Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2293 E. 2022/885 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
….

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 02/07/2018
ESAS-KARAR NUMARASI :…
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalı üyenin, genel kurul kararları gereği ödemesi gereken aidat ve gecikme faizini ödememesi nedeniyle 2017 yılı Eylül ve Ekim ayları için 5.996,54 TL bedelli icra takibi başlatıldığını ve davalının takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, itirazların haksız ve mesnetsiz olduğunu, kooperatifin 09.07.2017 tarihli olağan Genel Kurulu kararının kesinleştiğini, bu kararların iptali ile ilgili herhangi bir dava da açılmadığını ileri sürerek, haksız itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davalının davacıya borcunun olmadığını, davalının babasının (…) yapmış olduğu bir kısım iş karşılığı, yüklenici …firmasından kooperatifteki 9.kat 35 numaralı bağımsız bölümü satın aldığını, daha sonra kooperatifteki üyelik haklarının davalı …’a devredildiğini, davalının bir müddet sonra kesin maliyet hesap raporu doğrultusunda bütün ödemelerini yaptığını ve kooperatife hiçbir borcu kalmadığını, bütün borçlarını ödeyen davalının 08/01/2013 tarihinde tapusunu aldığını, hiçbir borcu kalmayan ve tapusunu üzerine almış olan davalının davalıya borcunun olmadığına yönelik ibra belgesi verildiğini, 5 yılı aşkın zamandır davalının evinde oturduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…davalının 01.150.0080 numaralı olarak davacı kooperatifin üyesi olduğu, bu üyeliğinin ilk önce babası …’a ait olduğu, aralarındaki devir sözleşmesi ve kooperatifçe de kabul edilmesi nedeniyle bu üyeliğin davalı …’a geçtiği, halen de …’ın davacı kooperatifin üyesi olarak görüldüğü anlaşılmıştır. Nitekim davacı kooperatif adına kayıtlı iken ferdileşme yoluyla yukarıda bilgileri verilen tapuda kayıtlı dairenin tapusunun da kooperatifçe davalı üyesi … adına devir ve tescil edildiği görülmüştür.
Davacı kooperatifin 09/07/2017 tarihli genel kurul toplantısında alınan gündemin 5. Maddesine göre oluşturulan teknik komisyon tarafından çıkartılan şerefiyeli kesin maliyet bedeli tespit olduktan sonra ortaklara doğacak borcun belirlenerek üyelere tebliğ tarihinden itibaren 12 eşit taksitte ödenmesine karar verildiği görülmüştür. Aynı genel kurulun gündemin 7.maddesinde de konutların şerefiyeli, kesin maliyetleri ile üyelerin bakiye borçlarının tespiti için ana sözleşmenin 61.maddesi gereğince komisyon kurulması için yönetim kuruluna yetki verilmesi de kabul edilmiştir. Söz konusu genel kurul toplantısı ve alınan kararları yönünden herhangi bir iptal edildiğine, dava açıldığına dair de taraflarca bir iddia ve beyanda bulunulmamıştır. Yani bu genel kurulu kararları hukuken geçerli ve tüm üyeleri bağlayıcı nitelikte olduğundan davacı kooperatifin üyesi olduğu kabul edilen davalı yönünden de geçerli ve hukuken bağlayıcıdır.
Söz konusu genel kurul kararına istinaden ve dosyaya da sunulmuş olan teknik komisyon raporu incelendiğinde 21/07/2017 tarihli olduğu, … için dolayısıyla davalı … için konut maliyetinin 161.426,97 TL olarak hesaplandığı, ek maliyet, amortisman, kira bedeline dair hususların da eklenip düşülmesi sureti ile sonuç olarak şerefiyeli kesin maliyet bedelinin 171.189,00 TL olarak tespit edildiği, davalı üyenin yaptığı toplam ödeme tutarının da 135.768,74 TL olduğu kabul edilerek yapılan mahsup sonucu davalının kalan borcunun 35.420,26 TL olarak hesaplandığı görülmüştür. Bu hesap raporunda davalı üyenin yaptığı ödeme miktarı olarak mahsup edilen miktar yönünden davalı tarafça herhangi bir inkar ve itirazda da bulunulmamıştır. Yine dosyaya sunulan tebligat bilgilerine göre işbu kesin maliyet raporu 01/08/2017 tarihinde … yolu ile gönderilmiş ve 02/08/2017 tarihinde de teslim edilmiştir. Ana sözleşmenin 61. Maddesine göre ortaklar kesin maliyetin tebliğinden itibaren 15 gün içinde Noter aracılığıyla itiraz edebilirler. Bu sürenin geçmesi ile itiraz hakları düşer. Tüm dosya kapsamına binaen yapılan incelemede söz konusu kesin maliyet raporuna karşı herhangi bir itiraz olduğunu gösteren iddia, delil ve belge yoktur. Bu nedenle söz konusu teknik komisyon raporunda belirtilen maliyet bedelinin kesinleştiği kabul edilmiştir.
