Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1994 E. 2022/516 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2018/1994
KARAR NO : 2022/516

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/06/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2013/616E., 2018/461K.
ASIL DAVADA DAVACI :Müflis … İflas İdaresi (… 2017/3)
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
BİRLEŞEN ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2013/650E-2014/72K
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Asıl davada davacı vekili; davalı tarafından 2011 yılında masaüstü bilgisayar satın alınması için düzenlenen ihaleyi müvekkilinin kazandığını, ihale sonrası taraflar arasında 30/03/2011 tarihinde 18.500 adet masaüstü bilgisayar, işletim sistemi ve Q dizilimli 18.500 adet klavye satın alınması için sözleşme imzalandığını, tarafların karşılıklı edimlerini ifa ettiklerini, sözleşmeye konu masaüstü bilgisayar ve klavyeler için teslimden itibaren 3 yıl süresince üretici fırmanın yerinde bakım-onarım desteğinin mevcut olduğunu nitekim davalı bankanın teslimden sonra her tür bakım-onarım hizmet desteğini ilgili HP firmasından talep ettiğini, davalı bankanın 5 yıl garanti talep ettiğini, müvekkilinin dava dışı üretici fırmadan 5 yıllık garanti talep ettiğini ancak istenen fiyat müvekkilince uygun bulunmadığından 4. ve 5. yıllar içinde gerçekleşecek her tür bakım-onarım desteğinin müvekkili tarafından bizzat taahhüt edildiğini, taahhüdün davalı tarafından kabul edildiğini, davalı bankanın müvekkilinin bu taahhüdünü bir teminat mektubuna bağlamayı şart koştuğunu, sözleşmenin 13. Maddesine göre 698.930 USD tutarında teminat mektubunun davalıya teslim edildiğini, sözleşmenin 3. maddesi gereğince müvekkilinin davalı bankaya ürünler için verdiği fiyatların 2 yıl süresince geçerli olacağı ve davalı bankanın bu fiyatlar üzerinden sözleşmede belirtilen ürün adetleri üzerinden %20 oranında arttırım isteyebileceği ve bu arttırım talebinin 8 hafta içinde müvekkili tarafından ifası gerektiğini ve nitekim davalı bankaca 26/10/2011 tarihli yazısı ile %10 arttırım istendiğini, müvekkilinin söz konusu artırım talebini 8 haftalık teslim süresi ve devamı sözleşmeye uygun 2 aylık gecikme süresi içinde ifa edemediğini, davalının 25.01.2012 tarihi itibarıyla sözleşmeyi fesh ettiğini, 698.930 USD bedelli teminat mektubunun nakde çevrildiğini, bu hususun sözleşmeye uygun olmadığını, zira teminat mektubunun 4. ve 5. Yıllar garantisine yönelik olduğu, bu sürenin henüz başlamadığını belirterek 698.930 USD’nin tazmin tarihi 03/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek kamu bankalarının 1 yıl vadeli USD mevduata fiilen uyguladığı faiz oranından az olmamak üzere faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili; talep edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, teminat mektubu sözleşmesinin davacı ile dava dışı banka arasında olduğunu husumetin … Bankası’na yönlendirilmesi gerektiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmede yer alan arttırım hakkı kapsamında sipariş edilen 1.850 adet masaüstü bilgisayarın davacı firma tarafından süresi içinde teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, davacının sözleşme hükümlerine göre 5 yıllık garanti yükümlülüğünü kabul ettiğini, üretici HP firmasının sözleşmede taraf olmadığını, ilk 3 yıl ve son 2 yıl garanti kapsamı şeklinde sözleşme hükmünün mevcut olmadığını, davacının 5 yıllık garanti süresinin tamamı üzerinden sorumluluğunu hiçbir itirazı ve kaydı olmaksızın kabul ettiğini, sözleşmenin feshedilmiş olması sebebiyle 3 yıllık üretici garantörlüğü sonrasında 4. ve 5. yıllar için bakım hizmetinin müvekkili bankaca yeniden ihaleye çıkılarak karşılanması gerekeceğini, sözleşme feshedildiğinden dolayı tüm yükümlülüklerin muaccel hale geldiğini, sözleşme ve idari şartnamede kesin teminatın gelir kaydedileceğine ilişkin cezai hükümlerin düzenlendiğini, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili bankanın hem kredi hem de diğer sözleşmelerden kaynaklanan alacağının mevcut olduğunu ve takas hakkına sahip olduğunu ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Birleşen Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/650 E. sayılı dava dosyasında davacı banka vekili; davalının 23/12/2011 son teslim tarihinde sipariş edilen %20 ek artırım hakkı gereği istenen malzemeleri teslim etmemesi nedeniyle sözleşmenin Ankara 14. noterliğinin 25/01/2012 tarihli ihtarnamesi ile feshedildiğini, sözleşmenin 10. maddesi uyarınca 218.803,20 USD gecikme cezası ile söz konusu alımın ihale ile ikinci defa yapılması nedeniyle meydana gelen 296.000 USD tutarındaki fiyat farkının ihtara rağmen ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile toplam 514.823,20 USD’nin doğduğu tarihten itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/A maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davaya konu sözleşmeden dolayı müvekkilinin davacıya verdiği teminatların tümünün tahsil edildiğini, nakde çevrilen 420.000 USD bedelli teminat mektubundan elde edilen tutar ile işbu davaya konu zararların dahi giderildiğini, gecikme cezası isteminin yersiz olduğunu, 2 ihale arasında oluşan farktan dolayı istenen parasal değerin de sübjektif olduğunu, ikinci fırma ile yapılan ihalenin şeffaf olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…bilirkişi kurulu asıl ve ek raporuna göre taraflar arasında 30/03/2011 tarihli satım sözleşmesi akdedildiği, sözleşme gereğince temini kararlaştırılan 18.500 adet bilgisayar, ekleri ve işletim sisteminin öngörülen sürede teslim edildiği, sözleşmenin 3. maddesi uyarınca alıcı banka tarafından ek olarak 1.850 adet bilgisayar sipariş edildiği, sipariş tarihinden itibaren 8 hafta içinde teslim edilmesi gerektiği, bu durumda teslim tarihinin 23/12/2011 olduğu, birleşen dava dilekçesi ekinde sunulan Banka İhale Komisyonu’nun 16/03/2012 tarihli kararında ek siparişe konu 1.850 adet bilgisayarın teslimi için 45 gün cezasız ek süre verildiği, ek siparişe konu emtianın teslim tarihinin 06/02/2012 tarihine ertelendiği, alıcı bankanın sözleşmeyi 25/01/2012 tarihinde feshettiği, fesih ihbarının 28/01/2012 tarihi itibariyle ulaştığının kabulü gerektiği, teslim için tanınan ek süre sona ermeden yapılan feshin haksız olduğu, ancak satıcının da feshi kabul edip feshin haksızlığını ileri sürmediği, sözleşmenin feshi akabinde 420.000,00USD tutarlı ve davaya konu 698.930,00USD tutarlı teminat mektuplarının nakde çevrilerek gelir kaydedildiği, sözleşmenin 12. maddesi gereğince sözleşme konusu işin teminatının 420.000,00USD olup, 13. madde ve sözleşme eki idari şartnamenin 8.4 maddesine göre ise satıcı, sözleşme konusu bilgisayarların üretici firmasından garanti hizmetleri için taahhütname temin edemediğinden, yerine garanti kapsamındaki işler için 698.930,00USD tutarında ek teminatın verildiği, verilen ek teminatın garanti edimi için sunulduğu, fesih ihtarında garanti hizmetinin yerine getirilmediği iddiasının yer almadığı, buna göre bankanın nakde çevirip gelir kaydedeceği teminatın asli edim için sunulan 420.000,00USD tutarlı teminat olup, garanti hizmetleri için sunulan 698.930,00USD tutarlı teminata el konulmasının yukarıda anılan maddeler kapsamında uygun bulunmadığı, tazmin olunan teminat bedelinin iadesi gerektiği, ek siparişin teslimi için öngörülen vade sona ermeden sözleşmenin 25/01/2012 tarihinde feshedildiğinden 6. madde gereği teslimde gecikme olduğundan bahisle gecikme cezası talebinin yerinde olmadığı, sözleşmenin 10. maddesinde ikinci ihale sebebiyle meydana gelebilecek fiyat farkının teminatı aşan kısmının ödetilmesinin öngörüldüğü gözetildiğinde uğranılan zarar 148.000,00USD tespit edilmiş olmakla teminat tutarını (420.000,00USD) aşmadığından söz konusu zararın talep edilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl davada davalı/ birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Dava dilekçesindeki hususları tekrar ederek, yerel mahkemenin asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi yönündeki kararının usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, asıl davanın zamanaşımına uğramış alacak için açıldığını, usule ilişkin itirazların hiç dikkate alınmadığını, asıl davanın davacısı tarafından hiç ileri sürülmeyen sebeplerin karara gerekçe yapıldığını, iddia ve savunmalar ile bağlılık ilkesinin çiğnediğini, asıl davanın davacısı tarafından teminat mektubunun vakitsiz nakde çevrildiği iddiası ile bir alacak davası açılamayacağını, taraflar arasında niza bulunmayan hususlarda dahi asıl davanın davacısı tarafından yerine geçilerek ihtilafın şekillendirildiğini ve oluşturulan varsayıma göre karar verildiğini, kararda asıl davanın davacısı tarafından, gerçekleştirilen sözleşmeye aykırılık kabul edilmiş olmasına rağmen bu fiili gerçekliğin yasal düzenlemelere uygun sonuçlara bağlanamadığını, kendi içinde hukuksal ve mantıksal bütünlük oluşturmayan bir karar verildiğini, husumet yokluğu nedeni ile asıl davanın reddedilmesi, birleşen davanın kabul edilmesi gerektiğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Asıl dava, satım sözleşmesi gereği garanti süresi için verilen teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrilmesi nedeniyle alacak; birleşen dava ise satım sözleşmesinin haklı nedenle feshi nedeniyle cezai şart, gecikme tazminatı ve menfi zararın tahsili istemine ilişkindir. Asıl davada davacı/birleşen davada davalı şirket yargılama sırasında 02.03.2017 tarihinde iflas etmiş, buna uygun olarak taraf teşkili sağlanmıştır.
1-HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına ve özellikle asıl davada davalı banka tarafından somut uyuşmazlık dışında bankacılık işlemleri nedeniyle takas/mahsuba esas olacak herhangi bir alacağa yönelik delil sunulmamasına, asıl davada davacı talepleri için zamanaşımı süresinin 10 yıl olmasına ve bu sürenin dolmamış olmasına göre asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 356/1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
2-İlk derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporlarında ve gerekçeli kararda asıl davada davalı/birleşen davada davacı tarafın bazı itirazlarının cevaplandırılmamış olduğu görülerek HMK’nın 356. maddesi uyarınca duruşma açılması ile bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişilerce sunulan 09/02/2022 tarihli ek raporda özet olarak; asıl dava davacı tarafından davalıya 420.000,00 USD ve 698.930,00 USD tutarlı olmak üzere iki ayrı teminat
mektubu sunulduğu, sözleşmenin 12. maddesine göre, 420.000,00 USD tutarlı teminatın satım sözleşmesinin asli edimi için sunulduğu, asıl davanın konusunu oluşturan 698.930,00 USD tutarlı teminatın ise, sözleşmenin 13. Maddesi gereğince, davacının, garanti hizmeti yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi veya esaslı biçimde ihlali halinde kullanılmak üzere sunulduğu, sözleşmenin asıl davada davalı/birleşen davada davacı tarafından 25.01.2012 tarihinde feshedildiği, feshin gerekçesinin 28.10.2011 tarihli ek siparişin yerine getirilmemesi olduğu, fesih sebepleri arasında, sözleşme konusu bilgisayar, ekipman ve işletim sistemi garanti hizmetinin yerine getirilmediği yönünde bir iddia bulunmadığı, fesih haklı sebebe dayalı olsa dahi garanti hizmetleri için sunulan 698.930,00 USD tutarlı teminatın nakde çevrilip gelir kaydedilmesinin sözleşmenin 12 ve 13 maddeleri ile idari şartnamenin 8.4 maddesine uygun olmadığı,evvelki raporlardaki görüşlerinde değişiklik meydana gelmediği, ek siparişe konu malın teslim tarihinin 23.12.2011 olduğu, tarafların beyanlarından ve dosyaya sunulu belgelerden, birleşen dava davacı bankanın teslim için 45 günlük ek süre tanıması sonucu teslim tarihinin 06.02.2012 olduğu, satıcının 17.01.2012 tarihli yazısı ile ek siparişe konu malı tedarik edemeyeceğini bildirdiği, bunun üzerine 25.01.2012 tarihinde sözleşmenin feshedildiği, davacının tanıdığı ek sürenin cezalı süre olmadığı, tanınan vade dolmadan fesih yapıldığı, bankanın cezai şart alacağı talebinin yerinde olmadığı yönündeki görüşün değişmediği, ancak, haklı fesih değerlendirmesi yapılacak olsa dahi sözleşmeye göre teslim tarihi olan 23.12.2011 ila davacının sözleşmeyi feshettiği 25.01.2012 dönemi için 90.256,32 USD, malın tedarik edilemeyeceğinin bildirildiği 17.01.2012 ila fesih tarihi 25.01.2012 arası için 24.615,36 USD hesaplama yapıldığı, ek olarak istenen 1.850 adet bilgisayar için, feshedilen sözleşmeye esas ihaledeki en iyi ikinci teklif birim fiyatı ile fesihten sonra yapmak durumunda kaldığı sözleşmeye esas birim fiyat arasındaki farka göre kaçırılan fırsat tazminatının ise 148.000,00 USD olduğu, sözleşmenin 6. maddesindeki düzenleme itibariyle gecikme süresi iki ayı geçmediğinden ve sözleşmenin 10. maddesindeki düzenleme itibariyle kaçırılan fırsat zarar teminat mektubu tutarını aşmadığından, sözkonusu ceza alacağı ve kaçırılan fırsat tazminatı tutarlarının ayrıca talep imkanı bulunmadığı,fesih gerekçesi dikkate alındığında, feshi haklı sebebe dayalı olsa dahi, garanti hizmetleri için sunulan 698.930,00 USD tutarlı teminata el konulmasının, sözleşmenin 12, 13 maddeleri ile
idari şartnamenin 8.4 maddesine uygunluk arzetmediği kanaati bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmede; asıl davada davalı/birleşen davada davacı alıcıya ek sipariş imkanı verildiği ve usulüne uygun olarak alıcı banka tarafından ek sipariş talebinde bulunulduğu ancak asıl davada davacı/birleşen davada davalı satıcının bu talebi yerine getiremediği kendi beyanı ile de sabitken, sırf ek temin için verilen ek sürenin bitimi beklenmeksizin fesih yapılması nedeniyle feshin haksız olduğu sonucuna varmak mümkün olmadığından, alıcı bankanın sözleşmeyi fesihte haklı olduğunun kabulü gerekir. Bu yönüyle bilirkişi görüşünden ayrılınmakla birlikte; sonuç itibariyle gecikme nedeniyle yapılan hesaplamalar doğru bulunduğundan ve bankanın tüm talep konularına ilişkin alacak miktarı 420.000,00 USD teminat miktarını aşmadığından hüküm sonucunda bir değişiklik yapılmasına gerek görülmemiştir.
Dosya kapsamına göre; asıl davanın konusu edilen 698.930 USD bedelli teminat mektubunun garanti süreleri için verildiği sabit olmakla birlikte, alıcı bankaca fesih nedeni yapılmayan garanti sürelerine ilişkin bir zarar olduğuna dair iddiada bulunulmayıp delil de sunulmamasına göre teminat mektubunun zamansız olarak nakde çevrilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda Dairemizce, taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği ancak istinafa gelen alıcı bankanın karşılanmamış zararının bulunmadığı, aksine garanti süreleri için verilen teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrildiği kabul edilmiş ve mahkeme kararının gerekçesi bu yönleriyle değiştirilerek bir kısım istinaf itirazları kapsamında HMK’nın 356/(2). maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi hükmünün kaldırılması ile yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle:
Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/616E., 2018/461K. sayılı dava dosyasında verdiği 07/06/2018 tarihli kararına yönelik asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer hususlara ilişkin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle:
Asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekilinin eksik incelemeye yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m. 356/2 gereğince, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/616E., 2018/461K. sayılı dava dosyasında verdiği 07/06/2018 tarihli kararının kaldırılması ile gerekçesi kısmen değiştirilerek YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:
“A-1-Asıl davanın kabulü ile 698.930,00 USD’nin dava tarihi olan 23/09/2013 den itibaren işleyecek Devlet Bankalarının 1 yıl vadeli USD mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz oranı uygulanmak sureti ile davalıdan tahsiline,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 94.461,32TL karar ve ilam harcından peşin alınan 23.615,35TL harcın mahsubu ile bakiye 70.845,97TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 65.434,99TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 24,30TL başvurma harcı, 23.615,35TL peşin harç, 1.050,00TL bilirkişi ücreti ve 118,70TL posta müzekkere gideri olmak üzere toplam 24.808,35TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider-delil avansının kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
B- 1-Birleşen davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 55.051,32TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine
5-HMK’nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,”
3- Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
4-Kararın niteliğine göre takdiren, asıl davada davacı/birleşen davada davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan, yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL. istinaf duruşma vekalet ücretinin asıl davada davacı/birleşen davada davalıdan alınarak asıl davada davalı/birleşen davada davacıya verilmesine,
6-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
29/03/2022 tarihinde, duruşmalı yapılan inceleme sonucunda, asıl davada davacı/birleşen davada davalı vekili Av. … … ile asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekili Av. …’ın yüzüne karşı,
HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 15/04/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …