Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2446 E. 2022/432 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11.07.2018
ESAS-KARAR NUMARASI :….
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, davalı tarafından müvekkiline ihtarname gönderildiğini, işbu ihtarname ile müvekkilinin nereden kaynaklı olduğu belli olmayan ,01.05.2015 tarihine kadar birikmiş 2.589,87-TL’lik aidat ve bu aidattan kaynaklanan 3.994,17-TL faiz borcunun; yine çevre düzenlemesi için belediyeye, tapu gideri, elektrik, emlak vergisi ve iskan ruhsatı için ödenen 1.600,00-TL olmak üzere toplam 8.184,04-TL borcu olduğunun bildirildiğini, ihtarın müvekkiline 16.06.2015 tarihinde tebliğ edildiğini, işbu ihtar üzerine müvekkili tarafından davalıya cevabi ihtar gönderildiğini ve 2015 yılı Şubat – Mart – Mayıs aidat borcu olan 2.000,00-TL’nin 26.06.2015 tarihinde davalının hesabına yatırıldığının bildirildiğini ve başkaca da borcunun olmadığını beyan ettiğini, 30.06.2015 tarihinde ise toplam 500,00-TL olan Haziran/2015 aidatının da yine davalının banka hesabına yatırıldığını, davalının bu kez yeniden ihtarname göndererek yine aynı miktar olan 8.184,04-TL borcunu ödemesini istediğini, müvekkilinin işbu ihtar üzerine yine aidat borcu olmamasına rağmen eksik kalan 89,87-TL’yi davalının hesabına yatırdığını, kooperatif yönetim kurulunun 26.10.2015 gün ve 31 sayılı kararıyla müvekkilinin aidat borcunu ödemediği gerekçesiyle kooperatif üyeliğinden ihracına karar verildiğini, ihraç kararının Konya 6. Noterliği’nin …. yevmiye numaralı ve 28.10.2015 günlü ihtarı ile müvekkiline tebliğ edildiğini, ihtarnamelerin açıkça usul ve yasaya aykarı olduğunu beyan ederek ihraca ilişkin 26.10.2015 günlü 31 sayılı yönetim kurulu kararının iptali ile müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın iddialarının hukuki dayanağının bulunmadığını, davacının aidat ödemelerini düzenli yapmadığını, kooperatif üyelerine hak ve yükümlülük bakımından eşit davranıldığını, davacının kooperatife olan aidat borcu ile kooperatifin tamamlanıp bitirilmesi için yapılan ve diğer üyelerin tamamı tarafından ödenen payına düşen giderleri ödemesi gerektiğini beyan ederek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece Mahkemesi’nce “…1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesinde; “Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar. Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme, çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir. Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmiyen çıkarılma kararları kesinleşir. Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.” şeklinde, Kooperatifler Kanunu’nun 27. maddesinde; “Ortakların yüklendikleri paylar için ödiyebilecekleri para tutarını anasözleşme belirtir. Kooperatif, sermaye yüklemlerinde borçlu veya sair ödemelerle yükümlü bulunan ortaklarından elden yazılı olarak veya taahhütlü mektupla, bu husus mümkün olmazsa ilanla ve münasip bir süre belirterek yükümlerini yerine getirmelerini ister. İlk isteğe uymıyan ve ikinci istemeden sonra da bir ay içinde yükümlerini yerine getirmiyenlerin ortaklığı kendiliğinden düşer. Ortaklığın düşmesi alakalının, anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmez.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı, mahkememiz dosyasının kooperatifler konusunda uzman bilirkişi …’a tevdii edilerek rapor düzenlenmesinin istenildiği, S.S.M.M. … tarafından düzenlenerek sunulan 16.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda; Kooperatife ait genel kurul tutanakları ve ticari defterlerin incelenmesine göre davacı emsali bazı üyelerin yatırdıkları aidat toplamlarının yer aldığını, birçok davacı emsali üyenin davacıdan daha az tutarda aidat yatırdıklarının tespit edilmesine rağmen davacı hakkında üyelikten ihraç kararı verilmesinin üyeler arasında 1163 sayılı Kanun’un 23. maddesi gereği “hak ve vecibelerde eşitlik” ilkesine aykırı olup olmadığı hususunun takdirinin mahkemede olduğunun bildirildiği, Konya 12. İcra Müdürlüğü’nün 2012/7618 Esas sayılı ve Konya 6. İcra Müdürlüğü’nün 2013/5752 Esas sayılı dosyasının dosya içerisine celbedilmesine ve tarafların bilirkişi raporuna yönelik itirazları da değerlendirilmek suretiyle özellikle davacı tarafın dosyaya sunmuş olduğu ödeme belgeleri de kooperatif kayıtları ile karşılaştırılmak suretiyle aynı bilirkişiden ek rapor düzenlenmesi istenilmiş, S.S.M.M. … tarafından düzenlenerek sunulan 02.05.2018 tarihli ek bilirkişi raporunda; davacının 1. ihtarname tarihi olan 01.05.2015 tarihine kadar davalı kooperatife ödediği aidat toplamının 80.054,98-TL, davacının davalı kooperatife 1. ihtarname tarihi olan 01.05.2015 tarihi itibari ile 1.477,52-TL tutarında borcunun bulunduğunu, 2. ihtarname tarihi itibari ile davacının davalı kooperatife herhangi bir borcunun bulunmadığı, dava tarihi itibari ile davacının davalı kooperatife herhangi bir aidat aslı borcunun bulunmadığı, davacının 1. ihtarname tarihi olan 01.05.2015 tarihine kadar davalı kooperatife ödediği aidat toplamının 80.054,98-TL, dolayısı ile davacının davalı kooperatife 1. ihtarname tarihi olan 01.05.2015 tarihi itibari ile 1.477,52-TL tutarında borcunun bulunduğu, davacının davalıya borcu 1. ihtarnamede 2.589,87-TL olarak belirtildiğini, ihtarnamede belirtilen borçla gerçek borç arasındaki farkın fahiş olup olmadığı ve ihtarnamenin sıhhatini etkileyip etkilemeyeceği hususunun mahkemenin takdirinde olduğunu, bunun dışındaki görüş ve kanaatlerinde herhangi bir değişiklik bulunmadığının bildirildiği, mahkememizce bilirkişi raporlarının ayrıntılı ve denetime açık olması nedeniyle hükme esas alındığı, davacıya gönderilen ihtarların usulsüz olduğu, ihtarnamelerden sonra davacının borcunu ödediği, davacının emsali üyelerden daha fazla aidat ödediği, ihraç kararının eşitlik ilkesine aykırı olduğu, bu nedenle usulsüz ihtarlara dayalı olarak davalı kooperatif yönetim kurulunca alınan 26.10.2015 tarih ve 31 karar sıra nolu ihraç kararının usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Davacıya tebliğ edilen ihtarnamelerin ve ihraç kararında şekli anlamda bir usule aykırılık olmadığının açık olduğunu, 16.01.2018 tarihli kök bilirkişi raporunda da müvekkili kooperatifin davacıya gönderdiği 1. ve 2. ihtarnameler ile ihraç kararının kanun ve ana sözleşme hükümlerine, kanun ve ana sözleşmede belirtilen sürelere uygun şekilde davacıya tebliğ edildiğinin tespit edildiğini, yerel mahkemenin davacının ihtarnamelerden sonra borcunu ödediği, emsali üyelerden daha fazla aidat ödediği kanaatine varmışsa da davacının aidat ödemelerini tam ve düzenli olarak yapmadığını; temerrüt faizi istenmesinin kanundan doğan bir hak olup eşitlik ilkesine aykırı bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkili kooperatifin üyelerine hak ve yükümlülükler bakımından eşit davrandığını, davacının, kooperatifin diğer üyelerine yük olduğunu, kooperatifte aidat borcunu ödemeyen kim olursa temerrüt faizi işletildiğini, tapu giderleri, elektrik, iskan ruhsatı, belediyeye ödenen harç, emlak vergisi ödemeleri vb. kooperatif giderlerinden kooperatif üyelerine kişi başı düşen 1.600,00-TL’lik borcun ise diğer bütün üyeler tarafından ödendiğini, davacının hukuki dayanaktan yoksun davasının reddi gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/133 E., 2018/451 K. sayılı dava dosyasında verdiği 11.07.2018 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 35,90-TL harcın düşümü ile kalan 44,80-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
16.03.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 17.03.2022
….