Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2119 E. 2021/1936 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE :…… …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27.12.2017
ESAS-KARAR NUMARASI….
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalı kooperatifin müvekkili hakkında sahte yönetim kurulu kararı ile sahte evraklarla dava açtığını, davanın derdest olduğunu, oysa müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, davalı kooperatifin müvekkiline eksik imal edilmiş taşınmaz teslim ettiğini, oysa müvekkilinin eksik işler bedelini hem davalıya hem de davadışı yükleniciye iki kez ödediğini, ödenen bedelin tahsili için işbu davanın açılması zarureti doğduğunu ileri sürerek 7.000,00-TL’nin 31.12.1999 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, TBK’nın 72. mddesi uyarınca davanın zamanaşımına uğradığını, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen dava da alınan bilirkişi raporunda davacının müvekkiline borçlu olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle ayrıca derdestlik itirazında bulunduklarını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Dosyaya sunulan tapu kayıt senedine göre dava konusu taşınmazın 14.03.2003 tarihinde devredildiği ve yine davacı tarafça dosyaya sunulan özel yapım sözleşmesinde de taşınmazın 31.12.1999 tarihinde bitirilip teslim edileceğine dair hüküm bulunduğu görülmüştür.
Her ne kadar davacı vekili 07.04.2017 havale tarihli dilekçesi ile davasını tamamen ıslah etmiş olsada bu ıslah dilekçesi sonrası HMK madde 180 gereğince bir hafta içinde usule uygun dava dilekçesinin verilmemiş olması nedeni ile mahkememizce ıslah yapılmamış sayılmıştır.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin…..nolu ve 19.09.2012 tarihli kararında belirtildiği üzere; Somut olayda taraflar arasındaki hukuki ilişki kooperatif üyelik ilişkisi olduğundan, ayıbın açık veya gizli olup olmadığına bakılmaksızın zamanaşımı konutun davacıya teslimi tarihinden itibaren başlayacağından, uygulanması gereken 5 yıllık zamanaşımının başladığı tarihin saptanması uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu bulunmaktadır, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin…… nolu ve 19.11.2012 tarihli kararında da belirtildiği üzere; Mahkemece, davacının, davalının bildirdiği borçların zamanaşımına uğradığını da iddia ettiği gözönünde bulundurularak, borcun BK’nın 126/4. maddesindeki 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde istenilip istenilmediği hususunda herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmaması doğru olmamıştır şeklinde zamanaşımı süresi ve başlama tarihinin mahkemece belirlenmesi gerektiğinin tespit edildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; Her ne kadar davacı eksik işler nedeni ile davacı tarafça yapılan masrafların ödenmesini talep etmiş ise de, davacı vekili tarafından taşınmazın eksiklikleri ile beraber 2010 yılında fiilen teslim edildiğinin beyan edilmiş olması, davalı vekilininde taşınmazın daha ileri bir tarihte teslim edilmediğini söylemesi, dosyadaki tapu kaydına görede taşınmazın 2003 yılında davacıya devredilmiş olması ve yukarıda belirtilen Yargıtay ilamları hep birlikte dikkate alınarak, taşınmazın 2010 yılında fiilen teslim edildiği kabul edilerek, dava açıldığı tarih itibari ile BK madde 126/4 de düzenlenen 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla davanın zamanaşımı nedeni ile reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın kabulü gerekirken reddinin doğru olmadığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, davalı kooperatif üyesi olan davacının davalı kooperatife yaptığını iddia ettiği fazla ödeme nedeniyle alacaklı olup olmadığı ve davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılıp açılmadığı hususlarında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davalı kooperatif üyesi olan davacının davalı kooperatife yaptığını iddia ettiği fazla ödemenin tahsili istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı dava dosyasında verdiği 27.12.2017 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 35,90-TL harcın düşümü ile kalan 23,40-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
15.12.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 15.12.2021

.