Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2533 E. 2022/1072 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/07/2017
ESAS-KARAR NUMARASI :….
Taraf vekillerince, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasında davalıya ait … Merkezi bünyesinde “… Bölümü” açmak için 01.01.2013 tarihinde 1 yıl süreli iki ayrı sözleşme yapıldığını, bu sözleşmelerden ilki olan … … Bölümü İşletme Sözleşmesinde açılış öncesi ile ilgili tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlendiğini, buna göre müvekkilinin aylık gelirin %70’i karşılığında bu bölümü işletmeyi ve tüm işletme masraflarını(botox ve ozon uygulamalarındaki etkin madde temini hariç) karşılamayı, biri güzellik uzmanı, diğeri lazer sertifikalı iki kalifiye personelin maliyetini yüklenmeyi, bir adet … lazer cihazı ve gerekli tüm cihazları temin etmeyi, … bölümünde çalışacak personelin sigorta maliyetinin %70’ini karşılamayı, …’ın dermotoloji bölümündeki hekimi tarafından yapılacak uygulamaların gelirlerinden masraflar çıktıktan sonra hekime %10 pay vermeyi, … bölümünün tüm ekipman, cihaz ve personeli hazır olacak şekilde 19.01.2013 tarihinde resmi açılışını yapmayı, bu açılışı yapmadığı takdirde her ay … 3.500,00 TL kira ödemeyi, …’ın % 30 hak edişinin aylık 3.500,00 TL altında kalması halinde bu miktara tamamlamayı, … bölümünün reklam ve tanıtım faaliyeti için 30.06.2013 tarihine kadar 10.000,00 TL bütçe ayırmayı kabul ve taahhüt ettiğini,
İkinci sözleşme olan Hizmet Sözleşmesinde ise; müvekkilinin Tıp Merkezinin çeşitli branşlarındaki doktor eksiğinin giderilmesi amacıyla danışmanlık ve hizmet vermeyi üstlendiğini, buna göre davalının talepleri doğrultusunda… evrak, işlem ve başvuruların takip ve sonuçlandırılacağını, buna karşın davalının müvekkiline her ay KDV hariç 1.500,00 TL sabit danışmanlık ücreti ile çalışmaya başlayan her doktor için bir defaya mahsus KDV dahil 300,00 TL ücret ödeme yapacağını,
Müvekkilinin üzerine düşen edimleri yerine getirmesine rağmen, davalının gerçeğe aykırı tutanak tutarak ve müvekkilini tıp merkezine almayarak 28.02.2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtar ile her iki sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin feshinin haksız olduğunu,
Şöyleki; Sözleşmenin 3/H maddesinin ihlal edilmediğini, … bölümü sorumlusu Prof. Dr. … için İl Sağlık Müdürlüğünden çalışma izni alınabilmesi için
müvekkili tarafından hazırlanan belgelerin 10.12.2012 tarihinde davalı şirkete teslim edildiğini, davalının doktor ile sözleşme imzalayarak SGK’ya bildirmesi ve gerekli belgeleri müvekkiline iletmesi gerekirken, açılış tarihi olarak planlanan tarihten de sonra 21.01.2013 tarihinde müvekkiline geri dönüş yaptığını, müvekkilinin belgeleri gecikmeksizin il Sağlık Müdürlüğüne ibraz ettiğini ve İl Sağlık Müdürlüğünün 12.02.2013 tarihinde yaptığı denetimden sonra çalışma izni verildiğini, söz konusu izin belgesinin 22.02.2013 tarihinde Tıp Merkezine teslim edildiğini, dolayısıyla planlanan tarihte açılış yapılmamasında müvekkilinin kusuru bulunmadığını,
… bölümüne müvekkili tarafından kurulması gereken tüm ekipman ve cihazların zamanında teslim edildiğini ve kurulduğunu, dolayısıyla … bölümünün fiilen hizmet vermeye başladığını ancak açılışın davalı bilgisi dahilinde 16.02.2013 tarihinde yapıldığını,
Sözleşmenin 3/B maddesinin ihlal edilmediğini, güzellik uzmanı … ile lazer sertifikası bulunan müvekkili … iş yerinde hazır bulunmasına rağmen bunun aksi içerikte 08.02.2013 tarihli tutanağın düzenlenmesinin haksız ve dayanaksız olduğunu, müvekkilinin 23.02.2013 tarihinde iş yerini terk ettiği iddiasının doğru olmadığını,
Prof. Dr. …’ın çalışma izin belgesinin kliniğe tesliminden bir gün sonra 23.02.2013 tarihinde tıp merkezine gelen müvekkilinin içeriye alınmadığını, bunun üzerine müvekkilinin, tedarikçi firmalardan temin ettiği piyasa değeri 161.000,00 TL olan cihazlar ile 20.000,00 TL olan ürün ve sarf malzemeleri geri almalarını istemek zorunda kaldığını,
Prof. Dr. … ve Prof. Dr. …’nın çalışma izin belgesinin alımı için müvekkilinin edimini yerine getirmesi nedeniyle “hizmet sözleşmesinin” feshinin de haksız olduğunu,
Müvekkilinin her iki sözleşmenin haksız feshi nedeniyle doğan zararın ödenmesi için 08.03.2013 tarih ve 8008 yevmiye nolu ihtarın gönderildiğini, ancak davalının 18.03.2013 tarih ve 9955 yevmiye nolu cevabi ihtar ile haksız ve hukuka aykırı tutumunda ısrarcı olduğunu, ihtarda iddia edilenin aksine personel kıyafetinin zamanında temin edildiğini, Prof. Dr. …’la ilgili çalışma izninde yaşanan gecikmenin ilgili belgeleri zamanında kendine teslim etmeyen davalıdan kaynaklandığını, müvekkilinin biri güzellik uzmanı … diğeri bizzat kendisine ait lazer sertifikası ile iki eleman bulundurma edimini yerine getirdiğini, ciddi yatırım yapan ve maddi külfet altına giren müvekkilinin maddi durumunun elvermediği iddiasının doğru olmadığını,
Müvekkili tarafından görüşme yapmak üzere tıp merkezine getirilen uzman ve doktorlar ile anlaşma sağlanamadığını, Hizmet sözleşmesinin 3/A maddesi gereğinde aylık sabit ücret için düzenlenen 05.01.2013 tarihli fatura ile sözleşmenin 3/B maddesi gereğince çalışma belgesi alınan 2 doktor için hak edilen ücret ve işletme sözleşmesine göre kabul edilen hastalardan tahsil edilen bedelin %70’i için düzenlenen 21.02.2013 tarih ve 5 nolu fatura bedelinin ödenmediği gibi “adres kapalı” şerhi düşülmesinin sağlandığını ileri sürerek,
