Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2515 E. 2022/338 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye … Mahkemesi
TARİHİ : 07/07/2017
ESAS-KARAR NUMARASI : ….

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortaklığından 18.02.2008 tarihinde ayrıldığını, o dönemde hak ettiği çıkma payı (aidat) alacaklarının kendisine ödenmediğini, Ankara 10. Asliye … Mahkemesi’nin 2015/213 E. sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını, şimdilik 10.000,00 TL’nin davalı kooperatiften tahsili talep edildiğini, anılan dosyada alınan bilirkişi raporu ile müvekkilinin davalı kooperatife toplamda 186.400,00 TL ödeme yaptığı ve herhangi bir kesinti yapılmasına gerek olmadan bu çıkma payı alacağının tahsili gerektiği tespit edildiğini, alacağın bu dava dışındaki miktarının 06.05.2009 tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte 02.05.2014 tarihinde icra takibine konu edildiğini, ancak davalı kooperatifin Ankara Batı 7. İcra Mudürlüğü’nün 2014/12536 E. sayılı icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, aynı alacak için Ankara 10.Asliye … Mahkemesi’nin 2015/213 Esas ve 2016/79 Karar sayılı dosyasında dava açtığını, mahkemece davanın reddine karar verildiğini, dava dilekçesindeki iddiaların haksız, mesnetsiz ve kötüniyetli olduğunu, davacı tarafın üyeliği ve sözde aidat ödemelerinin muvazaalı olduğunu, bilirkişi incelemesi ile davacı tarafın herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığının net bir şekilde ortaya çıkacağını savunarak, davanın reddi ile %20 den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Ankara 10. Asliye … Mahkemesinin 2015/213 esas 2016/79 karar sayılı ilamı incelendiğinde; davanın taraflarının aynı olduğu, bu davada üyelikten ayrılan davacının çıkma payı istemine yönelik olarak şimdilik 10.000,00 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesinin talep edildiği, mahkemenin 16.02.2016 tarihli kararı ile 11.05.2008 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında kooperatiften ayrılan ve istifa eden üyelerin geri ödemelerinin 3 yıl sonra yapılması için yönetim kuruluna oy birliği ile yetki verildiği ve söz konusu erteleme kararının dava tarihi olan 11.01.2010 tarihi itibariylede devam ettiği belirtilerek davanın reddine karar verildiği, verilen kararın kesinleşmediği, davacının aynı zamanda Ankara Batı 7. İcra Müdürlüğünün 2014/12536 esas sayılı dosyasında 176.400,00 TL çıkma payı alacağının, bu defa 06/05/2009 tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte tahsili için 30/04/2014 tarihinde icra takibine konu edildiği, davamızın konusunun da bu takibe ilişkin itirazın iptaline yönelik olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili her ne kadar icra takibine konu edilen alacağın Ankara … mahkemesinin dosyasında bilirkişi tarafından belirlenen 186..400,00 TL’nin o davada konu edilmeyen 176.400,00 TL’sine ilişkin olduğunu belirtmiş ise de Ankara 10. Asliye … Mahkemesinin 2015/213 esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasındaki talebin aynı alacağa ilişkin olduğu ve bu dava dosyası kesinleştirilmeden mahkememizde dava açıldığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak talep edilen alacağa ilişkin olarak dava tarihi itibariyle görülmekte olan bir davanın mevcut olduğu ve bu nedenle HMK’nın 114/1-ı maddesinde belirtilen dava şartının eksik olduğu değerlendirilmekle, davanın dava şartı yokluğundan reddine… ” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:Ankara 10. Asliye … Mahkemesi’nin 2015/213 E sayılı dosyasında davalı kooperatiften olan 186.400,00 TL alacağın şimdilik 10.000 TL’lik kısmını talep edildiğini, davanın ıslah edilmesi mümkün olan bir aşamada olması sebebiyle, zamanaşımı süresi de gözetilerek, alacağın dava konusu dışında kalan 176.400,00 TL bakiye kısmı için icra takibi yapıldığını, derdest davanın bekletici mesele yapılması gerekirken yazılı şekilde reddedilmesinin davacı müvekkilinin hak kaybına uğramasına sebep olduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif ortaklığından çıkma payı alacağının tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, davalı kooperatif ortaklığından 18.02.2008 tarihinde ayrıldığını, bunun üzerine Ankara 10. ATM’nin 2015/213 E. sayılı