Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2238 E. 2022/869 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
.
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/05/2018
ESAS-KARAR NUMARASI :…

Taraf vekillerince; yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 01.07.2014 tarihinde 2 adet hizmet sözleşmesi imzalandığını, ilk sözleşmenin dermatoloji alanına, ikincisinin ise fizyoterapi alanına ilişkin olduğu, müvekkilinin sözleşmeler uyarınca edimlerini yerine getirip, buna ilişkin düzenlenen faturaları davalı tarafça itiraza uğramadan kabul edildiğini ancak bazı fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün 2016/3775 sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki 01.07.2014 tarihli iki adet hizmet sözleşmesi imzalandığını, ancak davalının dermatoloji sözleşmesindeki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkili hastaneye Dermatoloji doktoru temin etmediğini, bu nedenle davacıya ihtarname keşide edildiğini, davacı tarafından da müvekkiline ihtarname keşide edildiğini, davacının yarı zamanlı doktor temin edeceğine ilişkin talebinin müvekkili tarafından kabul edilmediğini, bir doktorun aynı zamanda iki ayrı hastanede çalışması nedeniyle istenilen verimin alınamadığını ve hastalardan şikayetler geldiğini, bunun üzerine 03.09.2015 tarihli ihtarname ile dermatoloji alanına ilişkin imzalanan sözleşmenin feshedildiğini, davacının 05.07.2015-16.10.2015 tarihleri arasında dermatoloji doktoru temin etmediğini, 81 günlük bu süreye ilişkin olarak davacının 293.820,00 TL tutarındaki cezai şart bedelini ödemediğini, dava konusu edilen faturalarda cezai şart bedelinin tenkisi ile davacının halen müvekkiline 65.455,00 TL borcu olduğunu savunarak davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “Davanın her iki tarafı tacir olduğu için ticari defterlerinin incelenmesi sureti ile 19/12/2017 tarihli rapor alınmıştır. Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, davacıya ait tüm faturaların davacıya ait ticari defterlerinde davalıya mal ve hizmet sunumu olarak kayıtlı olduğu, ayrıca davacıya ait mal ve hizmet satımına ilişkin (Bs) beyannamesinde tüm faturaların yer aldığı gibi, ayrı faturaların davalı tarafından bağlı olduğu vergi dairesine davacıdan mal ve hizmet alımına ilişkin (Ba) beyannamelerinde beyan edildiği gibi davalıya ait ticari defterlerde tüm faturaların kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Davalı her ne kadar sözleşmeye konu hizmetlerin sözleşme hükümlerine uygun biçimde sunulmadığını ileri sürmüş ise de; davacı tarafından düzenlenen ve davalıya teslim edilen faturaların davalının ticari defterlerine işlenmiş olması, bu faturalar itiraz edilerek davacı tarafa iade edilmediği gibi, iade faturaları da düzenlenip davacıya gönderilmediği için davacının her üç icra takibinin ve itirazın iptali davalarının dayanağı olan faturalar kapsamındaki sağlık hizmetini davalı tarafa sözleşme hükümlerine uygun biçimde eksiksiz yerine getirdiği, faturalar nedeni ile davacının davalıdan alacaklı olduğu kabul edilmiştir.
Her üç icra takibinde faturalar için ayrıca gecikme faizi de talep edilmiş ise de , davacı alacağı kesin vadeyi içermediği gibi, para alacağı için ihtarname düzenlemek sureti ile temerrüt te oluşturulmadığı için takip öncesi döneme ilişkin faiz talebinin yerinde olmadığı, bu nedenle işlemiş faize yönelik davalı itirazının iptali isteminin reddi gerektiği kabul edilmiştir.
Davacının kanıtlanan asıl alacakları sözleşme hükümlerine uygun şekilde hesaplanması mümkün olduğu için davacı alacağının likit nitelikte olduğu, davalının asıl alacaklara yönelik itirazları üzerine davacının alacağına ulaşması geciktirildiği için inkar tazminatının davalıdan tahsili gerektiği kabul edilip, davaların kısmen kabulüne” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Mahkemenin işlemiş faiz taleplerini dikkate almadığını, davalının ihtara gerek kalmadan temerrüde düştüğünü, faiz taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini belirterek, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Mahkemenin sadece fatura tutarlarını dikkate aldığını, hizmetin verilip verilmediğini ve davalcının fatura düzenlemekte haklı olup olmadığının incelenmediğini, davacının kendi borcunu ifa etmeden alacak talep etmeye hakkı olmadığını, mahkemece rapora itirazların dikkate alınmadığını, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
UYUŞMAZLIK :
Uyuşmazlık; taraflar arasında akdedilen 01.07.2014 tarihli sağlık hizmetlerinin yerine getirilmesine ilişkin sözleşmeler uyarınca davacı yüklenicinin verdiğini iddia ettiği hizmetler nedeniyle giriştiği takiplerde haklı olup olmadığı ve alacaklı olduğu miktarlar hususlarında toplanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava ve birleşen davalar, taraflar arasında akdedilen 01.07.2014 tarihli iki adet hizmet alım sözleşmesi nedeniyle davacı yüklenicinin verdiği hizmet bedelinin tahsili için giriştiği takipler nedeniyle davalının itirazının iptali istemlerine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına ve özellikle dava ve takip konusu faturaların tacir olan davalının defterlerinde kayıtlı olmasına göre; taraf vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/268E., 2018/426K. sayılı dava dosyasında verdiği 21/05/2018 tarihli kararına yönelik asıl davada davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun ve birleşen davada davalı vekilinin asıl ve birleşen davalara yönelik İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince;
-Asıl ve birleşen davalar yönünden alınması gereken 80,70 er TL ( toplam 242,10 TL) istinaf harcından peşin alınan 107,70 TL’nın mahsubu ile bakiye 134,40 TL’nın asıl ve birleşen davada davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
-Asıl dava yönünden alınması gereken 10.150,25 TL istinaf harcından peşin alınan 4.640,03 TL’nın mahsubu ile bakiye 5.510,22 TL’nın asıl davada davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
-Birleşen 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/698 Esas sayılı dosyası yönünden alınması gereken 5.449,39 TL’dan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.423,49 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
-Birleşen 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/966 Esas sayılı dava dosyası yönünden alınması gereken 2.281,35 TL istinaf harcının davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davalı ve davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
26/05/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, birleşen davalar yönünden HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere; asıl dava yönünden HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 26/05/2022
….