Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2254 E. 2021/2078 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F D İ L E K Ç E S İ N İ N
R E D D İ) (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 28/06/2018
ESAS-KARAR NUMARASI :….
Taraf vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalının kooperatife olan borçlarını ödemediği için hakkında icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu, kooperatif tarafından davalıya ihtarname ile borcunun bildirildiğini, ödemelerini zamanında yapmadığını, davalının 13.07.2016 tarihli son ihtarnameye göre, konut kesin maliyet bakiye ve kira borcu olmak üzere toplam 26.560,75 TL borcunun olduğunu, 22.06.2013 tarihli genel kurul toplantısında bu borçlara ilişkin gerekli kararın alındığını, davalıya kooperatif tarafından dairenin devri yapıldığını, buna rağmen davalının borcunu ödemediğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; usul ve yasaya aykırı davayı kabul etmediklerini, adına kayıtlı olan evi 2015 yılında sattığını, kooperatif tarafından çıkarılan kesin maliyet bedeli 106.656,00 TL’yi ödediğini, kooperatif başkanı ile telefonda görüştüğünü ve kesin maliyetin %10’unu ödemesi halinde üyeliğinin sona ereceğinin bildirildiğini, ana sözleşmenin 61. maddesi kapsamında bu tutarı ödediğini ve üyeliğin sonlandırılması için 02.06.2016 tarihinde ihtarname gönderdiğini, kira bedeli olarak 2016 Haziran ayı dahil 7.750,00 TL’nin davacıya ödendiğini, davacının mevzuata aykırı olarak yeniden kesin hesap çıkardığını, bu çıkarılan kesin hesaptan sorumlu olmayacağını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Davacı kooperatif, 21.02.2010 tarihli genel kurulunun 11.maddesinde 2010 yılında kooperatif ortakları adına evlerin kesin hesabı çıkarılacağından 2010 yılı içerisinde veya 2011 yılından itibaren ortaklar adına konut kredisi çekmek için yönetime yetki verilmesi görüşülmüş ve oy birliği ile kabul edilmiştir.
Davacı kooperatifin 31.07.2013 tarihli 290 sayılı yönetim kurulu kararında, 21.02.2010 günlü yapılan genel kurulun 11.maddesinde kesin hesap ve kredi işlerinin tamamlanması yetkisinin görüşülerek yönetime yetki verildiği, ana sözleşmenin 14-61-62-63.maddelerinin yeni şeklinin 04.07.2010 tarihli genel kurulda 4.maddede görüşerek kabul edildiği belirtilerek buna göre 61/d bendine göre kooperatif kontrol mühendisi …’a yetki verilmesi yönünde karar alındığı görülmektedir.
Yine davacı kooperatifin 05.09.2013 tarihli … sayılı yönetim kurulu kararında kesin hesabın 106.303 TL olarak çıkartıldığı, bunu ödemeyenler hakkında icra takibine girişilmesi için kooperatif avukatlarına yetki verilmesi kararı alınmıştır. Davalının çıkarılan bu kesin maliyet hesabını ödediği hususu ihtilafsız olup, söz konusu ödemenin yapıldığı bilirkişi heyeti tarafından da tespit edilmiştir.
Takibe ve davaya konu kesin maliyet alacağı ise, davacı kooperatif yönetim kurulunun 07.05.2016 tarihli …. numaralı kararı ile oluşturulan teknik heyet tarafından 13.06.2016 tarihinde hazırlanan ve daire maliyetini 143.423,75 TL olarak belirleyen ikinci kesin maliyet hesabı raporuna dayanmaktadır. Davacı kooperatif tarafından çıkarılan bu ikinci kesin maliyet için alınmış bir genel kurul kararı bulunmamakta, dolayısıyla ikinci defa hazırlanan kesin maliyet hesabı bir genel kurul kararına dayanmamaktadır.
