Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2252 E. 2022/265 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 28.06.2018
ESAS-KARAR NUMARASI :…
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; davalı üyenin kooperatife olan borçlarını ödememesi nedeniyle hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, davalının 13.07.2016 tarihli son ihtarname itibariyle geçmişe dönük olarak üyelik tarihinden itibaren konut kesin maliyet bakiye borcu 40.640,75 TL, kira borcu 15.050,00 TL, –şerefiye bedeli 3.445,00 TL olmak üzere toplam 52.245,75 TL borcu bulunduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; kooperatife borcu bulunmadığını, kooperatif yönetim kurulunun 05.09.2013 tarih ve 292 sayılı kararında müteahhit firmanın daire bitiş maliyetini 92.000 TL.’ye sabitlemesine rağmen kesin hesap maliyet borcunun 106.303 TL. olarak belirlendiğini, yine 27.04.2014 tarihli genel kurulda yönetim kurulu tarafından görevlendirilmiş olan 3 kişilik teknik heyet tarafından çıkarılan kesin maliyet 106.303 TL olup bu durumun oylanarak kabul edildiğini, kendisinin bu bedeli ödediğini, ayrıca bir kısım ödemeleri eşine ve kendisine ait banka hesaplarından kooperatifin banka hesabına ödediğini, kira borcu olarak talep edilen bedelin neye dayandığı ve nasıl hesaplandığının anlaşılamadığını, kendisinin bedelini ödediği dairede oturduğunu, talep edilen kira bedelinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, şerefiye bedelinin kesin maliyet hesabına dahil olduğunu, bu nedenle talep edilen şerefiye bedelinin mükerrer olduğunu, yönetim kurulu üyeleri hakkında yapılan suç duyurusu üzerine görevi kötüye kullanmak iddiasıyla kovuşturmaya başlandığını, Kayseri 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/105 Esas sayılı dosyasında alınan paralara ilişkin … de raporları bulunduğunu savunarak, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “…Davacı kooperatif, 21.02.2010 tarihli genel kurulunun 11. maddesinde 2010 yılında kooperatif ortakları adına evlerin kesin hesabı çıkarılacağından 2010 yılı içerisinde veya 2011 yılından itibaren ortaklar adına konut kredisi çekmek için yönetime yetki verilmesi görüşülmüş ve oy birliği ile kabul edilmiştir.
Davacı kooperatifin 31.07.2013 tarihli 290 sayılı yönetim kurulu kararında, 21.02.2010 günlü yapılan genel kurulun 11. maddesinde kesin hesap ve kredi işlerinin tamamlanması yetkisinin görüşülerek yönetime yetki verildiği, ana sözleşmenin 14-61-62-63. maddelerinin yeni şeklinin 04.07.2010 tarihli genel kurulda 4. maddede görüşerek kabul edildiği belirtilerek buna göre 61/d bendine göre kooperatif kontrol mühendisi …’a yetki verilmesi yönünde karar alındığı görülmektedir.
Yine davacı kooperatifin 05.09.2013 tarihli 292 sayılı yönetim kurulu kararında kesin hesabın 106.303 TL olarak çıkartıldığı, bunu ödemeyenler hakkında icra takibine girişilmesi için kooperatif avukatlarına yetki verilmesi kararı alınmıştır. Davalının çıkarılan bu kesin maliyet hesabını ödediği hususu ihtilafsız olup, söz konusu ödemenin yapıldığı bilirkişi heyeti tarafından da tespit edilmiştir.
Takibe ve davaya konu kesin maliyet alacağı ise, davacı kooperatif yönetim kurulunun 07.05.2016 tarihli 382 numaralı kararı ile oluşturulan teknik heyet tarafından 13.06.2016 tarihinde hazırlanan ve daire maliyetini 143.423,75 TL olarak belirleyen ikinci kesin maliyet hesabı raporuna dayanmaktadır. Davacı kooperatif tarafından çıkarılan bu ikinci kesin maliyet için alınmış bir genel kurul kararı bulunmamakta, dolayısıyla ikinci defa hazırlanan kesin maliyet hesabı bir genel kurul kararına dayanmamaktadır.
Oysa, kooperatif tarafından belirlenmiş ve geçerliliğini koruyan kesin maliyet borcunu ödeyerek, ferdileştirme sonrası dairesini alan davalı üyeden, belirlenen kesin maliyetin yanlış hesaplanan bir maliyet olduğu konusunda genel kurulda bir karar alınıp, yeniden ve esas sözleşmede belirtilen usulde yeni bir kesin maliyet hesaplanıp üyelere tebliğ ettirilip kesinleştirilmeden yeniden kesin hesap alacağı talep edilmesi mümkün değildir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ekte sundukları 29.06.2017 tarihli genel kurulda 07.05.2017 tarihli yönetim kurulu kararına istinaden, çıkarılan yeni kesin maliyet raporunun ibra edildiğini ileri sürmüştür. Öncelikle söz konusu 29.06.2017 tarihli genel kurul, takip ve dava tarihinden sonra yapılmış olduğundan takibe ve davaya esas alınamaz. Ayrıca söz konusu 29.06.2017 tarihli genel kurul kararında ilk kesin maliyet hesabının yanlış hesaplandığı ve ikinci kesin maliyet hesabının onayı konusunda alınmış bir karar da yoktur. Bu nedenlerle kesin maliyet borcu yönünden davalının itirazı haklı olup, kesin maliyet borcu ve bu borcun gecikme cezasına ilişkin itirazın iptali talebi yerinde görülmemiştir.
Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacı kooperatifin… üzere iki blok inşaatı mevcuttur. 27.04.2014 tarihli 2013 yılı genel kurulunun 14. maddesinde yapımı bitmiş olan .,… … için kira bedelleri tespit edilerek 86 … 795 … 1 … için inşaatı henüz bitmemiş olan bu … üyelerince kira bedellerinin ödenmesi kararlaştırılmış, kira bedelleri için ayrı bir kira tespit komisyonu kurulmuş, bu komisyon tarafında kira bedelleri tespit edilmiştir.
Takibe davaya ve davaya konu kira bedeline ilişkin bu talep, genel kurul kararına dayanmakta ve kesin maliyetten ayrı bir hesaplama ile belirlenmiş olduğundan davalıdan talep edilmesi yasal olup, alınan karar gereği davalının ödeyeceği kira bedeli, bitmemiş binanın yer aldığı 86 … 795 … 1 … kur’a çekmiş üyelere ödenecektir. Bilirkişi heyeti tarafından söz konusu kira bedeli 15.050,00 TL.olarak, bu bedelin ihtarname tarihi de dikkate alınarak faiz tutarı 626,0 TL olarak hesaplanmıştır. Bilirkişi raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli olup yapılan bu hesaplamalar hükme esas alınmıştır. Bu nedenle 15.050,00 TL. kira bedeli ve bu bedelin takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarı olan 626,00-TL olmak üzere toplam 15.676,00 TL. üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiştir….Takip talebinde davacı taraf, davalı kooperatif üyesinden tek kalem olarak talep ettiği toplam alacağın ne kadarının kesin maliyet alacağı, ne kadarının kira alacağı, ne kadarının gecikme cezası alacağı olduğunu belirtmeyip dava dilekçesinde açıklamış olup, davanın kabulüne karar verilen kısım yönünden likit bir alacak söz konusu değildir. Bu nedenle şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davanın reddedilen kısmı bakımından davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamamış, bu nedenle şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 15.050,00 TL asıl alacak, 626,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.676,00 TL üzerinden iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı vekilinin icra inkâr tazminatı, davalı vekilinin kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, bilirkişinin eksik ve yanlış değerlendirme yaptığını, dava konusu taleplerini oluşturan 07.05.2016 tarihli 143.423,75 TL’lik yönetim kurul kararına istinaden çıkartılan kesin hesap maliyet raporunun usulüne uygun ve yerel mahkemenin belirttiği şartlara uygun olarak çıktığını, mahkemece 07.05.2016 tarihli yönetim kurulunda alınan kararı istinaden çıkarılan kesin hesap maliyet raporunun kabul edilmesi için genel kurul kararı alınması gerektiğini belirttildiğini, müvekkili kooperatifin 30.04.2016 tarihli genel kurulunda faaliyet raporunun onaylandığını, 29.06.2017 tarihli genel kurulda da 07.05.2016 tarihli yönetim kurulu kararına istinaden çıkartılan kesin maliyet raporunun ibra edildiğini ve oy çokluğuyla kabul edildiğini, yani mahkemenin gerekçeli kararda belirttiği hususların yerine getirildiğini, bilirkişi raporunda esas sözleşmenin 61-63 maddelerine atıfta bulunulmuş ise de, alınan kararlar ve uygulamalarda sözleşmeye ve hukuki düzenlemelere aykırılık bulunmadığını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere göre, İlk Derece Mahkemesi kararının sonucu itibariyle usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-Dava, kooperatif ortaklığından kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından; davalının 09.04.2010 tarihinde davacı kooperatife üye olarak kaydedildiği, 05.09.2013 tarihli yönetim kurulu kararı ile 21.02.2010 tarihli genel kurulca verilen yetkiye dayalı olarak kesin hesabın 106.303,00 TL. olarak çıkarıldığı belirtilerek bu tutarın ödenmesinin istendiği, daha sonra yönetim kurulunun 07.05.2016 tarihli kararı ile esas sözleşmenin değişen maddelerine göre kesin maliyet komisyonu kurulduğu, bu komisyonca yapılan belirlemeye göre davalı aleyhine icra takibi yapıldığı, dosyada tapu kaydı bulunmamakla birlikte davalıya tahsis edilen dairenin tapusunun kendisine devredilmiş olduğunun dava dilekçesinde açıklandığı, kooperatifin inşaatı biten 797 … 1 parseldeki dairelerin bir kısım ortaklara teslim edildiği ve tapularının devredildiği ancak 795 … 1 … bulunan B blokun yapımının devam ettiği anlaşılmıştır.
Ticaret Sicili Memurluğu kayıtlarından; davacı kooperatifin ana sözleşmesinin 14, 61, 62 ve 63. maddelerinin değiştirildiği, bu değişikliğin 04.07.2010 tarihli genel kurulda kabul edildiği, buna göre ana sözleşmenin “Konut Maliyet Bedelleri” başlıklı 61. maddesinin;
“Geçici Ortalama Konut Maliyetlerinin Hesaplanması: Arsa bedeli ile yapı masrafları ve yol, su, elektrik gibi müşterek tesis masrafları bahçe ve spor alanı gibi genel hizmet tesis bedelleri genel giderler ve yönetim masraflarından kurası çekilecek konut başına düşen pay geçici ortalama konut maliyetini verir. Son etap inşaatın bitirilmesini müteakiben, bedel tespit tarihindeki kayıtlı ortakların ödediği paraların (B) fıkrasında belirtildiği şekilde tespit tarihine endekslenmiş miktarları ile kullanılan krediler ve diğer maliyetlerin hesap tespit tarihine endekslenmiş miktarları toplamından, kooperatif tarafından kredi geri ödemesi yapılmış ise bunun endekslenmiş miktarı tenzil edildikten sonra kalan miktara; tespit tarihindeki borç veya alacak durumuna göre belirlenen miktarın ila-ve veya tenzil edilmesiyle bulunacak genel toplamın tüm ortak adedine bölünmesi suretiyle geçici ortalama konut maliyeti hesaplanır.
