Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2248 E. 2022/920 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2018/2248
KARAR NO : 2022/920

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/06/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2014/521E., 2018/460K.
DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ :

Asıl davada davacı asıl, birleşen davada davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Asıl davada davacı vekili, 03/10/2006 ile 23/06/2016 tarihleri arasında davalı kooperatifin yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığını, kooperatif yönetim kurulunun üç kişiden oluştuğunu, … ve … in yönetim kurulunun toplantı nisabı oluşmadan genel kurulun toplanması için yönetim kurulu kararı aldıklarını ileri sürerek, 21/05/2012 tarihli yönetim kurulu kararına istinaden yapılan 03/06/2012 tarihli genel kurulu ve müteakip 2013 – 2014 senesinde yapılan genel kurullar ile bunlar arasında yapılan tüm işlemlerin yok olduğunun tespiti ile eski (meşru) yönetim ve denetim kurullarının görevlerine devam etmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili; dava konusu istemlerin tamamı mutlak butlana malul olmadığından, butlanın tespiti davasına değil bir iptal davasına konu oluşturabilecek nitelikte olduğunu, iptal davasının süresinde açılmadığını, benzer mahiyetteki 23/06/2012 günlü genel kurul kararlarının iptali isteminin de reddedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili; müvekkili davalı kooperatif üyesi olmasına rağmen 23.06.2012 tarihinde yapılan genel kurulda oy kullanmasını engellemek gayesiyle davet edilmediğini, müvekkilinin 23 Haziran 2012 tarihli genel kurul’a katılmasının diğer yönetim kurulu üyeleri … ve … tarafından kasten engellendiğini, yeni yönetimin bu toplantıda 10’a karşı 9 oy ile yani 1 oy farkla seçimi kazandığını, aynı genel kurul hakkında aynı gerekçe ile Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/521 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını ve dosyanın derdest olduğunu belirterek iş bu davanın öncelikle Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/521 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, bu taleplerinin reddedilmesi halinde ilgili genel kurul kararının seçime ilişkin 12. maddesinin batıllığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili; davanın süresinde açılmadığını, davacının genel kurulda yapılan oylamada red oyu vermemesi, muhalefet şerhini yazdırmaması halinde HMK’nın 114/2. madde hükmü yollamasıyla 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. ve ana sözleşmenin 38. madde hükmünde aranan dava şartlarının gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “… asıl ve birleşen davanın davacılarının davalı kooperatifin ortağı olduğu, genel kurulu toplantıya çağırmaya ilişkin 21/05/2012 gün ve 67 sayılı kararın üç kişilik yönetim kurulundan iki kişinin iştirakiyle toplanıp alındığı, genel kurulun çağrılmasına ilişkin yönetim kurulu kararının batıl olduğu biran için kabul edilse dahi ortakların tamamına çağrı yapıldığı, kayıtlı 22 ortaktan birinin asıl davanın davacısı olmak üzere 19 ortağın çağrıya icabet ederek genel kurul’a katıldığı, ortakların büyük çoğunluğunun çağrıyı benimseyip genel kurula katılmakla genel kurul toplantısı yapılmasını benimsediklerinin kabulü gerektiği kaldı ki ana sözleşmede ve Kooperatifler Kanunu’nun 43. maddesinde yönetim kurulunun toplantıya çağıracağı yazılı olmakla birlikte, genel kurul’un toplantıya çağrılması için yönetim kurulunun karar alma zorunluluğu olduğuna ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, birleşen davanın davacısını kooperatif kayıtlarında yer alan adresine usulüne uygun tebligat yapıldığı, asıl ve birleşen davaya konu genel kurul toplantısında alınan kararların gerekli nisapla alındığı bu nedenle asıl ve birleşen davada mutlak butlan koşullarının oluşmadığı, asıl davadaki davacının genel kurul toplantısına katıldığı halde alınan kararlara muhalif kalma nedenini tutanağa yazdırmadığı ve davanın da KK’nın 53. maddedinde öngörülen 1 aylık süre içersinde açılmadığı anlaşılmakla 23/06/2012 günü yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların iptalini isteme şartları oluşmadığından asıl ve birleşen davanın usulden reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl davada davacı istinaf dilekçesinde özetle: Kararın kendi içinde çelişkili olduğunu, mahkemenin kısa kararında davanın usulden reddine karar verildiği halde, gerekçeli kararda esasa girilmek suretiyle çelişki oluşturulduğunu, davalı kooperatifin belge ve evrakları mahkemeden gizlediğini, kooperatifteki üye sayısının yerel mahkemenin kabul ettiği gibi 22 kişi olmayıp 25 kişi olduğunu, …, … ve …’in de kooperatif üyesi olduğunu, bu kişilerin hazirun listesine dahil edilmediğini beyan ederek yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasını talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Kararın çelişkili olduğunu, mahkemenin kabul ve gerekçesinde her ne kadar “davanın usulden reddine” denilmiş ise de, delillerin toplanması, bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle davanın esasına girildiğini, üye sayısının 25 kişi olduğunu, davalı kooperatif yetkililerinin kasıtlı bir tutumlar müvekkili ve kendisine oy vermeyeceğini düşündükleri için …’ı üye listesinde göstermediklerini, davalı tarafın ibraz ettiği tebligat listesine göre müvekkili …’nın doğru adresine tebligat yapılmadığını, yönetim kurulu toplanamıyorsa genel kurulu toplantıya davet etme görevinin denetim kuruluna düştüğünü, … ve …’ın yetkisi olmadığı halde seçimi kazanmak için hile yaptıklarını, başkan …’ın davetine uymayan diğer yönetim kurulu üyelerinin … ve …’ın kendisine oy vermeyeceğini düşündükleri davacı müvekkili …’yı hazirun listesine almadıkları gibi davacıya usulsüz tebligat yaptıklarını, bu tutumlarının kötüniyet olduğu gibi nisabı etkileyen çağrı usulsüzlüğü ile alınan kararların yok hükmünde olduğunu, yerel mahkemece müvekkiline yapılan tebligatın usule uygun olup olmadığı araştırılmadan davanın reddine karar verilmesinin yasaya aykırı tutumla davalının kötüniyetinin korunduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne dair karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Asıl ve birleşen dava, kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; asıl davada davacının ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/521E., 2018/460K. sayılı dava dosyasında verdiği 07/06/2018 tarihli kararına yönelik asıl davada davacının ve birleşen davada davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-a)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar harcının asıl davada davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
b)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 71,80-TL’nin mahsubuyla kalan 8,9‬0-TL’nin birleşen davada davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
c) Davalı … Kooperatifi tarafından yatırıldığı anlaşılan 35,90-TL maktu istinaf karar harcının, davalı … Kooperatifinin istinaf talebi bulunmadığı anlaşıldığından yatırana iadesine.
3-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
01/06/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 24/06/2022
Başkan … Üye … Üye … Katip …