Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2318 E. 2021/888 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/07/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : …

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; davalı … ile davacı arasındaki 30.06.2016 tarihli … …Sözleşmesi gereğince, davacının kooperatife peşin ödemeli ortak olarak kaydedildiğini, devir sözleşmesi gereğince davacının bedelini ödediği bağımsız bölümün inşaatı yapılarak davacıya teslim edilmediğini, her ne kadar davacı hakkında ortaklıktan ihraç kararı verilmiş ise de, davacı tarafından … yöneticilerine karşı açılan Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda, davacının davalı … nezdindeki üyeliğinin devamına karar verilmesi gerektiğinin belirtildiğini, inşaatın geciktirilmesi nedeniyle davacının zarara uğradığını, kooperatifin mazeretinin makul süre içinde olarak değerlendirilemeyeceğini ileri sürerek, davacıya teslim edilmesi gereken bağımsız bölümün teslim edilmemesinden dolayı gecikme tazminatı olarak 60.000,00-TL’nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; davacının … ortağı olmadığını, üyelik borçlarını ödemediği için hakkında ihraç kararı verildiğini, bu nedenle dava açma hakkı bulunmadığını, davacının 30.06.2006 tarihinde devraldığı üyelik hakkı nedeniyle 11 yıl sonra dava açtığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacıya belirli bir tarihte teslim taahhüdünde bulunulmadığını, bu nedenle gecikme nedeni ile tazminat talebinde bulunulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince; “… davacı hakkında verilen ihraç kararı davacıya tebliğ edilmediğinden davacının … üyeliğinin devam ettiği, bu nedenle davacının taraf sıfatına sahip olduğu anlaşılmıştır.
Eldeki davanın, üyeliğe sıkı sıkıya bağlı talepler ile ilgili olan, diğer anlatımla üyenin parasal yükümlülükleri ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlık niteliğinde olduğu ve mahkememizce yapılan tespit ışığında, davacının üyeliğinin devam ettiği anlaşılmakla, zamanaşımı süresinin işlemeyeceği anlaşıldığından, davalı vekilinin zamanaşımı def’ine itibar edilmemiştir.
İşin esası yönünden davanın değerlendirilmesine gelince ;
Her ne kadar, davacı vekilince, davacının peşin ödemeli ortak olduğu, davacının bedelini ödediği bağımsız bölümün inşaatının yapılmadığı, kooperatifin gecikmesinin makul süre içinde değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle 6 yıl karşılığı olarak 60.000 TL’nin davalıdan tahsili istenilmiş ise de, dosyaya mübrez Ankara 9. Noterliğine ait 30.06.2006 tarihli … Üyelik Hakkı Devir Sözleşmesine göre, davacının peşin ödemeli ortak olduğu anlaşılmakta ise de; sözleşmede, konutun ne zaman teslim edileceğine dair bir teslim tarihi olmadığı gibi, kooperatifçe, belirli bir tarihte teslim taahhüdün de bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamına göre, kooperatifçe yapılması planlanan bağımsız bölümlerin teslim tarihine ilişkin genel kurullarda bir tarih kararlaştırılmadığı anlaşılmakta olup, dava dilekçesinde ve davacı vekilince dosyaya sunulan yazılı beyan içeriklerinde de, konutların tamamlandığı ve davacı dışındaki diğer … üyelerine teslim edildiği yönünde bir iddia da ileri sürülmediği gibi, aksine, davaya konu konutların, aradan geçen uzun süreye rağmen inşaatına başlanmadığı gerekçesiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, yasal koşulları itibariyle kanıtlanamayan davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Sözleşme tarihinden yaklaşık 11 yıl geçmesine rağmen inşaata başlanmamasının makul olmadığını, bu sebeple söz konusu inşaatın tamamlanması yükümlülüğünün yerine getirilebilmesi için lazım gelen makul sürenin hesaplanıp, kooperatifin teslimde temerrüde düştüğü tarihin belirlenerek, tazminata hükmedilmesi gerektiğini, somut olayda fesih söz konusu olmadığından seçimlik olarak zararlarının tazminini istediklerini, bu taleplerinin istinaf başvuru dilekçelerinde gösterilen içtihatlar ve BK 106,107,108 maddeler gözönünde tutularak kabulüne karar verilmesinin hukuk düzenine uygun olacağını, beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davacıya tahsisi vaadedilen bağımsız bölümün tahsisi ve teslimi olmadığından kaynaklı tazminat talebine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dava dosyasında verdiği 18/07/2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin düşümü ile kalan 23,40 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
09/06/2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

….