Fesih bildiriminin ulaştığı 02.03.2013 tarihine kadar hizmet sözleşmesine göre tahakkuk eden KDV dahil 1.931,07 TL. danışmanlık ücretinin 05.02.2013 fatura tarihinden itibaren, istihdamına aracılık edilen 2 doktor nedeniyle tahakkuk eden tutar ile işletme sözleşmesine göre kabul edilen hastalardan tahsil edilen bedelin %70’ine tekabül eden tutar toplamı 4.071,00 TL’nin, 21.02.2013 fatura tarihinden itibaren, klinikte kullanılan ve tedarikçisine iadesi mümkün olmayan 1.375,00 TL sarf malzemesi bedelinin, müvekkili tarafından karşılanan 114,00TL. … bedelinin, açılış sırasında ödenen 2.000,00 TL sanatçı ücretinin, iadesi mümkün olmayan 400,00 TL havlu-bornoz ve el havlusu bedelinin, müvekkili tarafından karşılanan 215,00 TL personel kıyafeti bedelinin, 265,00 TL yedek personel kıyafeti bedelinin, 3.000,00 TL reklam ve tanıtım amacıyla web sitesi kurulum bedelinin, müvekkiline ait olup davalı uhdesinde kalan 1.416,00 TL hoparlör ve … marka anfi bedelinin fesih bildiriminin ulaştığı 02.03.2013 tarihinden itibaren olmak üzere toplam 14.878,00 TL’nin,
Yoksun Kalınan Kâr Kapsamında; sözleşme haksız fesh edilmeseydi hizmet sözleşmesi nedeniyle yukarda talep edilen Ocak ve Şubat ayı dışında kalan 10 ay için x 1.770,00 TL (KDV dahil)=17.770,00 TL’nin, bilirkişi incelemesi ile tespit edilecek … bölümünün 10 aylık gelirinin %70’i +KDV olmak üzere şimdilik 17.442,93 TL işletme sözleşmesinden kaynaklı gelir kaybının fesih bildiriminin ulaştığı 02.03.2013 tarihinden itibaren avans faizi ile olmak üzere toplam 50.000,00 TL maddi tazminatın,
Haksız fesih nedeniyle sektördeki saygınlığının zedelenmesi, yaşanan olaylardan duyduğu üzüntü nedeniyle kalp krizi geçiren annesinin vefat etmesinin müvekkilinin yaşadığı derin acı ve üzüntüyü artırması nedeniyle 10.000,00 TL manevi tazminatın fesih bildiriminin ulaştığı 02.03.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının taraflar arasında akdedilen 01.01.2013 tarihli … … Birimi İşletme Sözleşmesinin 3/H ve 3/B maddelerine aykırı davranması ve iş yerini tüm ekipmanı tahliye etmek suretiyle terk etmesi sonucu 28.02.2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtar ile sözleşmenin feshedildiğini, davacının da imzası bulunan 21.01.2013 tarihli tutanakta 19.01.2013 tarihinde işletmeye açılması gerektiği halde halen personel kıyafeti bulunmadığı, broşürlerin yanlış basıldığı, 21.01.2013 tarihinde cilt bakımı için başvuran hastanın ürünler temin edilmediğinden cilt bakımının yapılamadığı hususu kendisine bildirilerek uyarıldığını ve sözleşmenin fesih edilerek, aylık 3.500,00 TL kira talep edileceğinin bildirildiğini, yine 20.02.2013 tarihli tutanakta sigorta girişi yapılmak üzere lazer sertifikalı kalifiye personel bulunmadığı, hastalara randevu verilmediği, hiçbir hastanın tedavisinin yapılmadığı, … bölümü bu süre içinde kapalı kaldığından ticari itibar ve maddi kayba uğranıldığının tespit edildiğini,
Sözleşmenin 3/İ maddesinde; davacının19.01.2013 tarihinde açılış yapmadığı ve/veya her hangi bir sebepten dolayı yapamadığı takdirde, müvekkiline aylık 3.500,00 TL kira ödemeyi ve/veya müvekkilinin sözleşmeyi tek yanlı fesih hakkını kabul ettiğini, sözleşmenin 3/N maddesinde de davacının, davalının kurumsal yapısına ve çalışma prensiplerine uygun olmayan yaklaşımlarda bulunmaması nedeniyle müvekkilinin 30 gün önceden yazılı bildirimde bulunarak fesih hakkı bulunduğunu,
Görüleceği üzere müvekkili şirketin davacı tarafın sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirmemesi dolayısıyla sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini, esasen davacının ekipmanları tahliye etmek suretiyle işyerini terki sonucunda sözleşmenin fiilen davacı tarafından zaten feshedilmiş durumda olduğunu,
Davacının, biri güzellik uzmanı diğeri lazer sertifikalı olmak üzere iki eleman bulundurma yükümlülüğü bulunduğu halde sadece güzellik uzman sağlayarak sözleşmenin 3/B maddesini ihlal ettiğini, davacının bu konudaki 08.02.2013 tarihi tutanağı ihtirazi kayıt ileri sürmeden imzaladığını, davacının daha sonra kendisinin lazer sertifikası bulunduğunu ileri sürerek personel eksiği olmadığını ileri sürmesinin kabul edilemeyeceğini, çünkü kendisinin fiilen ve sigortalı olarak … bölümü çalışanı olmadığını, bu konuda müvekkiline bilgi verilmediğini, zaten pratikte de hastaların erkek tarafından lazer işlemi yapılmasını kabul etmediğini, dolayısıyla sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, davacının işlemeci olduğu dönemde … bölümünde hasta tedavi etmediğini, sonrasında başka işletme ile anlaşma yapıldığını ve 05.03.2013 tarihinden itibaren hasta tedavisine başlandığını,
Sağlık mevzuatı gereği Sağlık Merkezinde çalışacak doktorun 65 yaşını doldurması gerektiğini, taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesine göre davacının bölümde sorumlu olacak doktoru bulması gerektiğini, davacı tarafından müvekkiline önerilen Prof. Dr. …, 65 yaşından küçük olduğundan mevzuat gereğince 65 yaşını doldurmasının beklendiğini ve süre dolunca işlemlere başlandığını, dolayısıyla müvekkilinden kaynaklanan bir gecikme olmadığını, davacı tarafından temini gereken aletlerin tamamlanmaması nedeniyle Sağlık Müdürlüğüne verilmesi gereken listenin ancak 23.01.2013 tarihinde verilebildiğini, bir gün önce maddi durumu elvermediği için işe devam edemeyeceğini, sözleşmeyi feshettiğini müvekkiline sözlü olarak ifade eden davacının, ertesi gün 23.02.2013 tarihinde tedarikçi firmaları aracılığı ile ekipman ve malzemeleri tahliye ettiğini,
