Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2296 E. 2022/478 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
….

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 29.12.2017
ESAS-KARAR NUMARASI :…..
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 23.03.2011 tarihinde …Edilebilirlik Mali Destek Programı Danışmanlık Hizmet Alım Sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşmenin 4. maddesine göre borçlular hibeye hak kazandıkları anda davacıya hak kazanılan hibenin %10’u oranında başarı primi ödemeyi taahhüt ettiklerini, yapılan proje sonrası davalının hibeye hak kazandığını, ancak müvekkkiline başarı primi ödenmediğini ileri sürerek alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, yetki itirazında bulunarak müvekkilinin davacı tarafından hazırlanan proje ile … fonundan hibe almak için başvurduğunu, … tarafından projede eksiklik olduğu için sunulan hali ile projenin uygun olmadığının belirtildiğini, davacının proje danışmanı olarak sözleşmenin 1 ve 2. maddesinde belirtilen ana yükümlülüklerin hiçbirini yerine getirmediğini, başka bir firmadan destek alınarak projenin tamamlanmış olduğunu, davacının prime hak kazanmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece Mahkemesi’nce “…Sunulan proje sözleşmesi, proje, … yazışmaları incelenerek uyuşmazlık kapsamında hesap uzmanı ve proje uzmanından bilirkişi raporudan alınmıştır. Bilirkişilerden alınan ilk raporda, hibe projesinin son başvuru tarihi 25.03.2011 tarihi olmasına rağmen iki gün önce 23.03.2011 tarihinde sözleşmenin yapıldığını, … tarafından projede belirtilen eksikliklerin işletme ile ilgili eksiklikler olduğu ve eksiklikler giderildikten sonra proje başarılı kabul edilerek hibe ödemesinin yapıldığı, davalı tarafından sözleşme feshedilmediği gibi, başka bir şirkete proje hazırlatıldığına ilişkin bir delilin de sunulmadığı belirtilmiştir. Davalının bilirkişi uzmanlık alanları ve rapor içeriğine davavlının itirazı üzerine alınan 12.05.2017 tarihli raporda, ilk raporda esas alınan veriler benimsenerek, davalı tarafın, davacı tarafın hazırladığı proje ile hibeye hak kazandığı belirtilmiştir.
Alınan bilirkişi raporları, yukarıda açıklanan delillerin değerlendirilmesi sonucunda, taraflar arasında hibe başvurusu için belirlenen günden iki gün önce sözleşme düzenlendiği, davacı tarafın projeyi hazırladığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, hibe veren kurum … tarafından bildirilen eksikliklerin işletmeye dair eksiklikler olduğu, davacının projeye dair eksik hazırlandığı sonucunun çıkarılamayacağı, öyle olsa dahi sonuç olarak proje sunularak davalı şirketin hibe ödememsini aldığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafça her ne kadar başka bir firmaya proje tamamlatılarak hizmet bedeli ödemesi yapıldığı savunulmuş ve fatura ile ödeme sunulmuş ise de, sunulan belgelerin dava konusu projeye ait olduğu konusunda bir kanıt sunulmamış olmakla bu saunmaya itibar edilmemiş, davacının başarı priminin % 10’u ve KDV toplam tutarı 40.960,24-TL’yi talep edeibileceği kabul edilerek, davanın kısmen kabulüne, belirlenen asıl alacak üzerinden takibin devamına, takipten önce temerrüt karşılanamadığından, işlemiş faiz isteminin ve alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Davacının profesyonel bir danışmanlık şirketi ve proje danışmanlığının özel bir ihtisas işi olduğunu, başvuru sahibinin ise bu süreçte kendisinden neyin istenip neyin istenmeyeceğine dair herhangi bir bilgisi olmayıp, amacının sadece projeyi gerçekleştirmek ve bu konuda yatırım yapmak olduğunu, hal böyle iken bir proje danışmanının bilgilerinin göstereceği yolun bu işin temel çıkış noktasını oluşturacağını, başka bir deyişle proje danışmanı müteşebbisi yanlış yönlendirir ise projenin geri çevrileceğini, davacı tarafından alelacele ve özensizce hazırlanan bir proje …’ya sunulmuş ise de bu başvurunun … tarafından eksik evrak, talep edilen şekilde sunulmadığı gibi gerekçelerle geri çevrildiğini; gerekli delillerin toplanmadığını, bilirkişi incelemesi yapan kişilerin proje danışmanlığından anlar gibi rapor yazmalarının mümkün olmadığını, proje danışmanlığı uzmanlığı için özel bir kariyer ispatı olması gerektiğini, işin başka proje danışmanına tamamlatıldığına dair faturayı…… gerekçesi ile reddetmenin hukuki bir hata olduğunu, mahkemenin faturaya ait şüphesi varsa faturayı tek başına değil şirket kayıtları ve diğer yapılan işlemlerle birlikte değerlendirebileceğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, proje danışmanlığı işini konu alan hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/483 E., 2017/1020 K. sayılı dava dosyasında verdiği 29.12.2017 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 2.797,99-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 700,00-TL harcın düşümü ile kalan 2.097,99-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
23.03.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 24.03.2022
….