Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2227 E. 2021/1616 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 24.04.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : …
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan “…” sözleşmesi gereğince davacı tarafından verilen hizmet karşılığı düzenlenen bakiye fatura bedelinin ödenmediğini, davacının davalıya 15.12.2016 tarihi itibariyle borcunun 36.280,44-TL olduğunun bildirildiğini, davalının ihtarnameden sonra 10.000,00-TL ödediğini, ancak 26.280,44 TL’yi ödemediğini, bakiye alacaklarının tahsili için davalı aleyhine Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsilini talep etmiş, davacı vekili 24.04.2018 tarihli celsede icra takibine konu asıl alacak üzerinden itirazın iptalini talep ettiğini bildirmiştir.
Davalı vekili, davalının bütün ödemeleri yaptığını ve davacıya borcu olmadığını, taraflar arasındaki ihtilafın, sözleşme gereği KDV iadelerinde % 2 olan YMMM onay komisyonunun % 3,50-TL olarak alınmasından kaynaklandığını, sözleşmeye göre hareket edilmesi durumunda davacının alacaklı olmadığının anlaşılacağını savunarak davanın reddine ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi’nce “…İddia, savunma ,toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında “…” sözleşmesi imzalandığı ve davacı tarafça sözleşme gereğince üstlenilen edimin yerine getirildiği hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı, davalının 26.12.2016 tarihli cevabı ihtarı ile 15.12.2016 tarihinde 36.280,44-TL borçlu olduğunu kabul ederek aynı gün 10.000,00-TL ödediği, bakiyesinin ödendiğinin davalı tarafından ispat olunamadığı, davalı KDV iadelerinde alınan komisyon oranının % 2 olması gerekirken davacı tarafından daha yüksek bir oranının uygulandığını savunmuşsa da; davalı taraf söz konusu cevabı ihtarında davacı tarafından uygulanan oran üzerinde ödeme yapmayı kabul ettiğini bildirdiği gibi sözleşmede de %2 olacağına dair bir düzenleme bulunmadığı, alacağın likit bulunduğu, davacının davadaki talebinin sadece asıl alacak üzerinden itirazın iptali istemine ilişkin olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, davadan sonra yargılama sırasında yapılan ödemelerin infazda dikkate alınmasına ve % 20 icra inkar tazminatının tahsiline…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Yerel mahkemenin eksik inceleme yaparak hatalı şekilde karar kurduğunu, dosyada bulunan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı olduğunu, ihtilaf konusu alacağın ödenmiş olup mahkemenin hüküm kurarken müvekkili şirketin yapmış olduğu ödemeleri dikkate almadığı gibi tüm alacak üzerinden takibin devamı ile %20 inkar tazminatı ve vekalet ücretine hükmettiğini, bu alacakların usulsüz olduğunu, yerel mahkemenin dava konusuz kaldığı için veya ödenen miktarlar düşüldükten sonra yapılacak hesap üzerine kararını oluşturması gerektiğini, kaldı ki müvekkilinin toplamda 25.000,00-TL ödeme yapmış iken karşı tarafın bu ödemeleri mahkeme ve icra dairesine ya eksik ya da hiç bildirmeyerek mahkemeyi aldattığını, müvekkilinin davacı şirkete hiçbir borcu olmadığını, davacı ile müvekkili arasında ihtilaf olan miktarın taraflar arasında yapılan anlaşma gereği KDV iadelerinde %2 olan YMMM onay komisyonunun %3,5 olarak alınmasından kaynaklandığını, anlaşmaya göre hareket edilmesi halinde davacının müvekkilinden hiçbir alacağının olmadığının görüleceğini, ancak yerel mahkemenin bu hususu hiç dikkate almadan karar oluşturduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına; …göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin….sayılı dava dosyasında verdiği 24.04.2018 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 1.797,14-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 484,90-TL harcın düşümü ile kalan 1.312,24-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
03.11.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 04.11.2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …