Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2067 E. 2021/1653 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE …. … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19.06.2018
ESAS-KARAR NUMARASI ….
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davanın tarafları arasında düzenlenen sözleşmenin 2/8. maddesi gereğince davacının davalı şirkete ait fabrika sahasındaki ambalaj atıkları ve diğer atıklar haricindeki çöpleri toplaması karşılığı düzenlenen 12.172,64-TL tutarlı fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 31.12.2015 tarih, 021645 sıra sayılı faturada gösterilen 12.172,64-TL bedelin işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirketin atık toplama işini usule uygun olarak yerine getirmediğini, davacı şirketin 12.172,64-TL tutarlı fatura düzenlediğini, faturaya itiraz edildiğini, bunun üzerine icra takibi başlatıldığını ve haksız icra takibine itirazda bulunduklarını, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine göre müvekkilinin borçlu değil 10.234,36-TL alacaklı olduğunu, bu durumun defter incelemesi neticesinde ortaya çıkacağını, davacı tarafın herhangi bir alacağı olduğu kanaatine varılması halinde bu alacağın takas mahsubunu talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Dosya kapsamındaki bilgi ve beyanlara göre davacı, davalı tarafça sözleşme gereğince kesilen 22.407,00-TL tutarlı faturayı, dosya içerisinde bulunan … …. Başkanlığı’nın 03.11.2011 tarihli yazısında belirtildiği üzere Danıştay 14. Daire Başkanlığı’nın 05.11.2013 tarih ve…. nolu kararı gereğince, ambalaj atıklarının kontrolü yönetmeliğinin 5. maddesinin 1 fıkrasının (d) bendi ile 23. maddesinin 3,4,5 ve 6. fıkralarında yer alan “bedelsiz şartı aranmaksızın” ibaresinin oy çokluğu ile iptaline karar verilmiş olması karşısında, davalıya ait ambalaj atıklarının bedelsiz olarak verilmesi gerektiği, esasen uygulamanında bu şekilde sürdürüldüğü ifade edilmiş ise de mülkiyet hakkının Anayasa ile güvence altına alınmış bir hak olması, Anayasa gereği bu hakkın ancak kamu yararı amacıyla ve kanunla sınırlanabileceğinin hüküm altına alınması karşısında ekonomik bir değeri bulunan ve mülkiyet hakkı kapsamına giren davalıya ait atıkların yönetmelik hükmü ile “bedelsiz olarak” verilmesi yönünde hüküm getirilmesi, mülkiyet hakkının özüne doğrudan bir müdahale içerdiğinden, Anayasa gereği bu müdahalenin ancak kanunla düzenlenebileceği de yönetmeliğin kanuna aykırı şekilde bedelsiz olarak atıkların belediye tarafından hazırlanan yönetim planı doğrultusunda belediyenin sistemine verilmesi veya davacı tarafça iddia edildiği üzere kendilerine verilmesinin yasal bir dayanağı bulunmadığından ve 22.407,00-TL tutarlı fatura içeriği atığın alındığı davacının da kabulünde bulunduğundan bedelinin talep edilip edilemeyeceği taraflar arasında tartışmalı olan 22.407,00-TL tutarlı tartışmalı fatura tutarından tartışmasız davacının 12.178,64-TL faturası düşüldüğünde davacının alacaklı değil davalıya borçlu bulunduğu anlaşılmakla davanın REDDİNE…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
İşbu davaya konu olan ve müvekkili tarafından düzenlenerek davalıya iletilen 12.172,64-TL bedelli faturaya hiçbir yolla itiraz edilmediğini, bu konuda dosyada herhangi bir delil de olmadığını, faturanın davalı şirket defterlerine kaydedildiğini, haklı bir neden yok iken ödenmemesi üzerine taraflarınca icra takibine girişildiğini, davalı tarafça haksız kesilmiş olan 22.407,00-TL bedelli karşı faturaya taraflarınca ihtarname ile itiraz edildiğini, müvekkilinin ticari defterlerine kaydedilmediğini, sözleşme gereğince fatura konusunun “hurda satımına ilişkin” olması gerekirken “hizmet bedeli” olarak taraflar arasında imzalanmış sözleşmeye aykırı düzenlendiğini, bu sebeple başka bir davaya konu edilmesi gereken işbu haksız karşı faturaya itibar edilerek davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda da “22.12.2015 tarih ve…. nolu faturanın tarafları arasındaki sözleşmenin 3.2. maddesine istinaden hizmet bedeli adı altında düzenlenemeyeceği kanaatindeyim…” şeklinde beyan olduğunu, mahkemenin hatalı vermiş olduğu kararın gerekçesinin de hatalı tayin edildiğini, yönetmelikte bedelsiz olarak verilmesi yönünde bir hüküm bulunmadığını, bedelsiz ibaresinin Danıştay kararıyla getirildiğini, atık alımı bedelsiz yapıldığı için 22.407,00-TL tutarlı faturayı kabul etmenin mümkün olmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince de davalı tarafın ambalaj atıklarını toplama ayırma tesisi olan müvekkili firmaya verdiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, ambalaj atıkları konusundaki sözleşme uyarınca düzenlenen fatura bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Takas ve mahsup talebinin mutlaka karşı dava şeklinde ileri sürülmesi zorunlu olmayıp, savunma olarak ta ileri sürülmesi mümkündür. İlke olarak, takas def’i de diğer def’iler gibi cevap dilekçesinde süresinde ileri sürülmelidir. 10 günlük cevap süresinde ileri sürülmediği takdirde savunmanın genişletilmesi yasağı ile karşılaşabilir. Ancak, süresinde yapılmayan takas def’ine, HMK’nın açıkça muvafakat öngören 141/2. maddesinin yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden önce savunmanın genişletilmesine muvafakat edilmediği bildirilerek hemen karşı konulmadığı takdirde zımni olarak savunmanın genişletilmesine rıza gösterilmiş sayılır. Takas ve mahsup birbirinden farklı kavramlardır. Mahsupta, birbirinden ayrı ve bağımsız iki alacak mevcut olmayıp, alacak miktarından belli olgular dolayısıyla indirme talebi bulunmaktadır. Alacaktan indirilecek olan meblağ bir karşı alacak değildir. Mahsup, alacağın gerçek miktarını belirlemek üzere yapılan bir işlemdir. Mahsup itirazının karşı dava olarak ileri sürülmesine gerek olmadığı gibi, ayrı bir davada istenmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır. Takasta ise, birbirinden bütünüyle ayrı ve bağımsız, karşılıklı iki alacak (borç) vardır. Ayrıca takas edilecek alacakların muaccel, dava edilebilir olması ve takas hakkının kanunla veya tarafların yapmış olduğu sözleşmeyle ortadan kaldırılmamış olması gerekir. Bu alacak sahiplerinden her biri takas ileri sürebileceği gibi, bu yola gitmeksizin alacaklarını ayrıca dava konusu edebilirler. Takas savunmasında bulunan taraf hem kendi, hem de karşı tarafın alacağını ortadan kaldırmayı istediğinden, her iki alacak üzerinde de etkin olur. Bu niteliği ile takas bir inşai haktır. Mahsup ise bir inşai hak ya da def’i olmayıp, bir itirazdır. (YHGK’nın 24.05.1950 gün ve 74 E, 31 K sayılı ilamı bu yöndedir.) Örnek vermek gerekir ise, bir alacak davasında, davalı kendisinin de bir başka ilişkiden dolayı alacaklı olduğunu savunuyorsa bu bir takas savunmasıdır. Buna karşın, haksız mal edinme iddiasına dayalı bir geri alma davasında, davalı indirimi gerekli bir kısım giderleri olduğunu, ya da TBK’nın 227/2. ve 475/2. maddelerinde olduğu gibi, bir indirim yapılması gereğini savunursa, yapılması gereken iş mahsuptur. (Yargıtay 23. HD. 04.11.2014 T., 2014/3963 E., 2014/6950 K.)
Somut olayda, davalı vekilinin cevap dilekçesinde bu yöndeki beyanının, anılan ilkeler gözetilerek; diğer yandan kısmen iptaline karar verildiği belirtilen ….. Kontrolü Yönetmeliğinin taraflar arasındaki hukuki ilişkiye etkisi ve bu ilişkiye istinaden düzenlenen faturalar ile açık hesabın bir bütün halinde değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla HMK m. 353/1,a.6 gereğince esası incelenmeden kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı dava dosyasında verdiği 19.06.2018 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
2-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde iadesine.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
10.11.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 12.11.2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …