Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : … …
ÜYE : …. … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22/09/2017
ESAS-KARAR NUMARASI : …..
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından davalı-borçlu şirkete ait cihazların kalibrasyon ve validasyon kontrolleri ve testleri yapılarak şirket çalışanlarına imza ile teslim edildiğini, teslimden sonra düzenlenen faturaların davalı şirkete gönderildiği ve itirazı kayıt dahi sunulmadan faturaların kabul edildiğini, borcun yapılan uyarılara rağmen ödenmediğini, alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “… Davacı tarafça 09/05/2015 tarihli sözleşme kapsamında, sözleşme içeriğine uygun olarak hizmet verildiği ve bununla ilgili düzenlenen fatura bedelinin ödenmemesi nedeni ile alacağın icraen tahsil edildiği, davalının cevap dilekçesi vermediği, icra takibine yönelik itiraz dilekçesinde akdi ilişkiyi kabul ettiği ancak, faturaya konu hizmetin taraflarına teslimine ilişkin bir belgenin bulunmadığı, hizmetin ifa edilmediği, itirazını esasa ilişkin olarak yaptığı ayrıca müvekkili şirketin merkezinin …… bulunması nedeni ile yetkili icra müdürlüğünün Akçabat İcra Müdürlüğü olduğu gerekçesi ile yetki itirazında bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça sunulan sözleşme örneğinin incelenmesinden, yetki ile ilgili düzenlemenin bulunmadığı, sözleşmenin düzenlendiği yere ilişkin açıklamaya yer verilmediği, işin ifa edileceği yerin ise yine Ankara olmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme, eser sözleşmesi niteliğinde olup, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin yetkiye ilişkin içtihatlarında TTKK’nun 89. Maddesinin uygulanamayacağı görüşüne yer verildiği, davalı şirketin ise adresinin Akçabat olması nedeni ile aleyhine Ankara 24. İcra Dairesinin …. sayılı dosyası ile yapılan icra takibine yönelik yetki itirazının haklı olduğu anlaşılmakla ve bu yönde kanaat edinilmekle; davanın, takip başlatılan icra dairesinin yetkisizliği nedeni ile REDDİNE…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: davalının icra takibine yaptığı itirazın kötüniyetli olduğunu, alacağın faturaya dayalı para alacağı olduğunu, TBK madde 89 gereği alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinin yetkili olduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesi kapsamında düzenlenen faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı tarafından başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından süresinde itiraz edilmiş ve itiraz dilekçesinde yetkili icra dairesinin … İcra Dairesi olduğundan bahisle yetki itirazında da bulunulmuştur.
İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. İtirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır.
İİK’nın 50/1. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. HMK’nın 6. maddesine göre, genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı Kanun’un “Sözleşmelerden doğan davalarda yetki” başlıklı 10. maddesinde ise, sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hüküm altına alınmıştır. İcra takibinin yapıldığı ve eldeki davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan TBK’nın 89. maddesinde ise borcun ifa edileceği yer düzenlenmiştir. Buna göre;
“Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır;
1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde,
2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde,
3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir.
Alacaklının yerleşim yerinde ifası gereken bir borcun doğumundan sonra alacaklının yerleşim yerini değiştirmesi sebebiyle ifa önemli ölçüde güçleşmişse borç, alacaklının önceki yerleşim yerinde ifa edilebilir”.
HMK’nın 6. maddesine göre ilamsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi iken, sözleşmeden doğan para borçlarının takibi için başlatılan takipte sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır. Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda sözleşmede aksine bir şart konulmamış ise para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğinden, ifa yeri de alacaklının yerleşim yeri olacaktır. Böyle bir durumda alacaklı kendi yerleşim yerinde bulunan icra dairesinde de takip yapabilecektir.
Somut olayda mahkemece, uyuşmazlık eser sözleşmesi olarak nitelendirilerek ifa yerinin Ankara ili olmadığı, TBK 89.maddenin uygulanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle itiraz kabul edilmişse de; taraflar arasındaki sözleşme eser sözleşmesi niteliğinde olmayıp, davacı tarafından üstlenilen işin ifa edildiği iddiasıyla düzenlenen faturaya dayalı para alacağının tahsili istenmekle TBK 89. madde kapsamında alacaklının ödeme zamanındaki ikametgâhı icra dairesinde de takip başlatılabilir.
Bu durumda Dairemizce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/(1)-a.4. maddesi uyarınca esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m. 353/1,a.4 gereğince, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dava dosyasında verdiği 22/09/2017 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
2-Peşin alınan istinaf karar harcının iadesine.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
22/12/2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 24/12/2021
…