Oysa, kooperatif tarafından belirlenmiş ve geçerliliğini koruyan kesin maliyet borcunu ödeyerek, ferdileştirme sonrası dairesini alan davalı üyeden, belirlenen kesin maliyetin yanlış hesaplanan bir maliyet olduğu konusunda genel kurulda bir karar alınıp, yeniden ve esas sözleşmede belirtilen usulde yeni bir kesin maliyet hesaplanıp üyelere tebliğ ettirilip kesinleştirilmedn yeniden kesin hesap alacağı talep edilmesi mümkün değildir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ekte sundukları 29.06.2017 tarihli genel kurulda 07.05.2017 tarihli yönetim kurulu kararına istinaden, çıkarılan yeni kesin maliyet raporunun ibra edildiğini ileri sürmüştür. Öncelikle söz konusu 29.06.2017 tarihli genel kurul, takip ve dava tarihinden sonra yapılmış olduğundan takibe ve davaya esas alınamaz. Ayrıca söz konusu 29.06.2017 tarihli genel kurul kararında ilk kesin maliyet hesabının yanlış hesaplandığı ve ikinci kesin maliyet hesabının onayı konusunda alınmış bir karar da yoktur. Bu nedenlerle kesin maliyet borcu yönünden davalının itirazı haklı olup, kesin maliyet borcuna ilişkin itirazın iptali talebi yerinde görülmemiştir.
Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacı kooperatifin …, yine aynı yerde … olmak üzere iki blok inşaatı mevcuttur. 27.04.2014 tarihli 2013 yılı genel kurulunun 14.maddesinde yapımı bitmiş olan … için kira bedelleri tespit edilerek … için inşaatı henüz bitmemiş olan bu parsel üyelerince kira bedellerinin ödenmesi kararlaştırılmış, kira bedelleri için ayrı bir kira tespit komisyonu kurulmuş, bu komisyon tarafında kira bedelleri tespit edilmiştir.
Takibe davaya ve davaya konu kira bedeline ilişkin bu talep, genel kurul kararına dayanmakta ve kesin maliyetten ayrı bir hesaplama ile belirlenmiş olduğundan davalıdan talep edilmesi yasal olup, alınan karar gereği davalının ödeyeceği kira bedeli, bitmemiş binanın yer aldığı … kur’a çekmiş üyelere ödenecektir. Bilirkişi heyeti tarafından söz konusu kira bedeli davalının sorumlu olduğu bedelin 13.300,00-TL.olduğu, davalının bu bedelin 7.750 TL’lik kısmını ödemesi sonucu bakiye 5.550 TL asıl borcu kaldığı, bu bedelin ihtarname tarihi de dikkate alınarak faiz tutarı 253,00-TL olduğu, ancak davacının talebi 100,00-TL olduğundan, 100,00-TL.nin faizi de 5,00-TL olarak hesaplanmıştır. Bilirkişi raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli olup yapılan bu hesaplamalar hükme esas alınmış, taleple bağlılık kuralı uyarınca 100,00-TL. kira bedeli ve bu bedelin takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarı olan 5,00-TL olmak üzere toplam 105.00,00-TL.üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı, davalı da, cevap süresi geçtikten sonra verdiği 06.07.2017 tarihli dilekçesinde kötü niyet tazminatı talep etmiştir.

İcra inkar tazminatının dava dilekçesinde, kötü niyet tazminatının ise cevap dilekçesi içinde talep edilmesi gerekir. Davalı, cevap süresi geçtikten sonra verdiği dilekçede kötü niyet tazminatı talep etmiştir. Bu nedenle süresi içinde yapılmış bir kötü niyet tazminatı talebi yoktur. Kaldı ki, davanın reddedilen kısmı bakımından davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu da ispatlanmış değildir. Bu nedenle şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Kooperatifçe yeniden kesin hesap maliyet raporu alınması hususunda karar alındığını ve bu kararın genel kurula ibraz olunup kabul gördüğünü, faaliyet raporunun da onaylandığını, yapılan uygulamalarda gerek sözleşmeye gerekse hukuki düzenlemelerin hiç birine aykırı işlem yapılmadığının aşikar olduğunu, bilirkişi tarafından genel kurul tutanaklarının eksik ve hatalı incelenmesi sonucunda kesin hesap maliyeti raporu hususunda yanlış bir değerlendirilme yapıldığını ve yerel mahkemenin de bu yanlış doğrultusunda karar verdiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davalı …’in herhangi bir kira borcunun bulunmadığını, ilk derece mahkemesinin bilirkişi raporuna ve davaya cevaplarındaki itirazlarının tartışma konusu dahi etmeden karar verdiğini, itirazlarının değerlendirilmemesinin hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu beyan ederek, davacının davalı nezdinde herhangi bir hak ve alacağının bulunmaması nedeniyle davanın tüm talepleri bakımından reddine karar verilerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Davalı vekilinin istinaf istemi yönünden;
HMK’nın “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341. maddesinin (2) no’lu bendinde, miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş, 02.12.2016 tarihli …. Gazete’de yayımlanan 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 41. maddesi ile de, maddede yer alan “binbeşyüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmek suretiyle, söz konusu kesinlik sınırı üçbin Türk Lirasına çıkarılmış ve her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiştir.
