Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2514 E. 2022/410 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 31.01.2017
ESAS-KARAR NUMARASI :…
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkilinin davalı kooperatif ortaklığından 18.02.2008 tarihinde ayrıldığını, muaccel olan ve ödenmeyen çıkma payı alacağının tahsili için Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/377 E. sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını ve şimdilik 10.000,00 TL’nin davalı kooperatiften tahsilinin istendiğini, anılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin davalı kooperatife 107.854,00 TL ödeme yaptığı ve herhangi bir kesinti yapılmasına gerek olmadan bu çıkma payı alacağının tahsili gerektiği hususlarının tespit edildiğini, belirlenen alacağın yasal faizi ile birlikte tahsili için Ankara Batı 7. İcra Müdürlüğü’nün 2014/12549 E. sayılı icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının156.308,52 TL’lik kısmının iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesindeki davanın derdest olduğunu, alacağın bir kısmına ilişkin derdest bir dava mevcut iken ve derdest davada davacı talebinin ıslahı usulen mümkün olmasına rağmen davacı tarafın iş bu davayı açmasında HMK 114. madde gereğince hukuki yararının bulunmadığını, kooperatif eski yöneticilerinin … Kanununa aykırı bir şekilde kooperatif inşasını, hissedarlarının kendi hısım ve akrabalarının oluşturduğu … A.Ş. unvanlı yüklenici firmaya hileli olarak ihale ettiklerini, davacının … A.Ş.’nin büyük ortağı olduğunu, hakkındaki ceza davasının derdest olduğunu, eski yöneticilerin daha sonra kooperatife yine kendi hısım ve akrabalarından oluşan fiktif üyeler kaydettiklerini, aralarında davacının da bulunduğu fiktif üyelerin kooperatife nakit ödeme yapmadıklarını, aidat ödemelerini senet olarak kooperatife teslim etmiş gibi gösterildiklerini, senet karşılıklarının müvekkiline ödenmediğini, eski yönetimin azledilmesi ve akabinde 03.02.2008 tarihli genel kurulda eski yöneticiler ve yüklenici firma hakkında yasal işlem başlatılmasına karar verilmesi üzerine davacının da aralarında bulunduğu toplam 48 fiktif üyenin organize şekilde hareket ederek istifa ettiklerini, tek amacın kooperatifi zor durumda bırakma isteği olduğunu, ortağını kooperatif aidatını ödemiş kabul edilebilmesi için çek ve bonoların kooperatife teslimi yeterli olmayıp vadesinde senette yazılı borcun ödenmesi ve ya senetteki miktarın yetkili hamilce tahsilinin gerektiğini, aksi takdirde senet bedelini tahsil etmeyen yüklenicinin, yaptığı imalat karşılığı senette yazılı miktar kadar kooperatiften alacaklı kalmaya devam edeceğini, kooperatifin ödenmeyen aidat nedeni ile hem yükleniciye olan borcundan kurtulmamış olacağını, hem de davacıya çıkma payı alacağı ödemek durumunda kalacağını, senet bedelini ödediğini kanıtlama yükümlülüğünün davacıda olduğunu savunarak, davanın öncelikle usulden reddine, aksi halde esastan reddi ile davacı aleyhine % 20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince; “Tarafları ve dava konusu mahkememiz dosyası ile aynı olan Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/377 E sayılı dava dosyası getirtilerek incelenmiş olup; iş bu davanın davacısı …’ın, 11.01.2010 tarihinde çıkma payı alacağının tahsili için dava açmış olduğu, yargılamanın devam ettiği, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında inceleme ve delillerin toplanması ara kararlarının alınmış olduğu anlaşıldığından; davacının aynı alacağa ilişkin iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı” gerekçesiyle HMK 114/1-h maddesi gereği davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; derdest davanın bekletici mesele yapılması gerekirken, bu şekilde reddedilmesinin müvekkilinin hak kaybına uğramasına sebep olduğunu, kısmi dava açıldıktan sonra, başka bir mahkemede bakiye alacak için açılmış olan iş bu dava ile arasında bağlantı bulunduğunu, dolayısı ile kısmi davanın bekletici mesele yapılarak sonuçlanmasının beklenilmesi, giderlerden ve emekten tasarruf sağladığı için usul ekonomisine de uygun olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, çıkma payı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya ve UYAP kayıtları kapsamından, davacı tarafça 11.01.2010 tarihinde, 18.02.2008 tarihinde davalı kooperatifin ortaklığından istifa ettiği, ayrıldığı yıla ilişkin genel kurulun 05.04.2009 tarihinde yapıldığı ileri sürülerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL.’nin 06.05.2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle dava açıldığı, Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.09.2021 tarih ve 2011/377 E., 2021/563 K. sayılı kararıyla, bekletici mesele yapılan Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/120 sayılı dosyası sonucu da dikkate alınarak, davacının 118.364,00 TL. ödemesi bulunduğu gerekçesiyle, taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL.’nin alacağın muaccel olduğu 06.05.2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 09.02.2022 tarih ve 93 E., 173 K. sayılı kararıyla HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verildiği, iş bu davanın dayanağı olan icra takibinin ise 02.05.2014 tarihinde, davacı alacağı olduğu ileri sürülen 186.400,00 TL.’nin Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/377 E. sayılı dosyasında dava edilen 10.000,00 TL.’lik kısmının bakiyesi 156.308,52 TL.’nin işlemiş faiziyle tahsili istemiyle başlatılmış olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacı vekilince açılan iş bu dava, çıkma payı alacağı olduğu iddia edilen tutarın Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/377 E. sayılı davasına konu 10.000,00 TL.’lik kısmı dışında kalan kısmı ile ilgili ek dava niteliğindedir. Davacı tarafça ilk davada davanın ıslahı yoluna gidilebileceği gibi somut olayda olduğu gibi kalan kısım ile ilgili ek dava açılması da mümkündür. Davacı tarafça kalan çıkma payı alacağı ile ilgili olarak, … Kanununun 17/2. maddesindeki beş yıllık zamanaşımı süresi dolmadan icra takibine başlanması ve iş bu davanın açılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Davacı tarafın bu sebeplerle bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.
Buna göre İlk derece Mahkemesince, uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-a.4. maddesi uyarınca esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/(1)-a.4. maddesi uyarınca, esası incelenmeden Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 31.01.2017 tarih ve 2016/588 E., 2017/47 K. Sayılı KARARIN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için DOSYANIN KARARI VEREN MAHKEMEYE GÖNDERİLMESİNE,

2-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istek halinde, gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
3-Davacı tarafça istinaf aşamasına yapılan yargılama giderlerinin İlk derece Mahkemesine esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
4-Karar tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
09.03.2022 tarihinde, HMK’nın 353/(1)-a. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 10.03.2022

….