Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/2049 E. 2021/2068 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye … Mahkemesi
TARİHİ : 17.04.2018
ESAS-KARAR NUMARAS……
Taraf vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin 23.03.2016 tarihinde konutundaki tüpün patlaması sonucu ağır şekilde yaralandığını,……olay yeri inceleme raporunda olayın piknik tüpünden sızarak biriken gazın patlaması sonucu meydana geldiğinin tespit edildiğini, müvekkilinin bu nedenle vücudunda ileri derecede yanık meydana geldiğini, uzun süre hastanede tedavi gördüğünü, patlayan tüpün davalı sigorta şirketi sigortalısı … … A.Ş. tarafından üretilen … markalı olduğunu, … sorumluluk sigorta poliçesi nedeni ile davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00-TL’nin olay tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, davacı vekili, daha sonra davasını 222.574,92-TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, … Poliçesi nedeni ile müvekkili şirketin sorumluluğunun azami 303.000,00-TL olduğunu, olayda davacının kusurunun araştırılması gerektiğini, eğer tüpün kaçak olarak doldurulduğu tespit edilirse müvekkilinin hiçbir sorumluluğunun bulunmayacağını ayrıca davacının maluliyet oranının belirlenmesininde gerekli olduğunu, geçici iş göremezlik zararının poliçe kapsamı dışında kaldığını, faiz talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Dava dilekçesi, olay yeri tespit tutanağı ve inceleme raporu, olay yeri krokisi, soruşturma aşamasında alınan ifadeler, itfaiye yangın raporu, sigorta poliçesi, maluliyet raporu, makine mühendisi ve aktüer raporu, SGK yazısı ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; 23.03.2016 tarihinde davacıya ait … adresinde bulunan konuttaki piknik tüpünün patlaması sonucunda çıkan yangın nedeniyle davacı …’nun yaralandığı, olaya sebebiyet veren piknik tüpünün … markası ile ……. tarafından üretilmiş olup davalı … ….. tarafından … sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğu, poliçenin kaza tarihini kapsadığı tespit edilmiştir.
Davacının maluliyeti yönünden A…..alınan rapor hükme esas alınmış, bu rapora göre olay nedeniyle davacının çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %39,2 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin ise 6 ay olduğu kabul edilmiştir.
Mahkememizce alınan kusur ve aktüer bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli, gerekçeli ve hüküm vermeye elverişli olduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır. Buna göre; 23.03.2016 günü saat 15.15 sıralarında davacıya ait konutta bulunan piknik tüpünün patlaması sonucunda akabinde çıkan yangında davacı …’nun ağır şekilde yaralandığı, patlamaya neden olan tüpün davalı ……. tarafından 06.01.2016-06.01.2017 tarihleri arasında … poliçesi ile sigortalı olduğu, patlamaya neden olan … markası ile … …. tarafından üretilmiş tüpün alındığı bayinin; patlamanın piknik tüpündeki gaz sızıntısından meydana gelmesi nedeniyle %100 oranında kusurlu olduğu, davacı ve eşine patlama olayıyla ilgili olarak atfedilebilecek kusurun bulunmadığı, ev hanımı olan davacının 23.03.2016 tarihinde geçirdiği olay nedeniyle asgari ücret üzerinden yapılan hesaplama sonucunda geçici ve kalıcı iş göremezlik zararının 222.574,92-TL olduğu, olaydaki kusur durumuna göre davacının hesap edilen tazminatın tamamını talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı kaçak dolum yapıldığı iddiasında bulunmuş ise de, bu iddiasını ispatlayamamış ve dosya kapsamında da bu yönde bir bilgi-belge bulunmadığı anlaşılmıştır.
