Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2249 E. 2022/90 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 01.03.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : ….
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkiline Ankara 11. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyası ile İİK’nun 89. maddesi uyarınca 1, 2 ve 3. haciz ihbarnameleri gönderildiğini, ihbarnamelere süresi içinde itiraz edilmesine rağmen müvekkilinin dosya borçlusu yapılmak istendiğini, icra dosyasındaki takip borçlusunun müvekkilinin eşi olduğunu, haciz ihbarnamelerinin iptali için Ankara 5. İcra Mahkemesi’nin 2016/474 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davanın halen derdest olduğunu, bu nedenle işbu dava açmak zarureti doğduğunu ileri sürerek müvekkilinin davalı takip alacaklısına borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, zira ihbarnamelerin iptali için icra mahkemesinde dava açıldığını, davacının hesabına takip borçlusu şirketten para aktarıldığını, davacının takip borçlusu şirket müdürünün eşi olduğunu, takip borçlusu şirketin müvekkiline borcu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Söz konusu dava, İİK’nun 89. maddesi uyarınca maktu harca tabi ise de, davacı tarafından yanılgıya düşülerek 90.003,99-TL dava değeri gösterilerek nispi harç ödenmek sureti ile açılmıştır.
Ankara 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 21.09.2017 karara çıkan Ankara Bölge Adliyesi Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nca 26.12.2017 tarihinde istinaf bavurusu reddedilmek sureti ile kesinleşen, 2016/474 Esas, 2017/904 Karar sayılı ilamının incelenmesinden, Ankara 11. İcra Müdürlüğü’nün 2016/3464 sayılı dosyasında üçüncü kişi şikayetçi (mevcut davada davacı ) …’a gönderilen birinci haciz ihbarnamesine süresi içerisinde itiraz edildiği belirlenerek, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK’nun 89. maddesi uyarınca, davacının (üçüncü kişinin) daha önce haciz ihbarnamelerine itiraz etmemesi halinde çıkarılan üçüncü haciz ihbarnamesi üzerine 15 gün içerisinde menfi tespit davası açması, aksi halde borcun zimmetinde sayılması düzenlemesi uyarınca, davacının daha önceki ihbarnamelere usulünce itiraz olunduğu yönünde dava derdest iken sonucunu kestiremeyeceği için 27.05.2016 tarihinde mevcut davayı açmakta hukuki yararı vardır. Ancak icra tetkik mercii kararı ile ilk haciz ihbarına yönelik itirazın süresinde yapıldığı anlaşılmakla, İİK’nun 89. maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasının konusu kalmamıştır.
Davanın açılış tarihi itibari ile davacı haklı olmakla, yararına vekalet ücreti ve yargılama ücretine de hükmolunmak sureti ile Konusu kalmayan davanın Esası Hakkında Karar Verilmesine Yer Olmadığına…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Mahkemenin davanın açıldığı tarihte tarafların haklılık durumunu tespit edebilecek konumda olduğunu, delillerin toplanıp bu durumun tespiti ve vekalet ücreti ve yargılama giderlerine bu durumda karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın haksız olduğunu, bu nedenle davacı yararına hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden kararın kaldırılması gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, davacı aleyhine davalı takip alacaklısı tarafından girişilen takip nedeniyle İİK’nun 89. maddesi uyarınca davacının borçlu olup olmadığı ve ayrıca davacı yararına hükmedilen vekalet ücreti ve masraf bedelinin yerinde olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 89/3. maddesi uyarınca borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İİK’nın 89/3. maddesinin, üçüncü cümlesi, “..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlıkta, davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takip borçlusuna davacının borçlu olduğu gerekçesiyle çıkarılan haciz ihbarnamelerinin iptali için İcra Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldığı ancak dava henüz sonuçlanmadığı için davacının yedinde sayılan borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istenmektedir.
01.10.2011 tarihinden sonra açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, HMK’nin 2. m. uyarınca asliye hukuk mahkemesidir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s.476)
HMK’nin 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile 353/1,a,3 maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak kararın kaldırılması nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususu somut olayda olduğu gibi, açıkça istinaf istemine konu edilmese dahi istinaf mahkemesince re’sen gözetilmelidir.
Bu durumda ilk derece mahkemesince, İİK’nin 89/3. maddesine dayalı olarak açılan davada, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek HMK’nin 114/1,c ve 115/2. maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı noksanlığı nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu nedenle HMK’nin 353/(1)-a.3 uyarınca esası incelemeden kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın kaldırılma nedenine göre, davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığı değerlendirilmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,a.3 gereğince, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/487 E., 2018/133 K. sayılı dava dosyasında verdiği 01.03.2018 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
Kararın kaldırılma nedenine göre, davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına.
2-Peşin alınan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde iadesine.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
26.01.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 28.01.2022

….