Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2263 E. 2022/781 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T…. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2018/2263
KARAR NO : 2022/781

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ … 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2015/726 Esas-2018/109 Karar
DAVACI-KARŞI DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI-KARŞI DAVACI :
VEKİLİ :

Davalı-karşı davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; davalı ortağın 12.05.2015 tarihli genel kurulda kararlaştırılan aidat ve asfalt vergisi ile ilgili ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, alacağın tahsili için aleyhine Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2015/21180 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile %20 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı- karşı davacı vekili; müvekkilinin üyesi olduğu davacı kooperatif ile arsa sahipleri arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeye göre yapılacak olan 112 dairenin 45 adedinin arsa sahiplerine, 76 adedinin ise kooperatife ait olacağını, davalı kooperatifin arsa sahiplerine ait A bloğun yapımı için üyelerden aidatlar topladığını, arsa sahiplerinin dairelerini teslim ettiğini, kooperatifin bu kez kendisine ait 76 dairenin yapımı için … İnş. Mobilya Taah. Otomotiv San. ve Tic. Ltd. Şti. ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, duyumlarına göre bu sözleşme ile kooperatife kalan 76 dairenin 42’sinin yükleniciye verilmesinin kararlaştırıldığını, bu sözleşme ile kooperatif ortaklarının aidat ödeme yükümlülüklerinin ortadan kalktığını, çünkü artık 76 dairenin 42’si yapım için yükleniciye verilmekle sorumluluğun yükleniciye ait olduğunu, yüklenici … …Ltd. Şti.’nin sözleşme ile üstlendiği yükümlülüğünü yerine getirmediğini, kooperatife vereceği daireleri zamanında teslim etmediğini, kooperatifin yüklenici zor durumda diye üyelerinden sonradan iade edilmek üzere aidat toplamaya karar verdiğini, kooperatif yönetiminin hak ve yetkilerini kötüye kullanarak yüklenici ile aralarında yapılan sözleşmeyi feshedip tazminat davası açması gerekirken mali sorumluluğu üyelere atmaya çalıştığını, yine yükleniciye ait olan ancak iskâna bırakılan 14 dairenin 10’unun satış yetkisinin kooperatif yönetimi tarafından genel kurul kararı alınmadan yükleniciye verildiğini, zor durumda olan yükleniciye kurtarmak amacıyla yükleniciye ait olan ancak iskân alınmasının teminatı için tutulan C Blok 1, 4, 29 ve 32 nolu dairelerin satışından sonra üyelere ödenmek üzere her bir üyeden 32.000,00 TL. toplanması yönünde genel kurulda karar alındığını ancak bu dört daire satılmasına rağmen üyelerden borç/avans vs. adı altında toplanan paraların üyelere iade edilmediğini, binanın iskânı alınıp kat mülkiyetine geçilmesine rağmen kooperatifin “aidat” adı altında üyelerden haksız para topladığını, KDV’den muaf olmasına rağmen her bir üyeden 15.000,00 TL. tapuda satışın vergisi adı -KDV- altında para topladığını, müvekkilinin kooperatifteki dairesini -hissesini- 19.07.2011 tarihinde tapuda sattığını ve bunu yazılı olarak defalarca kooperatif yönetimine bildirdiğini, bu tarihten sonra kooperatif ile hiç bir hukuki ilişkisi kalmamasına rağmen hakkında Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2012/14524 E. sayılı dosyası ile icra takibine devam ederek para almaya devam ettiğini, müvekkilinin hiç bir genel kurula çağrılmadığını, alınan kararların üyelere tebliğ edilmediğini, üyelerin haklarındaki icra takipleri ile bu kararlardan haberdar olduklarını savunarak, davanın reddi ile %20 icra inkâr tazminatına; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere fazladan ödenen 5.000,00 TL.’nin ödeme tarihlerinden itibaren reeskont faizleri ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Karşı davalı kooperatif vekili cevap dilekçesinde; kooperatif üyeliği devam eden, Kooperatifler Kanunu gereği kooperatife karşı yükümlülükleri bulunan karşı davacının neden böyle bir alacak talebinde bulunduğunun anlaşılamadığını, karşı davacının kooperatiften doğan dairesini bir başkasına sattığını, ancak mülkiyet sahibi olmakla kooperatif üyeliğinin ayrı konular olduğunu, kooperatifin 12.05.2015 tarihli genel kurulda tasfiye aşamasına geldiğini, karşı davacının kooperatif tüzel kişiliği sona erinceye kadar yükümlülüklerinin devam ettiğini savunarak, karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Yapılan yargılamada toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına …benimsenen bilirkişi raporu uyarınca; davalının dairesini satın alan …’un Genel Kurul hazirun cetvelinde malik olarak gösterilmediği, kooperatif konutunun devrinin kooperatif payının devrini içermeyeceği, bu nedenle paya ilişkin ortak giderler için ortağın sorumluluğunun devam edeceği, davalı yanca karşı davada kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca aidat yükümlülüğünün ortadan kalktığı savunulmuş ise de, sözleşmede bu yönde bir düzenlemenin yer almadığı, davalının karşı davalı kooperatife borç para ödemesi yaptığına ilişkin de dosyada bir belge bulunmadığı, bu nedenle takip konusu aylar itibarıyla davalı/karşı davacının kooperatif ortaklığının devam ettiği ve takip tarihinde 5.000-TL asıl aidat ve 96,16-TL işlemiş faiz olmak üzere 5.096,16-TL borcunun bulunduğu, karşı davanın ispatlanamadığı” gerekçesiyle, asıl dava yönünden; davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının 5.000,00 TL asıl alacak 96.16 TL işlemiş faiz yönünden iptali ile icra takibinin 5.096,16 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağın likit (belirlenebilir) olması nedeniyle hükmolunan tutarın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; asıl dava yönünden; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar ederek 12.05.2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların mutlak butlanla batıl olduğunu, genel kurulda toplantı ve karar nisabının sağlanmadığını, genel kurul toplantısına üye olmayan kişilerin de katılımı sağlanarak aidat toplanmasına ilişkin kararın alındığını, taleplerine rağmen mahkemece bu hususların araştırılmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere kooperatifin keyfi uygulamaları nedeniyle aidatların ancak yargılama ile belirlenebilir hale geldiğini, bu nedenle müvekkili aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yine kabul anlamına gelmemek üzere reddedilen kısım üzerinden kooperatif aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmemesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, karşı dava yönünden; müvekkilinin davalı kooperatife borç/ avans ve KDV adı altında fazladan 47.000,00 TL. ödediğini, ödenen meblağlara ilişkin dekontlar dosyada olmasına rağmen hiç bir hukuki gerekçe gösterilmeden karşı davanın reddine karar verildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da karşı davaya ilişkin hukuki boyut arz eden hiçbir tespitte bulunulmadığını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Asıl dava, ortaklığa bağlı ödeme tutarlarının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali; karşı dava ise fazla ödendiği iddia edilen tutarın istirdatı istemine ilişkindir.
Davalı kooperatif anasözleşmesinin 17/3. maddesi, “Devir halinde eski ortağın kooperatife karşı tüm hak ve yükümlülükleri yeni ortağa geçer.” hükmünü içermektedir. Ortaklığın devir biçimi yasada gösterilmemiştir. Ancak pay devrinin alacağın temliki yolu ile yapılması, temlikin de TBK’nın 184. maddesi uyarınca resmi şekle bağlı olmaksızın yazılı olması gerekmektedir. Daire satımında üyelik kendiliğinden alıcıya satım ile birlikte geçmez. Satıcının üye olması ve üyeliğinin alıcı tarafından ayrıca devir alınması gerekmektedir. Üyelik ayrıca devredilmedikçe satıcının üyeliği kooperatif nezdinde devam eder.
Somut olayda davalı tarafça kooperatif ortaklığının dava dışı …’a devredildiği savunulmuşsa da, devralanın imzasını taşıyan yazılı bir devir sözleşmesi sunulmamıştır.
Öte yandan, genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidatın veya şerefiye bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın kesinleşmesi halinde genel kurula katılmasalar dahi tüm ortakları bağlayacağı açıktır.
Davalı-karşı davacı tarafça kooperatife fazla ödeme yaptığı savunulmuş ise de, fazla ödemeye ilişkin genel kurul kararları somutlaştırılmamış, bu genel kurullar aleyhine dava açtığına ilişkin herhangi bir delil ve belge sunulmamıştır. Kooperatif yöneticilerinin görevlerini kötüye kullandıkları iddiası ayrı bir şikayet/dava konusudur.
Takip konusu alacağın dayanağını oluşturan 12.(10 olmalı).05.2015 tarihli genel kurulda toplantı ve karar nisabının bulunduğu, başkaca yokluk sebebinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı-karşı davacı tarafça bu genel kurul toplantısına katılmaması gereken kişilerin katıldığı savunulmuşsa da bu kişiler somutlaştırılmamış, bu konuda süresinde genel kurulun iptali davası açıldığına dair delil ve belge sunmamıştır.
Bu açıklamalara ve dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davalı-karşı davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca asıl ve karşı dava için alınması gereken (348,12+80,70=) 428,82 TL. istinaf karar harcından peşin alınan (87,02+35,90=) 122,92 TL’nin mahsubuyla kalan 305,90 TL.’nin davalı-karşı davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı-karşı davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,
4-Davalı-karşı davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
11.05.2022 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 107.090,00 TL. kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 12/05/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …