Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2118 E. 2021/1929 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I


İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22.06.2018
ESAS-KARAR NUMARASI …..
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu, ancak kooperatife olan borçlarını ödememesi üzerine takibe geçildiğini, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, davalının borcunun genel kurul kararlarına dayalı olarak hesaplandığını ileri sürerek haksız itirazın iptali ile %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacı kooperatife 2010 yılında üye olduğunu ancak daha sonra davacının üyelerden yüksek bedeller talep etmeye başladığını ve kesin maliyet bedeli olarak belirlenen 106.303,00-TL’yi ödediğini, inşaatının bir bloğunun bitirildiğini ve bazı üyelerin o blokta oturmaya başladığını, diğer bloğun ise süresinde bitirilmediğini, davacı kooperatifin bitirilen bloktaki üyelerden ek bedeller talep ettiğini, yöneticiler hakkında ceza davasının halen derdest olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Takibe davaya ve davaya konu kira bedeline ilişkin bu talep, genel kurul kararına dayanmakta ve kesin maliyetten ayrı bir hesaplama ile belirlenmiş olduğundan davalıdan talep edilmesi yasal olup, alınan karar gereği davalının ödeyeceği kira bedeli, bitmemiş binanın yer aldığı… çekmiş üyelere ödenecektir. Bilirkişi heyeti tarafından söz konusu kira bedeli 15.050,00-TL olarak, bu bedelin ihtarname tarihi de dikkate alınarak faiz tutarı 623,00-TL olarak hesaplanmıştır. Bilirkişi raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli olup yapılan bu hesaplamalar hükme esas alınmıştır. Bu nedenle 15.050,00-TL kira bedeli ve bu bedelin takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarı olan 623,00-TL olmak üzere toplam 15.673,00-TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına,
Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talep etmiştir. İİK 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67. maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir.
Yargıtay HGK.nun …. sayılı kararında; “Genel bir kavram olarak ‘likid (liqiude) alacak” “tutarı belli (muayyen), bilinebilir, hesaplanabilir alacaktır”. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez” denilmiştir. Takip talebinde davacı taraf, davalı kooperatif üyesinden tek kalem olarak talep ettiği toplam alacağın ne kadarının kesin maliyet alacağı, ne kadarının kira alacağı, ne kadarının gecikme cezası alacağı olduğunu belirtmemiş olup, davanın kabulüne karar verilen kısım yönünden likit bir alacak söz konusu değildir. Bu nedenle şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine, icra inkar tazminatı talebinin reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Mahkemenin 106.303,00-TL kesin maliyet hesabına göre karar verdiğini, oysa kesin maliyet hesabının 143.423,75-TL olduğunu, mahkemenin eksik bedele göre hükmettiğini, ikinci kesin hesap maliyet tablosuna göre belirleme yapılması ve kararın kaldırılması gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, davacı kooperatif tarafından üyesi olan davalı hakkında kooperatif alacağının tahsili için girişilen takip nedeniyle davacı kooperatifin alacaklı olup olmadığının ve miktarına ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davacı kooperatifin kesin maliyetten bakiye borç, kira ve gecikme cezasından kaynaklanan alacağının davalıdan tahsili için başlattığı ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından; davacı kooperatifçe üyelerine tahsis ve teslim edilecek iki blok halinde taşınmazların yapımının devam ettiği, davalıya…. nolu bölümün teslim edildiği anlaşılmıştır.
Davalı kooperatifin genel kurul ve yönetim kurulu kararlarında “Kesin Hesap” tanımlaması kullanılmış ise de kooperatifin inşaatlarının devam ettiği gözetildiğinde, ana sözleşmenin 61. maddesindeki kesin hesabın somut olayda sözkonusu olmadığı, yapılan hesabın tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğu açıktır.
Kooperatiflerde kural olarak farklı statüde ortaklık ihdası geçerli olmayıp, bu şekilde bir ortaklığın tesisi ancak genel kurul kararına bağlı bulunmaktadır. Mahkemece, davacının ortaklıklığının sabit ödemeli ortaklık mı, yoksa normal statüde ortaklık mı olduğu tartışılmamış olup; inşaat finansman gideri olduğu anlaşılan miktarlardan sorumluluğu da bu üyeliğinin niteliğine göre belirlenmelidir.
Davalının kooperatif ortağı olduğunda çekişme bulunmasa da davalının üyeliğinin niteliği dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Dosyaya sunulan üye giriş formundan davalının davacı kooperatif yönetim kurulunun 30.07.2010 tarih 63 nolu kararı ile üyeliğinin kabul edildiği görülmüştür.
Bu durumda; davalının sorumluluğununun, üyeliğinin niteliğine ve dava konusu alacağın kesin maliyet bedeli olmamasına göre tespiti gerektiğinden Dairemizce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-a,6 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,a.6 gereğince, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı dava dosyasında verdiği 22.06.2018 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
2-Peşin alınan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde iadesine.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
15.12.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 15.12.2021