Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2287 E. 2021/1437 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 12.09.2017
ESAS-KARAR NUMARASI : ……
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkilinin … … 17.12.2009 tarihinden bu yana “… …… ait yemekhane, lokal, misafirhane, idari ve teknik bürolardaki işler ile inşaat bakım işleri, kalorifer işleri ve sosyal site çevre bakımının hizmet alımı yöntemiyle yapılması” hizmeti verdiğini, müvekkilinin bu tarihten Mart 2011’e kadar 5510 sayılı Kanun’un 91. maddesine ……. Kanun ile eklenen 01.10.2008 yürürlük tarihli hükümden yararlandığını, müvekkilinin hükme dayanarak çıkarılmış olan……. sayılı genelgeye göre %5 oranındaki devlet katkısından yararlanabilecekler kapsamına girdiğini, ancak davalı tarafından devlet katkısının hukuka aykırı şekilde hak edişten kesinti yapılarak alındığını, bu konuda emsal kararların da bulunduğunu belirterek hak edişlerinden haksız surette kesilen toplam 8.886,22-TL’nin kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, kesintilerin sözleşmede düzenlendiğini, bu nedenle hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi’nce “…Toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre;
Taraflar arasında bir hizmet sözleşmesi akdedildiği, davalı idare tarafından anılan yasa hükmüne rağmen kesinti yapıldığı, oysa yasada yapılan düzenlemenin özel sektör işverenlerinin teşviki amacını taşıdığı, …. alacağını erkenden tahsil etmek, kurumun nakit sıkıntısına düşmesini engelleyerek işverenlerden prim tahsilatını gecikmeye meydan vermeden tahsilini sağlamayı amaçladığı, davalı tarafın savunmasına dayanak olarak gösterdiği kamu ihale tebliğinin yasa ile verilen hakkı ortadan kaldıramayacağı, bu nedenle bilirkişi raporunda belirlenen 9.269,86-TL’den davacının talebi ile bağlı kalınarak 8.886,22-TL’nin temerrüt tarihi olan 06.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Yerel mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, uzman olmayan bilirkişi tarafından verilen raporla hüküm kurulduğunu, fiyat farkına ilişkin mevzuat hükmünün davacı ile müvekkili teşekkül arasında imzalanan sözleşmelerde de aynen mevcut olduğunu, davacı işverenin, nam ve hesabına Hazinece yatırılan yardımlardan olan dava konusu %5’lik işveren destek primlerinin, fiyat farkı esasları uygulanarak hak edişlerinden kesilebileceğini sözleşmeleri imzalamasıyla kabul ettiğini, davacı tarafa ihaleyle verilen işin önceden ihale dokümanı hazırlanması aşamasında yaptırılacak işe ait yaklaşık maliyet belirlenirken, teknik şartname ile çalıştırılacak toplam personel sayısının önceden belirlendiği bir hizmet alımı niteliğinde olduğunu, istihdamı yaratanın sadece müvekkili teşekkül olduğunu, dolayısıyla davacı işverenin kendiliğinden hiçbir istihdam yaratmadığının açık olduğunu, çalıştırılacak personel sayısının teşekküllerince belirlendiğini ve istihkakların bu işçi sayıları dikkate alınarak ödendiğini, davacı açısından gider kabul edilmeyen prim tutarının, kendilerine ödenmesinin sebepsiz zenginleşme teşkil edeceğini, teşekküllerince yapılan işlemin tamamen konuya ilişkin yasal mevzuat dahilinde ve sözleşme hükümleri çerçevesinde yapıldığını, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu, teşekkülleri aleyhine çıkan miktarın şişirilmiş olduğundan kabul etmediklerini, ayrıca kararda harç ve yargılama giderleri, vekalet ücretlerinin aleyhe yanlış hesaplandığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan, …. primlerinin işveren hissesinin 5 puanlık kısmına isabet eden tutarının Hazine tarafından karşılanacağı hükmüne rağmen davalı tarafından hak edişlerden haksız kesildiği iddia edilen alacağın tahsili istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …..sayılı dava dosyasında verdiği 12.09.2017 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
13.10.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 21.10.2021