Taraflar arasında akdedilen 01.01.2013 tarihli Hizmet Sözleşmesi Yönünden; davacıdan 01.02.2013 tarihi itibariyle geçici kadro kriterlerine uyan ve EEG, EMG bilen nöroloji yada nöropsikiyatri uzmanı, FTR uzmanı, diyatisyen personel bulunması istendiği halde her hangi bir girişim yapmadığını, hem kadro eksikliğinin giderilmemesi hem de hizmet sözleşmesinin 2/B maddesine aykırılık nedeniyle sözleşmenin 4. madde gereğince haklı nedenle fesih edildiğini,
Davacının maddi zarar talebini faturaya dayandırması gerektiği gibi fatura bedelinin ödediğinin ve fatura konusu ürünlerin müvekkili iş yerinde, sözleşmeye dayalı olarak yapıldığının kanıtlanması gerektiğini, davacının bu kapsamda müvekkilinden alacağı bulunmadığını, mahkemece aksi kanaatte bulunulursa ödemezlik ve takas/mahsup def’ini ileri sürdüklerini, kâr mahrumiyeti talebinin gerçek zararlar üzerinden yapılabileceğini, davacının menfi- müspet zarar talebi ile ilgili dava hakkı olmadığını, fesih halinde ancak menfi zarar talep edilebileceğini,
Davacının annesinin kaybından dolayı yaşadığı elem ve sıkıntının müvekkilinden talep etmesinin saikini ve gerekçesini hukuk sınırları içinde anlamanın mümkün olmadığını, basiretli bir tacir gibi davranması gereken ve sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacının nasıl bir sonuçla karşılaşacağını bilmesi gerektiğini, bu nedenle manevi tazminatın kabulünün mümkün olmadığını,
Temerrüt gerçekleşmediğinden fatura tarihinden ya da fesih tarihinden faiz talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiş,
Karşı davada; davacı sözleşmeye aykırı davranışı ve iş yerini terk etmesi nedeniyle sözleşmeyi haksız olarak feshetmiş sayıldığından, müvekkilinin yaptığı masrafları ve kira bedelini ödemek zorunda olduğunu, buna göre Sözleşmenin 3/İ maddesi gereğince 7.000,00 TL iki aylık kira bedeli, …. birimi açılışı için 01.02.2013 tarihli faturaya istinaden 708,00 TL SMS atılma bedeli, 06.02.2013 tarihli faturaya istinaden 1.888,00 TL broşür ve davetiye basım bedeli, 22.02.2013 tarihli faturaya istinaden 3.540,00 TL kokteyl bedeli olmak üzere, toplam 13.136,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte taksiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “…Davanın dayanağı taraflar arasındaki sözleşmelerin feshi ve feshin haklı olup olmadığına dayalı maddi ve manevi tazminat isteklerine ilişkin olup bu durumda öncelikle sözleşmelerin fesih durumu, sözleşmeleri kimin feshettiği, fesihte kimin haklı olup olmadığı hususunun belirlenmesi gerekmektedir.
İşletme sözleşmesinin 3/h maddesinde 19.01.2013 cumartesi tarihine kadar tüm ekipman cihaz ve personelin hazır olacak şekilde bu tarihte işlemlerin başlanılmasının öngörüldüğü, 16.01.2013 tarihinde cihazların sevkinin yapıldığının belirtildiği, davalının güzellik uzmanının olduğu ancak lazer sertifikalı kalifeye personel bulunmadığının belirtilerek bu hususun fesih sebebi olduğunu bildirdiği, davalının bu hususta davacıya ihtar çekmediği, bu hususu sözleşmenin feshi konusu yapmadığı, 23.02.2013 tarihinde davacının … bölümündeki cihazları boşalttığı, davalının 28.02.2013 tarihli ihtarı ile personel eksikliğini belirttiği, davacının cihazlarını topladığı, cihazları alıp ilgili birimi tahliye ettiği, bu şekilde fiilen sözleşmenin feshini gerçekleştirdiği, davalının da 28.02.2013 tarihli ihtarla sözleşmeyi feshettiğini bildirdiği, dosya kapsamı ve tarafların ihtarları da nazara alındığında sözleşmenin tasfiyesi yoluna gidilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Sözleşmenin tasfiyesinde her iki tarafın sözleşme gereğince hak edilen bedelleri alması gerektiği, mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; asıl davada, hizmet sözleşmesi kapsamında davacının davalıdan danışmanlık ücreti alacağının bulunduğu, davalı tarafından fesih bildiriminin davacıya ulaştığı 02/03/2013 tarihine kadar tahakkuk etmiş danışmanlık ücretinin bilirkişi heyetinin 26/01/2017 tarihli asıl raporda hesaplandığı üzere 1.770,00 TL olduğu, ayrıca davacının Prof. Dr. … ve Prof. Dr. … için aracılık yaptığı, hizmet sözleşmesi nedeniyle istihdamına aracılık edilen iki doktor için tahakkuk eden KDV dahil 600,00 TL’nin talep edilebileceği, hastalardan tahsil edilen tutarın %70’ine ilişkin taleple ilgili olarak 05/03/2013 tarihine kadar gelir elde edilemediği, bornoz, havlu bedeli, personel kıyafet bedeline ilişkin taleple ilgili olarak, dosya kapsamı itibariyle kanıtlanamadığı, sözleşmenin tasfiyesi söz konusu olduğundan kar kaybı talebinin yerinde olmadığı, davacının personel giderlerini sözleşme gereğince yaptığı, tasfiye kapsamında istenebilecek kalemlerden olmadığı, web sitesi kurulumu için yapılan masrafla ilgili olarak belgelendirilmediği, ayrıca … marka amfi talebinin dosya kapsamı itibariyle kanıtlanamadığı anlaşılmakla asıl davanın 1.770,00+600,00=2.370,00 TL üzerinden kısmen kabulüne, davacı tarafından davalıya Ankara 41. Noterliğinden keşide edilen … yevmiye numaralı ihtarname ile miktarda