Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2339 E. 2022/383 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
….

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

TARİHİ : 17.05.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : ….
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacılar vekili, dava dilekçesinde, murisleri …’ün davadışı bankadan konut kredisi kullandığını, bu nedenle davalı şirket ile aralarında hayat sigortası poliçesi imzalandığını, murisin 22.03.2013 tarihinde vefat ettiğini, bunun üzerine müvekkili şirkete başvurduklarını ancak davalının murisin 16 yıl önce sağ akciğerinden ameliyat olduğu iddiası ile ödeme yapılmadığını, oysa murisin hastalığının kesin teşhisinin yapılmadığını, davalı şirketin ödeme yapmamasının kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, poliçe teminatı olan 50.000,00 TL’nın tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili, davadışı bankanın dain-i mürtehin hakkına sahip olduğunu, bu nedenle bu dava için muvafakatinin alınması gerektiğini, ayrıca davaya bakma görevinin ticaret mahkemelerine ait olduğunu, davacıların murisi ile müvekkili arasında 05.10.2012 tarihli “…….” poliçesinin imzalandığını, murisin kanser hastası olmasına rağmen sağlık beyan formundaki soruya hayır diye cevap verdiğini, murisin sigorta poliçesi imzalanmadan önce sağ akciğer kanseri nedeni ile ameliyat edilip ölüm sebebinin de bu hastalığa bağlı olduğunu, TTK’nun 1435. maddesi uyarınca murisin gerçeğe aykırı beyanda bulunması nedeni ile müvekkili şirketin poliçe teminatını ödeme yükümlülüğü altında bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Dosya kapsamı ve toplanan tüm deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacıların murisi …’ün dava dışı … A.Ş. ile 03.10.2012 tarihinde konut destek kredisi sözleşmesi imzaladığı, bu sözleşme kapsamında da müteveffa …’e davalı şirkete ait hayat sigortası poliçesi düzenlendiği, …’ün 22.03.2013 tarihinde hayatını kaybettiği anlaşılmıştır. Poliçe tanziminden sonra sigortalı …’ün vefat ettiği tespit edilmiştir. Murisin ölümü ile mirasçılar tarafından davalı şirkete yapılan başvuru neticesinde murisin akciğer hastalığı nedeniyle tedavi gördüğü ve bu hastalığa bağlı olarak vefat ettiği, hastalığında hayat sigortası poliçesi düzenlenirken beyan edilmediğinden teminat dışı kaldığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce aldırılan denetime açık yeterli ve hükme esas alınabilecek 05.07.2017 havale tarihli bilirkişi heyeti kök raporu 05.01.2018 havale tarihli bilirkişi heyeti ek raporu dikkate alındığında müteveffa …’ün 05.10.2012 tarihinde kanser hastası olduğunu bilmediğinin ve müteveffanın daha önce geçirdiği hastalıklar ile ölümü arasında bir illiyet bağı bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Davacılar tarafından açılan işbu dava ile tüketici kredisi borcunun ödenmemesi nedeniyle poliçe limiti olan 50.000,00-TL’nin davalı sigorta şirketinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. Muris ile davalı arasında düzenlenen poliçe tanziminden önce davacıların murisinin kanser rahatsızlığının mevcut olduğu sabittir. Mahkememizce aldırılan onkoloji uzmanı, göğüs hastalıkları uzmanı ve adli tıp uzmanın da içinde yer aldığı bilirkişi heyeti tarafından yapılan tespitle de müteveffanın hayat sigortası poliçesinin imzalanmasından yaklaşık dört ay sonra cerrahi tedavi geçirdiği ve kanser hastası olduğunun bilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir. Murisin hayat sigortasının imzalandığı tarih itibariyle de kanser tedavisi görmediği anlaşılmakla sigorta poliçesinde bu hususa ilişkin bildirim yapmamasının hayatın olağan akışına uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Murisin 1996 yılında geçirdiği ameliyata ilişkin olarak da sigorta şirketine bildirim yapmamasının ise hayat sigortasının imzalandığı tarihten yaklaşık 16 yıl önceye ilişkin tedaviler olması sebebiyle aradan geçen sürenin uzunluğu sebebiyle müteveffanın davranışında herhangi bir kötü niyet olduğuna dair bir kanaate varılmamıştır. Bu nedenle de TTK’nın 1290. maddesi ve 6102 saylı TTK’nın 1435 ve devamı maddeleri uyarınca teminattan herhangi bir indirim yoluna da gidilmemiştir. Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi heyeti rapor ve ek raporu da dikkate alınarak müteveffa …’ün geçirdiği akciğer kanseri rahatsızlığını sigorta poliçesinin düzenlendiği tarih itibariyle bilmediği ve daha önce geçirdiği rahatsızlık ile ölümü arasında bir illiyet bağının bulunmadığı kanaatine varılarak davanın kabulü ile, 50.000,00-TL’nin dava tarihi olan 06.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınrak davacılara verilmesine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Muris …’ün sağ akciğerinde sağlık sorunları yaşadığının ve ameliyat olduğunun dosya içindeki evraklardan anlaşıldığını, rapordaki kesin teşhisin poliçeden sonra konulduğu yolundaki ifadenin davanın seyrini değiştirmeyeceğini, murisin beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davanın reddi gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, davacılar murisi ile dava dışı banka arasında imzalanan kredi sözleşmesine dayalı olarak davalı sigorta şirketi ile akdedilen hayat sigortası poliçesi kapsamında murisin vefatı dolayısıyla davalı sigorta şirketinin ödeme yükümlülüğü altında bulunup bulunmadığı, bir başka deyişle davacı murislerin taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davacılar murisi ile davalı sigorta şirketi arasında imzalanan hayat sigorta poliçesine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına; ve özellikle muris …’ün poliçe tarihi itibarıyle akciğer kanseri olup olmadığının tıbben bilinemeyeceğinin konularında uzman üç kişilik bilirkişi heyeti raporuyla tespit edildiğinin anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1266 E., 2018/455 K. sayılı dava dosyasında verdiği 17.05.2018 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 3.415,50-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 853,87-TL harcın düşümü ile kalan 2.561,63-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
09.03.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 09.03.2022

….