Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : … …
ÜYE …… …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 04.10.2017
ESAS-KARAR NUMARASI :….
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili şirketi ile davadışı sigortalısı arasında “… Poliçesi” imzalandığını, davadışı sigortalısı tarafından müvekkile şirkette su borusunun patlaması nedeni ile işyerinde hasar meydana geldiğinin bildirildiğini, ekspertiz raporu alınmasından sonra müvekkilinin zarar bedelini sigortalısına ödediğini, ödenen bedelin hasardan sorumlu olan davalı taraftan tahsili için işbu davanın açılması zaruretinin doğduğunu ileri sürerek 6.885,29-TL’nin ödeme tarihi olan 29.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ……..A.Ş. vekili, müvekkili şirketin zararın meydana geldiği bağımsız bölümün ne maliki ne kiraya vereni ne kiracısı ne de bu yerin yöneticisi de olmadığını, bu nedenlerle davanın müvekkili yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili, davanın müvekkili yönünden husumet nedeniyle reddi gerektiğini, zararla doğrudan ya da dolaylı olarak müvekkilinin hiçbir ilgisi bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu olayın özel mülkiyete konu iç imalat ve inşaatları davadışı sigortalı tarafından yaptırılan bölümde meydana geldiğini, sigortalının işyerini kaba inşaat seviyesinde satın alıp, tüm iç imalat ve inşaatları kendisinin yaptırdığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Davacı vekili, dava dışı …. hem sigortalı hem sigorta ettiren sıfatına haiz olduğunu, 29.4.2014 pazar günü hafta sonu temizliği yapan kişi tarafından saat 8.30’da iş yerinin tavanında bulunan su borusunun patlaması sonrası toplantı odası ve ortak çalışma odasını su bastığı, toplantı odası tavanında yer alan ve soğutma ısıtma görevini gören fancoillere soğutma suyunu ileten flex hortumunun delindiği ve akan tazyikli su sonucu asma tavan panelinin kırıldığı toplantı odası zemin koltuk,masa ve duvarın ıslandığını laminant kaplamaların ve süpürgeliklerin kabardığını, teminat kapsamında olan hasarların ödendiği ileri sürülerek rücuen tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davada husumetin Yönetime yöneltildiği, toplu yapı yönetim planının sunulduğu görülmüştür. Dava ortak alandan kaynaklanan hasar bedelinin rücuen tazmini talebine ilişkin olup 634 sayılı yasa kapsamında kaldığından ve HMK 4. maddesi uyarınca Sulh hukuk Mahkemelerinin görevine girdiğinden, bunun resen gözetilmesi gerektiği göz önüne alınarak mahkemenin görevsizliğine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Davanın, davalı şirketin TBK’nın 219. maddesi gereği ayıptan sorumluğuna dayandırıldığını, zararın ortak alandan kaynaklandığı yönündeki değerlendirmenin doğru olmadığını, TTK’nın 1472/1. maddesi uyarınca halefiyet ilkesi gereği zarardan davalının sorumlu olduğunu, davaya bakma görevinin ticaret mahkemelerine ait olduğunu, zira hasarın soğutum sisteminden kaynaklandığını, görevsizlik kararının hatalı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, davacı … şirketi tarafından davadışı sigortalısına dahili su hasarı nedeniyle işyerinde meydana gelen zarardan kaynaklanan poliçe kapsamında ödenen bedelin davalılardan rücuen tahsili talebinin yerinde olup olmadığı ve ayrıca davaya bakma görevinin ticaret mahkemesine ait olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, boru patlaması sonucu sigortalı taşınmazda meydana gelen hasar bedelinin rücuen tahsili talebine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dava dosyasında verdiği 04.10.2017 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 35,90-TL harcın düşümü ile kalan 23,40-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
20.10.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 20.10.2021
Başkan … Üye … Üye … Katip …