dava dosyasında çıkma payına mahsuben şimdilik 10.000,00-TL’nin tahsilini istediğini, o dosyada alınan bilirkişi raporunda, toplam 186.400,00-TL ödeme yaptığının belirlendiğini, mahkemece erteleme kararı nedeni ile alacağın dava tarihi itibariyle muaccel olmadığı gerekçesi ile davanın reddedildiğini, kararın kesinleştiğini, usulsüz alınmış olsa bile erteleme kararında belirtilen sürenin dahi artık dolduğunu, belirlenen bu alacağın tahsili için icra takibi yaptığını, ancak davalının haksız olarak takibe itiraz ederek durdurduğunu belirterek takibe yönelik itirazın iptalini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince; daha önce açılan tarafları ve dava konusu eldeki dosya ile aynı olan Ankara 10. Asliye … Mahkemesinin dosyasında, aynı çıkma payı alacağının tahsilinin istendiği, yargılamanın devam etmesi nedeniyle derdestlik dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından yukarıda yazılı nedenlerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Ankara 10. Asliye … Mahkemesi’nin dava dosyasında, davacı tarafından davalı kooperatife karşı, kooperatif ortaklığından istifa edildiği belirtilerek çıkma payı alacağına mahsuben 10.000,00-TL’nin tahsili amacı ile 11.01.2010 tarihinde dava açıldığı, Mahkemece, kooperatifçe alınan erteleme kararının davacıyı da kapsadığı kabul edilerek davanın reddine karar verildiği, kararın temyiz edildiği, kararın Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin kararı ile bozulduğu, ilk derece mahkemesinin direnme kararının Yargıtay Hukuk Genel Kurulu nun 07.05.2014 tarih 2013/23-1051 E, 2014/627 K sayılı kararı ile bozulduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere; HMK’nin 114/ı bendi uyarınca aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması, yani derdestlik durumu dava şartıdır. Bu konuda karar verebilmek için aynı davanın ikinci kez açılmış olması, birinci davanın görülmekte (derdest) olması, birinci dava ile ikinci davanın aynı dava olması koşullarının bir arada gerçekleşmesi zorunludur.
Somut olayda, eldeki davanın açıldığı 14.06.2016 tarihinde, Ankara 10. Asliye … Mahkemesi’nin dava dosyası derdest olup o davanın tarihi 11.01.2010’dur. İlk davada, aynı taraflar arasında aynı kooperatif ortaklığından çıkma payının tahsiline ilişkin olarak 10.000,00-TL’nin tahsilinin istendiği, sonra açılan istinaf istemine konu davada ise bakiye ve işlemiş faizinin icra takibine konu edildiği, takibe itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali davası açıldığı sabittir.
Davacı dava dilekçesinde, eldeki davayı ek bilirkişi raporunda yazılı miktarın kalanı için açtığını belirtmiş, istinaf dilekçesinde de ilk davada istenen kısmın dışında kalan kısım için bu davayı açtığını, ilk davanın usul kanunları gereği ıslah edilmesi mümkün olmayan bir aşamada olması ve zamanaşımı süresi de gözetilerek icra takibi yaptığını, takibe itiraz edilmesi üzerine işbu davayı açtığını belirtmiştir. Dolayısıyla istinafa konu eldeki davanın, davacının talebi, bozmadan sonra ıslahın mümkün olmaması ve zamanaşımı süreleri de dikkate alınarak ilk davada her ne kadar fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuş bile olsa, ilk davada istenen 10.000,00-TL’ye ek olarak açıldığı, istinafa konu davada ise bakiyenin icra takibi ile tahsilinin istendiği açıktır. Şu halde, derdestlik dava şartının “ikinci davanın aynı dava olması” koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmıştır.
Bu nedenle, İlk Derece Mahkemesince anılan şekilde karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
HMK m 353/1,a “…Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir…” hükmünü içerdiğinden ve hüküm uyarınca Dairemizce bu konuda herhangi bir karar verilemediğinden, aynı maddenin 4 nolu bendi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye karar vermek gerekmiştir.
Bu itibarla aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m. 353/1,a.4 gereğince, Ankara Batı Asliye … Mahkemesi’nin 2016/461E., 2017/491K. sayılı dava dosyasında verdiği 07/07/2017 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
2-Peşin alınan istinaf karar harcının iadesine.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
02/03/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 10/03/2022

….