Diğer taraftan, 6763 Sayılı Kanun’un 44. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ne eklenen Ek madde 1/2 gereğince, HMK’nin 341. maddesinde düzenlenen kesinlik sınırının uygulanmasında, hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı öngörülmüştür.
Buna göre, asliye ticaret mahkemeleri yönünden kesinlik sınırı, ilk derece mahkemesine ait karar tarihi 02.12.2016 tarihinden önce ise 1.500,00-TL, 02.12.2016 tarihi ve sonrasında ise, (2017 takvim yılı başına kadar) 3.000,00-TL, 01.01.2017-31.12.2017 arasında 3.110,00- TL, 01.01.2018’den itibaren 3.560,00-TL, 01.01.2019 tarihinden itibaren ise 4.400,00 TL, 01.01.2020 tarihinden itibaren 5.390,00-TL, 01.01.2021 tarihinden itibaren 5.880,00-TL olarak uygulanacaktır.
Somut davada, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın tarihi 28.06.2018’dir. Dava konusu edilen miktar; kira, kesin maliyet ve şerefiye bedeli için toplam 26.560,75 TL olup, mahkemece sadece kira ve faizi yönünden 105,00 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir. Görüldüğü üzere, davada kabul edilen ve davalı tarafça istinafa getirilen bu miktar HMK’nin 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle 3.560,00 -TL olan kesinlik sınırının altında kaldığından davalının istinaf yasa yoluna başvurma hakkı bulunmamaktadır.
HMK’nin 346/1. maddesi uyarınca istinaf dilekçesi kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir. Ayrıca 352. maddenin 1. fıkrasının (b) bendinde kararın kesin olması halinde fıkra uyarınca mahkemece gerekli kararın verileceği belirtilmiştir. Öte yandan 360. madde gereğince de bu bölümde aksine hüküm bulunmayan hâllerde, ilk derece mahkemesinde uygulanan yargılama usulü, Bölge Adliye Mahkemesi’nde de uygulanacaktır.
Bu nedenle davalı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin istinaf istemi yönünden;
Dava, kooperatif üyeliğine bağlı yükümlülüklerin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından; davacı kooperatifçe üyelerine tahsis ve teslim edilecek iki blok halinde taşınmazların yapımının devam ettiği, davalıya ait dairenin teslim edildiği anlaşılmıştır.
Davalı kooperatifin genel kurul ve yönetim kurulu kararlarında “Kesin Hesap” tanımlaması kullanılmış ise de kooperatifin inşaatlarının devam ettiği gözetildiğinde, ana sözleşmenin 61. maddesindeki kesin hesabın somut olayda sözkonusu olmadığı, yapılan hesabın tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğu açıktır.
Kooperatiflerde kural olarak farklı statüde ortaklık ihdası geçerli olmayıp, bu şekilde bir ortaklığın tesisi ancak genel kurul kararına bağlı bulunmaktadır. Mahkemece, davacının ortaklıklığının sabit ödemeli ortaklık mı, yoksa normal statüde ortaklık mı olduğu tartışılmamış olup; inşaat finansman gideri olduğu anlaşılan miktarlardan sorumluluğu da bu üyeliğinin niteliğine göre belirlenmelidir.
Davalının kooperatif ortağı olduğunda çekişme bulunmasa da davalının üyeliğinin niteliği dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Davacı kooperatif yönetim kurulunca davalı üyeye taahhütname verilmiş ve başkaca aidat alınmayacağı belirtilmiştir.
Bu durumda; davalının sorumluluğununun, üyeliğinin niteliğine ve dava konusu alacağın kesin maliyet bedeli olmamasına göre tespiti gerektiğinden Dairemizce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-a,6 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle; HMK m. 346 ve 352/1,b gereğince, davalı vekillinin İSTİNAF DİLEKÇESİNİN REDDİNE.
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; HMK m. 353/1,a.6 gereğince, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. sayılı dava dosyasında verdiği 28/06/2018 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
3-Peşin alınan istinaf karar harçlarının taraflara iadesine.
4-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
28/12/2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 05/01/2021