belirtilerek 7 gün içerisinde ödenme isteğinde bulunduğu, ihtarnamenin 11/03/2013 tarihinde tebliğ edildiği, 7 günün eklenmesiyle 19/03/2013 tarihinde temerrüdün oluştuğu anlaşılmakla kabul edilen maddi tazminata konu alacağa 19/03/2013 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Asıl davada davacı tarafça fesih sebebiyle müvekkilinin ticari beklentilerinin son bulduğu, kariyer gelişmesinin önü kesildiği, sektördeki saygınlık ve itibarının da ağır yara aldığından bahisle manevi tazminat isteğinde bulunulmuş ise de; dosya kapsamı itibariyle her iki tarafça da feshin yapıldığı, manevi tazminat koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla davacının manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Karşı davada; mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; talebe konu olan kalemlerin davacının tek taraflı iş yerini feshi ile açılış yapılamayan her ay için 3.500,00 TL’den 7.000,00 TL açılış duyurusu için 708,00 TL, broşür ve davetiye gideri 1.888,00 TL ve açılış kokteyl ödemesi 3.540,00 TL isteğinde bulunulmuş olup, taraflar arasında düzenlenen işletme sözleşmesi gereğince davacı – karşı davalının … birimini tüm ekipman, cihaz ve personeli hazır olacak şekilde 19/01/2013 tarihinde açılış yapmayı taahhüt ettiği, bu tarihte açılış yapamadığı takdirde her ay için 3.500,00 TL kira ödemeyi ve / veya … sözleşmeyi tek taraflı iptal etmesini kabul ettiği, sözleşmenin feshi hakkı kullanıldığından kira talep hakkının kalmadığı, sözleşmenin 3/k maddesi uyarınca tanıtım reklam giderlerinin basılım materyali giderinin işletmeci tarafından karşılanmasının kararlaştırıldığı, taraflar arasında düzenlenen 16/02/2013 tarihli açılış ile ilgili masrafların karşılanması ve bedeli hususundaki mutabakat zaptında açılış masrafının 1/2’şer oranda paylaştırılması kabul edilmiş olmakla bu kalemden 3.000,00 TL talep hakkının bulunduğu anlaşılmakla, karşı davanın 3.000,00 TL üzerinden kısmen kabulüne, davalı – karşı davacı tarafından keşide edilen 18/03/2013 tarihli ihtarname ile derhal ödenme isteğinde bulunulduğu, ihtarnamenin 19/03/2013 tarihinde tebliğ edildiği, 19/03/2013 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar vermek gerekmiştir.” denilerek asıl davanın kısmen kabulü ile 2.370,00 TL’nin 19.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı – karşı davacıdan alınarak davacı – karşı davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin ve manevi tazminat davasının reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile 3.000,00 TL’nin 19.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı – karşı davalıdan alınarak davalı – karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı- karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde; haksız bir fesih iradesi müvekkili tarafından değil, davalı-karşı davacı yanca 28.02.2013 tarihinde resmi olarak ortaya konulduğundan, feshin kim tarafından ve haklı veya haksız mı yapıldığı konusunda bilirkişi kurulunca görüş oluşturulması gerekirken “sözleşmenin tasfiyesi” yoluna gidildiğini, 26.01.2017 tarihli bilirkişi kök raporunda müvekkilinin 23.02.2013 tarihinde işyerine alınmadığı iddiasının tutanağı, ihbarı ve belgesinin bulunmadığı değerlendirmesinin hatalı olduğunu, ATT firması yetkilisi ile konuda bir tutanak düzenlendiğini ve sunulduğunu, böyle bir tutanağın davacıyı işyerine almayan davalı ile birlikte düzenlenmesine esasen olanak bulunmadığını, ayrıca HTS kayıtları kanıtları arasında olup, …ve TİB tarafından bu kayıtların gönderilmediğini, ayrıca maddi bir olgu olan bu hususta tanıklarının dinletilmesi taleplerinin 01.10.2014 tarihli duruşmada reddedildiğini, 23.02.2013 tarihinde işyerine alınmayan davacının kendi telefonundan …’ı arayarak içeri alınmadığı hususunda bilgi paylaşımı gerçekleştirdiğini, bilirkişi kök raporunun 10. sayfasının son paragrafında ve 11. sayfasının hemen başında sözleşmenin davalı-karşı davacı … tarafından feshedildiğini ifade eden ve bu fesih hakkının 23.02.2013 tarihinden önce kullanıldığını tespit eden bilirkişinin fesih hakkının kim tarafından ve ne zaman kullanıldığı ile ilgili olarak açık, net ve kuşkudan uzak bir sonuca ulaşmadığını, kolaycı bir yöntemi tercih ederek tasfiye yolunu işaret etmesinin uyuşmazlığın çözümüne ve davaya hiçbir katkı getirmediğini, tarafların 28.02.2013 tarihi öncesinde gelişen eylem ve davranışlarından sözleşmenin kim tarafından feshedildiğini tespitine çalışılacaksa, doğru olanın 23.02.2013 tarihinde davacının işyerine alınmaması eyleminin davalının fesih iradesi olarak yorumlanması olduğunu, sözleşmeyi sonlandırma gayreti içerisinde olan ve adeta bunun altyapısını hazırlamaya çalışan davalının, düzenlediği tutanaklar davacı tarafından aksi yönde belge ve tutanaklarla çürütülünce son çare olarak onu uzaklaştırmak için fiili bir durum yaratıp işyerine almama eylemini hayata geçirdiğini,
Ayrıca taleplerine rağmen 21.01.2013 tarihli tutanağın aslının mahkemeye sunulmadığını, müvekkilinin fotokopisi sunulan bu tutanağı imzaladığını hatırlamadığını ve içeriğini de kabul etmediğini, esasen bu tutanağın içeriğinin yazılı kanıt ve olgulara uygun da olmadığını, bu tutanakta geçen personel kıyafetlerinin olmadığı iddiasının doğru olmadığını, çünkü muhtelif firmalardan ayrı ayrı kıyafetler getirtilerek kliniğe teslim edildiğini, bu hususun anılan firmalar tarafından klinikten bu kıyafetlerin geri alınması sırasında düzenlenen tutanaklardan da anlaşıldığını, bu tutanaktaki broşürlerin davacı tarafından yanlış bastırıldığı iddiasının da kabul edilemeyeceğini, zira broşürlerin davalı- karşı davacı tarafından hazırlanıp bastırıldığını, davalı-karşı davacı tarafından dosyaya sunulan … … Firması tarafından düzenlenmiş 06.02.2013 tarih ve 731096 seri nolu irsaliyeli faturadan, basılan broşürlerin davalı tarafından 06.02.2013 tarihinde imza karşılığı teslim alındığının anlaşıldığını, davalının bu tarihten 16 gün önce 21.01.2013 tarihinde broşürlerin yanlış basıldığı iddiasını nereden çıkardığı sorusunun yanıtının verilemediğini, yine aynı tutanakta yer alan 21.01.2013 tarihinde cilt bakımı için başvuran hastanın kim olduğu, cilt bakımı konusunda ne tür bir hizmet almak istediği konularında müvekkiline hiçbir bilgi verilmediğini, müvekkiline yönlendirilen bir hasta olmadığından bu iddianın da gerçek dışı olduğunu,
Gerek öncesindeki eylem ve davranışlar yönünden gerekse yazılı ve resmi bildirim yönünden değerlendirildiğinde sözleşmeyi fesheden tarafın davalı-karşı davacı olduğunu, açılışın sözleşmede kararlaştırılan tarihe yani 19.01.2013 tarihine yetişememesinin tek nedeninin Prof.Dr. …’ın çalışma belgesi başvurusu için gerekli evrakların zamanında davacıya verilmeyip … tarafından uzun süre tutulmuş olması olduğunu bunda davacının hiçbir kusuru olmadığını, davalının da bu evrakları zamanında davacıya teslim etmediğini kabul ettiğini ancak bunu Prof. Dr. …’ın aranan yaşı doldurması için gerekli sürenin beklendiği şeklinde izah etmeye çalıştığını ancak doğum tarihi 06 Ocak olan Prof. Dr. …’la ilgili evrakların bu tarihten 15 gün sonra yani 21 Ocak’ta davacıya teslim edilmesi olgusunu ortadan kaldırmadığını,
26.01.2017 tarihli kök bilirkişi raporunda 1. maddede, 1.931,07 TL’lik fatura değerlendirmeye alınırken, 21.02.2013 tarih ve 5 nolu 4.071,00 TL’lik fatura ve bu faturaya dayalı hizmetle ilgili olarak hiçbir tartışma ve değerlendirme yapılmadığını, 2. maddede Prof. Dr. … …’ın istihdamına aracılık etmesi sebebiyle tahakkuk edecek tutarın bilirkişi tarafından gözardı edildiğini, müvekkilinin kendi primlerinin de %30’unu davalın üstlenmesi gerektiğini, 3. maddede defter incelemesinden hasta kabul ve gelir elde edilmediği öne sürülerek, hastalardan tahsil edilen tutarın %70’i ile ilgili talep yönünden bir değerlendirme yapılmadığının belirtildiğini, bu süreçte hasta kabul edildiğine dair randevu defterinin ilgili sayfalarını dosyaya kanıt olarak sunduklarını ve bunun davalının itirazına uğramadığını, davacının hak ettiği tutarın belirlenmesi ve hüküm altına alınması gerektiğini, kaldı ki, hasta kabulü ve tedavi hizmeti verilmemiş olsaydı bilirkişinin de kabulünde olan birtakım sarf malzemelerinin kullanıldığı sonucuna ulaşmanın da mümkün olmayacağını, 5. maddede, tasfiye benimsendiği için kar kaybı talebinin değerlendirilmediğinin belirtildiğini, tasfiyenin bilirkişinin seçimi ve tercihi olduğunu, ortada haksız bir fesih iradesi olduğuna göre, davacının uğradığı kar kaybının da değerlendirilmesi ve hüküm altına alınması gerektiğini, 6. maddede personel giderini sözleşme gereğince yaptığı için davacının herhangi bir şey talep edemeyeceğinin öne sürüldüğünü ancak yargılamanın başından beri davacının sözleşmeyi ayakta tutmaya çabaladığı, davalının yok diye tutanak düzenlediği personeli gerçekte hazır bulundurduğu ve fesih iradesinin davalıya ait olduğu olgusunu kabulden bilirkişinin adeta kaçındığını, bu sözleşmenin devam edeceği ve ayakta kalacağına duyulan inançla yapılan işlemler sebebiyle sarfedilen giderlerin talep edilebileceğinin kabulü gerektiğini, 7. maddede, 5 adet web siteleri kurulumu ile ilgili masrafın talep edilebilmesi için bu web sitesinin halen faal ve davalıya hizmet sunduğunun kanıtlanması gerektiği yolundaki bilirkişi değerlendirmesinin de hatalı olduğunu, bu web sitelerinin domain + hosting +grafik tasarım ücretlerinin hazırlandığı tarih itibarıyla yaklaşık maliyetlerinin belirlenmesinin mümkün olduğunu, bu web sayfalarının da varlığına davalı tarafından itiraz edilmediğini, 8. maddedeki değerlendirmenin de hatalı olduğunu, davacı tarafından kurulan … marka anfi ve ses sisteminin davalının uhdesinde kaldığı hususunda bir uyuşmazlık olmadığını, bu cihaz ve ses sisteminin değerinin bir bilirkişi tarafından tespiti ve hüküm altına alınması gerektiğini,
Kısmen kabul edilen maddi tazminat davası ortadayken davasında kısmen haklı çıkan davacı-karşı davalının manevi tazminat talebinin de uygun bir miktar üzerinden kabul edilmesi gerekirken tümden reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu,
Karşı dava ile ilgili olarak; sözleşmeyi haksız ve tek yanlı olarak fesheden davalı-karşı davacının taleplerinin tümden reddi gerektiğini, bilirkişinin taraflarca ortaklaşa karşılanması gerektiği kabul edildiği halde davacı tarafından karşılanan 2.000,00 TL müzisyen ücretinin kabul edilen tutardan mahsubu gerekeceğini gözardı ettiğini, keza … Perisi Dergisine verilen reklam gideri olan ve faturası dosyaya sunulan 275,00 TL’nin de göz ardı edildiğini belirterek,