(B)- Endeksleme: İnşaat maliyetlerindeki artışın ifadesi olan …. tespit ve ilan ettiği müteahhitlik karne kat sayısı, endekslenecek tutarlara aylık bazda (yıllık artış sayısı 12 aya bölünerek) uygulanmak suretiyle endeksleme yapılır. Bedel tespitinin yapıldığı yılın geçmiş her ayı için bir evvelki yılın aylık değerleri esas alınır. Bu endeksleme sadece konut bedelinin tespiti için yapılır.
(C)- Kıymet takdiri (Şerefiye): Yönetim Kurulu kararı ile oluşturulacak en az üç kişilik teknik heyet tarafından her konut için konutların yeri, yapı durumu vs. özelliklerine göre ortalama değerden düşük ve yüksek değerler toplamı birbirine eşit olmak üzere kıymet takdiri yapılır. Teknik heyet kararı bir rapora bağlanarak tanzim tarihi ve imzaların doğruluğu bakımından noterce onaylandıktan sonra Yönetim Kurulunca taahhütlü mektup veya elden imza karşılığı ortaklara tebliğ edilir. Ortaklar tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde bu kıymetlere noter aracılığı ile itiraz edilebilir. On beş gün geçmesi ile itiraz hakkı kesin olarak düşer. İtiraz edildiği takdirde teknik heyet ile Yönetim Kurulunun kendi üyeleri arasından birer, itirazda bulunan ortaklar arasından itiraz süresinin bitiminden sonra en geç on beş gün içerisinde seçilecek bir kişi ile üç kişilik yeni bir heyet oluşturulur, itiraz eden ortakların temsilcisi bu süre içerisinde seçilmezse veya seçilen temsilci ismi yazılı olarak Kooperatif Yönetim Kuruluna bildirilmez ise itirazlar hiç yapılmamış sayılır. Yeni heyet tarafından kuruluşundan itibaren en geç on beş gün içine karar alınmak suretiyle tekrar kıymet takdiri yapılır, ittifak temin edilmezse kıymet takdiri en geç on beş gün içinde ekseriyetle yapılır. Bu şekilde bulunan değerlere itiraz edilemez ve kıymet takdiri kesinleşmiş olur. İtiraz ortakların kooperatife olan yükümlülüklerini yerine getirmesini geciktiremez.
(D)- Konutun kesin maliyet bedeli: (A), (B) fıkralarına göre hesaplanan tutara kesinleşen şerefiye bedeli eklenir veya bu bedelden indirilir. Böylece her konutun tespit tarihindeki değerlerle kesin maliyet bedeli oluşur. Her ortak kendisine düşen konutu kesin maliyet bedeli üzerinden kabulü mecburdur.
(E)- Konutların Erken Teslimi: Tüm konutların yapımı tamamlanmadan önce kura neticesinde kendisine konut tahsis edilmiş ve tamamlanmış olan ortağın kat mülkiyeti tapusunu alarak ortaklıktan ayrılmak istemesi halinde, tamamlanmış veya tahsis edilmiş konutların kesin maliyet bedeli belirlenerek tapusu verilebilir.
Söz konusu konutlar için kesin maliyet bedeli, yukarıdaki fıkralarda belirlenen esaslara uyulması ve (C) fıkrasında yer alan kıymet takdirinin tüm konutlar için hazırlanmış proje esas alınarak belirlenmesi suretiyle hesaplanır.
Bu şekilde konutunu teslim almak isteyen ortaklardan, ileride çıkabilecek ve tüm ortaklara yansıtılması gereken müşterek giderler ile erken konut teslimi ile sağlanan faydanın karşılığı olarak konutun teslim tarihindeki kesin maliyet bedelinin %10’u ayrıca alınır.” şeklinde değiştirildiği anlaşılmıştır.
Davalı ortakla ilgili ödeme tablosundan, davalıdan 15.08.2014 tarihinden- muhtemelen tapusu devredildikten- sonra aidat alınmadığı anlaşılmıştır. Bir kooperatif ortağının bağımsız bölümüne ait tapu kaydının adına tescil edilebilmesi için, ortağın taşınmazına yönelik olarak kooperatife karşı tüm edimlerini yerine getirmiş olması gerekmektedir. Davacı kooperatifçe bu ilkeye uygun olarak, tapu kayıtları devredilecek üyelere bağımsız bölümlerinin adlarına tescili öncesinde, o tarih itibariyle borçlarının belirlenmesi, bu borçların ödenmesi üzerine tapu kayıtlarının devredilmesi, devam eden inşaatlarla ilgili finansman giderleri de gözetilerek tapusu devredilen ve devredilmeyen tüm ortaklardan ana sözleşmenin 21. maddesine göre belirlenen ödemelerin aidat adı altında genel kurul kararı ile talep edilmesi gerekirken, ana sözleşmenin değişik 61. maddesindeki kesin maliyet hesabının tüm inşaatların tamamlanmasından sonra yapılabileceği hükmüne aykırı olarak, kesin maliyetin tüm inşaatlar tamamlanmadan tespit edilmesinin mümkün olmadığı da gözardı edilerek, ana sözleşmenin 61, 62 ve 63. maddelerindeki usullerle komisyon kurularak “Kesin Maliyet Bedelleri”nin tespitine çalışılması, inşaatlar devam ettiğinden devam eden inşaatlarla ilgili giderler sebebiyle yeniden “Kesin Maliyet Bedelleri”nin hesaplatılması, bu tutarların genel kurul kararı olmaksızın ortaklardan talep edilmesi hatalı olmuştur. Somut olayda ana sözleşmenin 61. maddesinin E bendindeki durum da söz konusu değildir.
İlk derece Mahkemesince, davalının ortaklığının türü ile ilgili bir uyuşmazlık bulunmadığı da gözetilerek, ana sözleşmenin 23. maddesinin 6. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmenin genel kurulun devredemeyeceği görev ve yetkilerinden olduğu, 07.05.2016 tarihli yönetim kurulu kararı ile oluşturulan Konut Kesin Maliyet Komisyonunca belirlenen tutarın, inşaatların tamamlanmaması nedeniyle ana sözleşmenin 61. maddesine uygun olmadığı, kesin maliyet bedeli istenmesi ile ilgili genel kurul kararı bulunsa dahi ana sözleşmeye uygun olmayacağından iptalinin mümkün olacağı, bu tutarla ilgili miktar ve ödeme şartlarını belirleyen bir genel kurul kararı olmadığı, bir sonraki genel kurulda yönetim kurulu faaliyet raporunun onaylanmasının genel kurul kararı bulunduğu şeklinde yorumlanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle aynı sonuca ulaşılması doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, re’sen, İlk derece Mahkemesinin kararının gerekçesi düzeltilerek, yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
I-Yukarıda (I) nolu bente açıklanan nedenlerle, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.06.2018 tarih ve 2017/698 E., 2018/578 K. sayılı kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-Davanın kısmen KABULÜNE, Kayseri 3. İcra Dairesi’nin 2017/1405 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte davalının 15.050,00 TL asıl alacak, 626,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.676,00 TL alacak miktarına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı, davalı vekilinin kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine,
3-Alınması gereken 1.070,82 TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 625,08 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan bakiye 445,74 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına.
4-Davacı tarafça yapılan 31,40 TL başvurma harcı ile 625,08 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
5-Davacı tarafça yapılan 83,50 TL tebligat gideri ve 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 883,50 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 229,25 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde ilgili taraflarına iadesine,
8-Davacı lehine AAÜT uyarınca 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı lehine AAÜT uyarınca 4.372,67-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,”
III-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL. istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL.’nin düşümü ile kalan 44,80 TL.’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
IV-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
16.02.2022 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 107.090,00 TL. kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 17.02.2022