektedir. Davalı kooperatif kayıtlarında üyelik devrine ilişkin bir talep yer almadığı gibi üyeliğin M. …’den …’ye devredildiği görülmektedir. Kooperatif kayıtlarında yapılan incelemede de davacı …’nin kooperatifte üye olarak kabul edildiğini ya da benimsendiğini gösteren aidat ödemesi, gider ödemesi ya da toplantılara katılma gibi bir delil yoktur. Bu nedenle davacı … ile davalı … arasında resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olan bir taşınmaz satışı sözleşmesi yapılmıştır. Bilirkişi incelemesinde davacı tarafından sunulan dekontlar itibariyle davacının davalıya toplam 280.000,00 TL ödeme yaptığı anlaşılmakla davacının davalı …’den yapılan ödemenin istirdat hakkı bulunmakla birlikte taşınmazın aynının devrine gerçekleştiren bir sözleşme bulunmadığından buna ilişkin talebin reddi gerekmiştir. Davacı tarafından sunulan taşınmaz için yapıldığı ileri sürülen ödemelerin taşınmazın kullanımına bağlı ödemeler olup, taşınmazın hukuken geçerli bir sözleşme ile devri sonucunu doğuracak delil niteliğinde değildir.
Açıklanan nedenlerle davacı tarafından davalı … aleyhine açılan davanın istirdat istemi yönünden kabulüne, diğer istemler yönünden reddine, asıl davada davalı kooperatife yöneltilen davanın taraf sıfatı yokluğundan ve birleşen davada davalı …’ye yöneltilen davanın taraf sıfatı yokluğundan reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl ve Birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Dava dilekçesindeki hususları tekrar ederek, taşınmazın satış bedelinin tamamını ödeyen müvekkilinin tapusunu alamadığını, yargılama devam ederken davalı …’nin kooperatifte mevcut hissesini oğlu …’ye devrettiğini, davalıların muvazaalı olarak devir yaptıklarını, … yönünden husumet yokluğundan ret karar verilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, asıl ve birleşen dava yönünden yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, tapu iptal ve tescili taleplerinin kabulünü, tapu iptali mümkün değil ise hissenin müvekkili adına tescilini, bu da mümkün değil ise tazminatın tüm davalılar yönünden kabulünü talep etmiştir.
Birleşen davada davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davalı lehine hükmedilen avukatlık ücretinin hatalı olduğunu, dava değeri olan 281.060,00-TL üzerinden hesaplanması gerektiğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılması ile 281.060,00-TL üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretinin tahsilini talep etmiştir.
Asıl davada davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle: 31.05.2018 tarihli mazeret dilekçesinin reddinin haksız olduğunu, davanın tapu iptal ve tescil davası olarak açıldığını, yerel mahkemece tapu iptal ve tescil talebi ile üyeliğin tespiti talebinin reddine karar verilmesi gerekirken bu hususta karar verilmediğini, kararın usulen hatalı olduğunu, davalı yararına 1.060,00-TL vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, müvekkilinin fiil ehliyetinin kısıtlanmış olduğunu, bu hususunda dikkate alınması gerektiğini, müvekkilinin davacıya verdiği ve geçersiz olan 02.05.2011 tarihli belgede ödenmeyen paranın döviz kuru üzerinden ödeneceğinin yazılı olduğunu, davacının Türk Lirası olarak ödeme yaptığını, müvekkilinin davacının ödediğini iddia ettiği bedelleri almadığını savunduğunu, ödeme yapıldığı iddia edilen hesapların müvekkiline ait olup olmadığının araştırılmadığını beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Asıl ve birleşen dava, kooperatif hisse devri sözleşmesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
I- HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına ve özellikle yapılan yargılama sonucunda davacının kooperatif hisse devri sözleşmesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunamayacağının anlaşılmış olmasına ve ayrıca, davalı …’nin kısıtlılık durumunun karar tarihinden sonra ölmüş olması nedeniyle sonuca etkili bulunmamasına göre; asıl ve birleşen davada davacı vekili ile asıl davada davalı … vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
II- HMK’nin 346/1. maddesi uyarınca istinaf dilekçesi kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir. Ayrıca 352. maddenin 1. fıkrasının (b) bendinde kararın kesin olması halinde fıkra uyarınca mahkemece gerekli kararın verileceği belirtilmiştir. Öte yandan 360. madde gereğince de bu bölümde aksine hüküm bulunmayan hâllerde, ilk derece mahkemesinde uygulanan yargılama usulü, Bölge Adliye Mahkemesi’nde de uygulanacaktır.
İstinaf (kesinlik) sınırı belirlenirken, yalnız asıl talep nazara alınır: faiz, icra tazminatı (İİK m. 67, m. 69, m. 72) ve (ihtarname, delil tespiti ve yargılama giderleri gibi) giderler hesaba katılmaz (Prof. Dr. Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medenî Usul Hukuku, Ağustos 2016 S: 672).
Davalı … vekilinin istinaf dilekçesi ile esasa ilişkin kararın istinaf edilmemiş olması nedeniyle kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. İstinaf başvurusu feri nitelikteki yargılama gideri kalemi olan vekalet ücretine yöneliktir. Kesin olan kararlara yönelik istinaf istemleri yönünden HMK’nın 346/(1) maddesi uyarınca mahkemece bir karar verilebileceği gibi, aynı Kanun’un 352. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi’nce de karar verilebileceğinden, HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-b. maddeleri uyarınca davalı … vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Yukarıda I nolu bentte açıklanan nedenlerle:
Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/399E., 2018/437K. sayılı dava dosyasında verdiği 01/06/2018 tarihli kararına yönelik davacı ve asıl davada davalı … vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Yukarıda III nolu bentte açıklanan nedenlerle:
Birleşen davada davalı …’nin İSTİNAF DİLEKÇESİNİN REDDİNE.
3-Birleşen davada davalı …’den alınan istinaf harçlarının iadesine,
Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 161,40-TL maktu istinaf karar harcından (asıl ve birleşen davalar için) peşin olarak alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile kalan 125,50 -TL ve eksik olan başvuru harcı 98,10 TL (toplam 223,60 TL) nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 19.126,80-TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile kalan 19.090,90 -TL’nin davalı … mirasçılarından alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
4-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
5-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
02/03/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay 6. Hukuk Dairesi nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 02/03/2022

….