İlk derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, asıl davanın kabulüne ve karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı – karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; 26.01.2017 tarihli esas raporda sözleşmenin haksız haklı feshi hususunun tartışılmayarak sözleşmenin tasfiyesi yoluna gidilmesi gerektiği belirtilerek asıl dava bakımından davacı-k. davalının 1.931,07 TL danışmanlık ücreti talep edebileceği, karşı dava bakımından ise müvekkili … açılış kokteyl masraflarına karşılık mutabakat gereği 3.000,00 TL talep edebileceği görüş ve kanaatinin bildirildiğini, rapora taraf vekillerince itiraz etmesi üzerine aldırılan 02.05.2017 tarihli bilirkişi ek raporunda ise tasfiye husundaki kanaatin değişmediğini belirtilerek, davacının 2.000,00 TL sanatçıya ödenen parayı kabul etmediği, el yazısı tarihsiz adi yazılı belgenin kabulü halinde karşı dava bakımından davalının 1.000,00 TL’yi talep hakkı olabileceği, davacının ise sehven 1.931,07 TL danışmanlık ücreti talep edebileceği belirtilmiş ise de 1.770,00 TL hesaplandığından ancak bu bedeli talep edebileceği, karşı dava bakımından ise müvekkili … açılış kokteyl masraflarına karşılık mutabakat gereği 3.000,00 TL talep edebileceği, kira talep edemeyeeği görüş ve kanaatinin bildirildiğini, mahkemece dosya içeriğinde uyuşmazlık açısından birbiri ile çelişkili yorum ve sonuçlar içeren ayrı ayrı raporlar yer aldığı, bu nedenle eldeki raporların hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olmadığı, tüm raporlar arasındaki çelişkileri giderecek ve itirazlarını değerlendirecek yeni bir rapor alınması gerektiği yönündeki itirazlarının gözetilmediğini, taraflar arasındaki sözleşmelerin feshinde haklılık haksızlıklık hususunun tartışılmasının gerekmediği bunun yerine sözleşmenin tasfiyesinin kabulü görüşü ile oluşturulan raporların hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, bilirkişi kurulunun ek rapordaki, “davacının ihtar çekerek ve davalıdan kaynaklı aksaklıkları bildirmeyerek veya kendisinin esasında sözleşmeye uyduğunu kanıtlamayarak cihazları boşaltması fesih iradesini gösterdiğini, davalı ise kendi edimlerini yerine getirdiği halde davacıdan kaynaklı sebeplerle sözleşmenin aksadığını davacının görevini yerine getirmesi vs. şeklinde uyarı ihtarı dahi çekmeye gerek duymadan fesih ihtarı çekmekle fesih konusunda karşılıklı iradelerin birleştiğinin kabulü gerektiğini” görüşüne katılmanın mümkün olmadığını, bilirkişi kurulunca dosya kapsamına sunulan tutanakların göz ardı edildiğinin açık olduğunu, müvekkilince sunulan 21.01.2013 ve 08.02.2013 tarihli davacı tarafça imzalanmış ihtirazi kayıtsız tutanaklar ile davacının sözleşme ile kabul ve taahhüt ettiği (personel istihdamı dahil) yükümlülükleri sağlamadığının -davacıya gönderilen 28.02.2013 tarihli ihtarnameden önce de – tutanak altına alındığını, 21.01.2013 ve 20.02.2013 tarihinde tutulan tutanaklardan da anlaşılacağı üzere, davacı tarafça personel eksikliğinin giderilmediğini, çalışan personel üniformasının tamamlanmadığını ve cilt bakımı yaptırmak isteyen hastanın cilt bakımı, ekipman eksikliği nedeni ile yapılamadığını, bunun yanında davacının 23.02.2013’de ekipmanları da tahliye etmek sureti ile işyerini terki sonucunda sözleşmenin fiilen davacı tarafından zaten feshedildiğini, davacının işyerini bildirimsiz olarak terki ve cihazları tahliyesi üzerine tutulan 25.02.2013 tarihli tutanağın da dosya kapsamına sunulduğunu, 28.02.2013 tarihli ihtarname ile ise terk suretiyle sözleşmeyi haksız olarak feshedildiği hususu ve yukarıda bahsedilen tutanaklara atfen sözleşme ile yüklenilen edimlerin davacı tarafa yerine getirilmediğinin davacıya ihtar edildiğini, bu kapsamda sözleşmenin tasfiye edildiği şeklindeki yorumun ihtar tarihinden önce davacı-k. davalıya uyarı vs. gönderilmediği gerekçesine dayandırıldığı gözetildiğinde esas ve ek raporun hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, davacının 1.770,00 TL. danışmanlık ücreti isteyebileceği değerlendirmesinin bilirkişinin kendi görüşü ile çeliştiğini, sözleşme ile üstendiği edimleri yerine getirmeyen davacının müvekkilinden hizmet sözleşmesine dayalı danışmanlık ücreti alacağı adı altında talepte bulunmasının mümkün olmadığını, raporlarda defter kayıtları üzerinde yapılan incelemede; “davacının kesmiş olduğu 05.02.2013 tarihli 1 nolu 1.913,07 TL ve 21.02.2013 tarihli 5 nolu 4.071,00 TL bedelli faturaların yasal defterlerde kaydına rastlanmadığı”nın tespit edildiğini, müvekkilinin 2013 yılı ticari defterlerinin süresinde kapanış tasdikinin yapıldığı belirlendiğinden müvekkili lehine delil olması gerektiğini, müvekkilince karşı davada sadece 3.000,00 TL. talep edebileceği tespit ve görüşünün dosya kapsamına uygun olmadığını, … birimi açılış kokteyl ödemesi için 22.02.2013 tarihli fatura ile yapılan masrafın 3.000,00 TL değil, KDV dahil 3.540,00 TL olduğu kanıtlandığına göre bu bedelin müvekkile ödenmesi gerektiğini, 01.02.2013 tarihli faturaya istinaden … birimi açılış duyurusu için SMS atılması 708,00 TL, 06.02.2013 tarihli faturaya istinaden … birimi için broşür ve açılış davetiyesi basımı 1.888,00 TL ödemelerine dair faturaların dosya kapsamında bulunduğunu, buna göre müvekkili tarafından yapılan harcamaların 6.136,00 TL olduğu ve bu bedellerin fatura ile kanıtlandığının açık olduğunu, davacı sözleşmenin 3 (h) maddesine aykırı davranmış olduğundan, müvekkilinin sözleşmenin 3 (i) maddesi gereğince, sözleşmeyi tek taraflı fesih hakkının yanında açılış yapılmayan her ay için 3.500,00 TL kira talep hakkı bulunduğunu, fesih hususunda müvekkili tarafından fesih hakkının kullanıldığı yönündeki görüşün, bilirkişinin kendi raporu ile de çeliştiğini, hükme esas raporda davacının sadece 1.770,00 TL talep edebileceği belirtilmesine rağmen mahkemece ayrıca davacının istihdamına aracılık edilen 2 doktor için de KDV dahil 600,00 TL danışmanlık ücreti hak edeceği dolayısıyla toplam 2.370,00 TL alacaklı olduğuna dair değerlendirmenin hatalı olduğunu belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve bozulmasına, yeniden yargılama yapılarak öncelikle hüküm kurmaya ve denetime elverişli olacak şekilde rapor alınmasına ve neticesinde talepleri doğrultusunda asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Asıl davada davalı ve karşı davada davalı vekilinin istinaf itirazları yönünden;
Asıl davada davacı vekilince taraflar arasındaki 01.01.2013 tarihli iki adet sözleşmenin feshi nedeniyle 50.000,00 TL. maddi, 10.000,00 TL. manevi tazminatın; karşı davada davacı vekilince ise 13.196,00 TL.’nin tahsili istenmiş, İlk derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kısmen kabulü ile asıl davada 2.370,00 TL’nin asıl davada davalıdan, karşı davanın kısmen kabulü ile 3.000,00 TL’nin karşı davada davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değişik 341/(1) maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK’na eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında karar tarihi itibariyle 3.110,00 TL.’dir.
Asıl ve karşı davada kabulüne karar verilen alacak tutarı, yukarıda anılan madde hükmüne göre istinaf sınırının altında kalmaktadır. Kesin olan kararlara yönelik istinaf istemleri yönünden HMK’nın 346/(1) maddesi uyarınca mahkemece bir karar verilebileceği gibi, aynı Kanun’un 352. maddesi maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi’nce de karar verilebileceğinden, HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-b. maddeleri uyarınca asıl davada davalı ve karşı davada davalı vekilinin istinaf dilekçelerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-1-Asıl davada davacı vekili ile karşı davada davacı vekilinin diğer istinaf itirazları yönünden;
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca asıl davada davacı vekili ile karşı davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer hususlara ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Asıl davada davacı vekili ile karşı davada davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelince;
Dava ve karşı dava, taraflar arasındaki 01.03.2013 tarihli iki sözleşmenin karşı tarafça haksız olarak feshedildiği iddiasıyla uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından;
Taraflar arasındaki 01.01.2013 tarihli, asıl davada davacı-karşı davada davalı davacı …’in “işletmeci” olarak imzaladığı “… … Birimi İşletme Sözleşmesi”nde asıl davada davalı-karşı davada davacı şirket tarafından işletilen … Tıp Merkezinde yeni açılacak … Bölümünün işletme hakkı ile ilgili düzenlemeler yapıldığı, aynı tarihli ikinci sözleşmenin ise “Hizmet Sözleşmesi” olduğu ve asıl davada davacı-karşı davada davalı …’in “danışman” olarak imzaladığı sözleşmede, danışmanın asıl davada davalı-karşı davada davacı şirketin ihtiyaç duyduğu doktorların temin edilerek, yasal işlerinin takibinin üstlenildiği,
Asıl dava dilekçesinde, müvekkilinin edimlerini yerine getirdiği, buna rağmen 23.02.2013 tarihinde tıp merkezine alınmadığı, bu nedenle tedarikçi firmaları arayarak cihaz ve malzemelerinin geri alınmasını istediği, tedarikçi firmaların tıp merkezinden cihaz ve malzemelerini geri aldıklarının ileri sürüldüğü,
Asıl davada davalı-karşı davada davacı tarafça …’e gönderilen Ankara 38. Noterliğinin 28.02.2013 tarih ve 07658 yevmiye sayılı ihtarda, davacı-karşı davalının “… … Bölümü İşletme Sözleşmesi”ne aykırılığını oluşturduğu olaylar sıralandıktan sonra, “Tüm bu aykırılıklardan öte, 23.02. 2013 tarihinde ilgili birim tarafınızca tahliye edilmiş ve temin edilen tüm cihazlar ilgili firmalarca götürülmüştür. İşbu husus da tutanakla sabittir. İşyerini terk etmeniz nedeni ile sözleşmenin tarafınızca haksız olarak feshedildiği kabul edilmelidir….Ayrıca tarafınızla müvekkili şirket arasında imzalanmış olan 01.01.2013 tarihli Hizmet Sözleşmesi başlıklı sözleşmede kabul ve taahhüt ettiğiniz hükümleri yerine getirmemeniz nedeniyle, sözleşmeden kaynaklı olan tüm haklarımız ile ilgili olarak yasal yollara başvurma hakkımızı saklı tutmak kaydı ile iş bu sözleşmenin de feshedilmiş olduğunu tarafınıza ihtaren bildiririz.” dendiği,
Anlaşılmıştır.
Davacı tarafça 23.02.2013 tarihinde Tıp Merkezine gittiği ve içeri alınmadığı iddia edilmiş ise de bu iddia kanıtlanamamıştır. Aksinin kabulü halinde dahi, davacı tarafça İşletme Sözleşmesinin 5. maddesine uygun olarak 30 gün süreli, Hizmet Sözleşmesinin 4. maddesine uygun olarak 15 gün süreli ihtar çekilmek suretiyle fesih hakkı kullanılmamış, cihaz ve malzemeleri geri alınmıştır. Bu suretle hem İşletme Sözleşmesinin, hem de … bölümünün işlerliğini yitirmesi sebebiyle Hizmet Sözleşmesinin fiilen davacı tarafından sona erdirildiğinin, feshedildiğinin ve feshin haksız olduğunun kabulü gerekir.
Davalı şirket tarafından gönderilen 28.02.2013 tarihli ihtarda süreçle ilgili açıklamalar yapılarak sözleşmelerin kendileri tarafından haklı olarak feshedildiği bildirilmiş ise de bu açıklamalar davacının sözleşmeyi feshinin kendileri tarafından da kabul edildiği şeklinde yorumlanmıştır.
Bu durumda İlk derece Mahkemesince, TBK’nın 125/3. fıkrasının ilk cümlesi uyarınca, sözleşmeden dönme halinde tarafların karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtuldukları ve daha önce ifa ettikleri edimleri kusurlu olsalar bile sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre sözleşmenin tasfiyesi kapsamında geri isteyebilecekleri gözetilerek, sözleşmeyi haksız olarak fesheden davacının sözleşme tarihi 01.01.2013 ile sözleşmeyi feshettiği 23.02.2013 tarihleri arasındaki süre için aylık 1.500,00 TL.+KDV üzerinden 20.05.2015 tarihili bilirkişi raporunda hesaplanan 3.127,00 TL.’yi talep edebileceği, ancak bu kaleme yönelik talebinin 1.961,00 TL. olduğu, yine Hizmet Sözleşmesinin 3/B maddesine göre istihdamına aracılık ettiği iki doktor için KDV dahil 600,00 TL. olmak üzere toplam 2.561,00 TL. talep edebileceği, diğer taleplerinin bu kapsamda olmaması ve kanıtlanamaması nedeniyle reddi gerektiği; karşı davacı tarafın ise İşletme Sözleşmesinin 3/İ maddesindeki, “İşletmeci 19 Ocak 2013 Cumartesi tarihinde bu açılışı yapmadığı ve/veya herhangi bir sebepten yapamadığı takdirde …’a her ay için 3500 TL. kira ödemeyi ve/ veya Medartın bu sözleşmeyi tek taraflı iptal edilmesini kabul eder.” hükmü uyarınca açılışın gecikmesi nedeniyle her ay için 3.500,00 TL. kira kaybı istemişse de, asıl davada davacı tarafça cihaz ve ekipmanların geri alındığı 23.02.2013 tarihine kadar işletmenin açılışındaki gecikmeyi fesih nedeni olarak saymadığı, işletmenin açılışının 16.02.2013 tarihinde yapıldığı, İİK’nın 179/2. maddesindeki ifaya ekli cezai şart niteliğindeki bu cezayı hem ifayı kabul etmesi, hem de feshi kabul etmesi nedenleriyle isteyemeyeceği, diğer talep kalemlerinden sadece açılış kokteyli giderini, açılış masrafları ile ilgili tutanak doğrultusunda 6.000,00/2=3.000,00 TL. olarak isteyebileceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken sözleşmenin feshindeki haklılık haksızlık durumu tartışılmaksızın hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, asıl davada davacı ve karşı davada davacı vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-b. maddeleri uyarınca asıl davada davalı ve karşı davada davalı vekilinin İSTİNAF DİLEKÇELERİNİN REDDİNE,
II-Yukarıda (II-1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca asıl davada davacı vekili ile karşı davada davacı vekilinin diğer hususlara ilişkin İSTİNAF BAŞVURULARININ ESASTAN REDDİNE,
III-Yukarıda (II-2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı ve karşı davada davacı vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.07.2017 tarih ve 2014/78 E., 2017/601 K. sayılı kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-Asıl davada;
Davanın kısmen kabulü ile 2.561,00 TL’nin 19/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı – karşı davacıdan alınarak davacı – karşı davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin ve manevi tazminat davasının reddine,
Alınması gerekli 172,90 TL harcın peşin yatırılan 1.024,65 TL’den mahsubu ile artan 851,75 TL harç bedelinin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya geri verilmesine,
Davacı tarafından yapılan vekalet tasdik harcı 3,80 TL, dosya masrafı 0,60 TL, posta gideri 87,00 TL, bilirkişi ücreti 1.000,00 TL, istinaf yoluna başvurma harcı 98,10 TL, TL. Tebligat gideri 42,00 TL toplam 1.231,50 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranlarına göre takdiren %4’ü olan 49,26 TL’lık kısmı ile 25,20 TL başvurma ve 161,89 TL peşin harç toplamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan vekalet tasdik harcı 3,80 TL, posta gideri 22,00 TL olmak üzeri 25,80 TL yargılama giderinin %96’sı olan 24,77 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup kabul edilen miktar üzerinden A.A.Ü.T. madde 13/2 uyarınca 2.561,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup, reddedilen maddi tazminat davası yönünden hesaplanan 5.589,30 TL ve ayrıca reddedilen manevi tazminat davası yönünden 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Karşı davada;
Davanın kısmen kabulü ile 3.000,00 TL’nin 19/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı – karşı davalıdan alınarak davalı – karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alınması gerekli 204,93 TL harcın peşin alınan 225,00 TL ‘den mahsubu ile artan 20,07 TL harç bedelinin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalı – karşı davacıya geri verilmesine,
Davalı – karşı davacı tarafından yapılan posta gideri 33,00 TL, bilirkişi ücreti 400,00 TL olmak üzere toplam 433,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranlarına göre takdiren %22,84’ü olan 98,90 TL ile 25,20 TL başvurma ve 204,93 TL peşin harç toplamının davacı – karşı davalıdan alınarak davalı – karşı davacıya verilmesine,
Davacı – karşı davalı tarafından yapılan posta gideri 40,00 TL, bilirkişi ücreti 400,00 TL olmak üzere toplam 440,00 TL yargılama giderlerinin %77,16’sı olan 339,50 TL’nin davalı – karşı davacıdan alınarak davacı – karşı davalıya verilmesine,
Davalı – karşı davacı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup kabul edilen miktar üzerinden A.A.Ü.T. madde 13/2 uyarınca 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacı – karşı davalıdan alınarak davalı – karşı davacıya verilmesine,
Davacı – karşı davalı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup, reddedilen miktar üzerinden A.A.Ü.T. madde 13/1 uyarınca 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalı – karşı davacıdan alınarak davacı – karşı davalıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı – karşı davacıya iadesine,

IV-Taraflarca yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde iadesine,
V-Taraflarca tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,
4-Karşı davada davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
22.06.2022 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 107.090,00 TL. kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 22/06/2022