Davalı taraf hernekadar cevabında delil olarak yukarıda içeriği belirtilen ve davacı kooperatifin kaşe ve imzası görünen, içeriği ve sahteliği de davacı kooperatifçe iddia ve inkar edilmeyen, 23/01/2013 tarihli “ibraname” başlıklı belgeye de dayanmış ise de, bu belgede de açıkça yazılı olduğu üzere ibranamenin 23/01/2013 tarihine ilişkin olduğu, bu belgede davalının tapusunu da devraldığı ve o tarih itibari ile çıkartılmış maliyet hesabına göre ödemelerini yaparak tapusunu aldığı ve bu tarih itibari ile çıkartılan maliyet hesapları doğrultusunda borcunun kalmadığının belirtildiği anlaşılmıştır. Oysa davacı tarafın işbu davaya ve icra takibine konu ettiği alacağının dayanağı ise söz konusu ibranamenin tarihinden sonra ve davalının üyeliğinin devam ettiği süreçte davacı kooperatifçe yapılmış itiraza, davaya uğramayarak kesinleştiği ve tüm üyeleri dolayısıyla davalı üyeyi de hukuken bağlayıcı nitelikte olduğu kabul edilmiş genel kurul kararına istinaden yapılmış şerefiyeli kesin maliyet raporuna (ki bu kesin maliyet hesap komisyon raporu da itiraza uğramamıştır) dayalı olarak çıkarılan hesaba yönelik bir borç olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle söz konusu ibraname belgesinin davaya konu icra takibine ilişkin istenen alacak yönünden bir geçerliliğinin olmayacağı kabul edilmiştir.
Ayrıntılı açıklama ve hesaplamaları bilirkişinin raporunda da belirtildiği üzere sonuç olarak davalının davacı kooperatifin üyesi olduğu ve üyeliğinin devam ettiği, kendisine kooperatifçe söz konusu dairenin tahsisi ve tapusunun verilmesinin, üyeliğini de kendiliğinden ve hukuken sonlandıramayacağı, üyeliğinin devam etmesi nedeni ile üyelikten kaynaklanan hak ve yükümlülüklerinin de devam ettiği, yukarıda belirtilen gerekçelerle davacı kooperatifçe 2013 yılında davalıya verilmiş olan ibranamenin geçerli olmayıp dikkate alınamayacağı, zira söz konusu ibraname aşamasında kooperatifçe çıkartılmış konut maliyet hesaplarının kesin maliyet niteliğinde olmadığı, geçici maliyet vasfında olduğu, o dönemde bulunan 2 bloktan oluşan 97 adet konut için inşaat maliyetinin hesaplamaya dahil edildiği, raporda belirtilen şekilde bir kısım giderlerin o dönemde de hesaplamaya dahil edilmediği, bu hususların teknik komisyon raporunda da açıkça belirtildiği, oysa daha sonradan alınan genel kurul kararlarına istinaden 2017 yılında oluşturulan hesap komisyonunca belirlenmiş şerefiyeli kesin maliyet raporuna göre ve bu konudaki genel kurul kararında belirtilen ödeme takvimine göre davalı üyenin alacak-borç durumunun belirlenmesi gerektiği ve buna göre bir borcu varsa davacı kooperatife ödeme yapması gerektiği kanaatına varılmıştır.
Bilirkişi tarafından teknik olarak yapılan hesaplamaya göre de davaya konu icra takibine dayanak sebeplerden dolayı icra takip tarihi itibari ile davacı kooperatifin davalı üyesinden 5.903,38 TL’si anapara 132,82 TL’si de işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.036,20 TL alacağının bulunduğu, icra takibinde davacı taraf aynı şekilde 5.903,38 TL asıl alacak istediği ayrıca 93,16 TL işlemiş faiz talep ettiği anlaşıldığından, işlemiş faiz yönünden talebiyle bağlılık kuralı nedeni ile 93,16 TL işlemiş faiz miktarının dikkate alınması gerektiği…” gerekçesiyle davanın kabulü ile toplam 5.996,54 TL üzerinden takibin devamı ile asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Cevap dilekçesindeki hususları tekrar ederek, davalının kooperatife hiçbir borcunun bulunmadığını, kooperatif üyeliği silinmiş olan ve 5 yılı aşkın bir zamandır evinde oturan davalı aleyhine çıkarılmış borcu kabul etmediklerini beyan ederek kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif üyeliği kapsamında doğan parasal yükümlülüklerin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/19E., 2018/574K. sayılı dava dosyasında verdiği 02/07/2018 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 409,63-TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile 373,72-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
26/05/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 02/06/2022