Aktüerya bilirkişisi tarafından belirlenen miktarın sigorta limiti dahilinde olduğu, SGK İl Müdürlüğü tarafından ve davalı sigorta şirketi tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı, dava tarihinden önce davalı şirketine başvuru bulunmadığı ve davalı sigorta şirketinin temerrüde düşmediği anlaşılmakla faize dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiği, taraflar arasında ticari bir ilişki olmayıp olaya sebebiyet veren tüpün de özel amaçla kullanıldığı dikkate alındığında yasal faiz talep edilebileceği anlaşıldığından talep artırım dilekçesi de dikkate alınarak davacının maddi tazminat davasının kabulü ile; 222.574,92-TL tazminatın (1.000,00-TL’si için dava tarihinden, kalan kısmı için ıslah tarihi olan 05.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek) yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Mahkemenin faiz başlangıç tarihini ıslah edilen miktar tarihinden itibaren başlattığını, oysa Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin kararlarına göre tüm alacağa dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Mahkemece verilen kararın patlayan tüpün dolumunun yetkili bayi tarafından yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılmaması, tüpün kusurlu bulunan bayiden satın alındığının seri numaraları ve fatura gibi kesin ispat vasıtaları ile ispatlanamamış olmasından dolayı eksik incelemeye dayandığını, ispat yüküne ilişkin yapılan açıklamalar ışığında, öncelikle zaten davacının ispatla mükellef olduğunu, aksi düşünüldüğünde ise ispat yükünün ters çevrilerek kusur konusunda yine davacının kusuruyla patlamaya sebep olup olmadığını ispat etmesi gerektiğini, huzurdaki davaya konu kazada davacı yan zarar görenin 3. kişi konumunda olduğunu, dolayısıyla da onun kusurunun pek tabi ki tazminat hesabında dikkate alınacağını, yani eğer gerçekten kaçak gaz dolumu yapmışsa ya da zararın meydana gelmesine veya artmasına sebep olacak başkaca herhangi bir kusurlu davranışta bulunursa tazminat talep hakkı olmayacağını veya talep edebileceği tazminat miktarının azalacağını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, davacının konutunda meydana gelen patlamadan dolayı yaralanması nedeniyle patlayan tüpün üretici olan … … A.Ş. İle davalı sigorta şirketi arasında imzalanan … Sorumluluk Poliçesi nedeniyle davalı sigorta şirketinin sorumlu olup olmadığı, sorumluluk miktarı ve faizin başlangıç tarihi hususlarında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, tüp patlaması sonucu yaralanma nedeniyle, … Sorumluluk Sigortacısına yönelik açılan maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’nın 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değişik 341/(1) maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle HMK’na eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında karar tarihi itibariyle 3.560,00-TL’dir.
HMK’nın 341/(4). maddesi hükmüne göre alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, asıl istemin kabul edilmeyen bölümü, anılan kesinlik sınırını geçmeyen davacı tarafın, istinaf hakkı bulunmamakta ise de, aynı Kanun’un 348/(1). maddesi uyarınca, davalı tarafça, kesinlik sınırı üzerinde kalan miktara yönelik istinaf yoluna başvurulması halinde, davacı tarafın, katılma yolu ile istinaf hakkı saklıdır.
Somut olayda, 222.574,92-TL’nin tahsili istenmiş olup, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği halde davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulduğu anlaşılmış olup, istinaf başvurusu katılma yolu ile de yapılmamıştır.
Alacak davalarında istinaf (kesinlik) sınırı belirlenirken, yalnız alacağın aslı (asıl talep) nazara alınır: faiz, icra tazminatı (İİK m. 67, m. 69, m. 72) ve (ihtarname, delil tespiti ve yargılama giderleri gibi) giderler hesaba katılmaz. (Prof. Dr. Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medenî Usul Hukuku, Ağustos 2016 S: 672)
Kesin olan kararlara yönelik istinaf istemleri yönünden HMK’nın 346/(1) maddesi uyarınca mahkemece bir karar verilebileceği gibi, aynı Kanun’un 352. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi’nce de karar verilebileceğinden, HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-b. maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin İSTİNAF DİLEKÇESİNİN REDDİNE.
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle: Ankara 3. Asliye … Mahkemesi’nin …… sayılı dava dosyasında verdiği 17.04.2018 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
3-Davacıdan alınan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde iadesine; Alınması gereken 15.204,09-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 3.801,02-TL harcın düşümü ile kalan 11.403,07-TL harcın ise davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
4-Davacı ve davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
5-HMK m. 359/3 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
28.12.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde davalı yönünden TEMYİZ YOLU AÇIK, davacı yönünden ise KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 28.12.2021

….